İsrail ile Lübnan arasındaki istihbarat savaşı tüm hızıyla devam ediyor
Lübnan'da son olarak "başarılı av" olarak adlandırılan operasyonla, telefon şebekesi üzerinde odaklanan casus şebekesi çökertildi.
Şebeke içerisinde bulunan Şerbel Kazzi, Lübnan güvenlik güçleri tarafından tutuklandı. Lübnan'da yayınlanan Sefir gazetesinin haberine göre Kazzi, suçunu itiraf etti. Lübnanlı uzmanlara göre bu derece bir istihbarat çalışması sadece bir kişiyle yürütülemez. Bundan ötürü Lübnan ordusuna ait istihbarat geniş çaplı operasyon başlattı. İlerleyen günlerde aynı şebeke içerisinde çalışan diğer casusların da göz altına alınması bekleniyor. Operasyon kapsamında Alfa ve MTC adlı şirketler de inceleme altına alındı. Lübnan ordu istihabaratı, İsrail'in Lübnan'da kör , sağır ve dilsiz kalabilmesi için soruşturmanın sonuna kadar gidileceğini açıkladı.
İsrail'in iletişim ağındaki casusları, uzun bir süredir Lübnan Meclisi İletişim Komisyonu tarafından da inceleme altına alınmıştı. Komisyonun başında bulunan Hasan Fadlullah, bugün düzenlediği basın açıklamasında, Alfa şirketinde çalışan Kazzi'nin 1996 yılından beri İsrail'e çalıştığının tespit edildiğini, Kazzi'nin tutuklanmasının Lübnan güvenliği adına önemli bir kazanım olduğunu söyledi. Fadlullah, İsrail'in 14 yıldır Lübnan'daki iletişim ağı üzerinde kurduğu hakimiyetin Lübnan açısından büyük tehdit oluşturduğunu söyledi.
Fadlullah ayrıca İsrail'in Alfa ve Mtc şirketlerinde çalışan casusları sayesinde Lübnan'da kimin hangi cep telefonuyla görüşme yaptığını ve ne zaman nerede olduğuna dair bilgiler edindiğini sözlerine ekledi. Fadlullah "Düşman hala bu casusun oluşturduğu şebeke üzerinden Lübnan'ı takip edebilmekte, önemli ve kritik bilgilere sahip olabilmektedir" dedi. Lübnan hükümetini acilen harekete geçmeye çağıran Fadlullah,diğer sabit ve gsm hatlarının da güvence altına alınması için gerekli adımların atılmasını istedi.
"Casuslara İdam Cezası Verilsin"
Diğer yandan Ulusal Özgürlük Hareketi lideri Mişel Aun da Alfa gsm operatöründe çalışan Kazzi'nin İsrail casusu olduğunun ortaya çıkmasının son derece tehlikeli bir durum olduğunu belirtti.
İlerici Sosyalist Hareketi lideri Velid Canpolat da Lübnan'ı saran İsrail casusların varlığına dikkat çekerek "Casuslara en önemli yanıt idamdır" dedi ve Lübnan'ı felakete sürükleyecek yeni suikastler zincirinin başlamasına karşı uyarıda bulundu.
Canpolar "Casusların varlığı, Lübnan'ın her alanında olağanüstü hal ilan edilmesini zorunlu kılmaktadır. Casuslara demirden yumruğu vurma zamanı gelmiştir. İkinci dünya savaşında da bir çok Avrupa ülkesi, casuslardan ötürü büyük sorunlar yaşamıştı. Bunlardan birisi olan Fransa, savaştan sonra 10 binden fazla casusu idam etti. Lübnan'da ise özellikle de 2000'den sonraki kurtuluştan sonra casuslara karşı gerekli yanıt verilmedi. Haklarında hafif cezalar verildi" dedi.
İsrail'in Lübnan'ı hedef alan saldırıların kesintisiz sürdüğünü ifade eden Canpolat, casus şebekelerinin de Lübnan'ın egemenliğini çiğneyen bir girişim olduğunu hatırlattarak "Direniş, Lübnan'ın savunulmasında stratejik bir seçenek olarak kalacaktır. Casus şebekelerinin varlığı, bir takım hızlı adımların atılmasını zorunlu kılmaktadır. Direnişin silahıyla ilgili alınan aceleci kararlar durdurulmalıdır. Direniş, ihtiyati silahımzdır. Bu silahtan tüm Arap ve Müslümanlar yararlanmalıdır. Çünkü biz daha yolun başındayız" dedi.
Lübnan'ın eski başbakanı Ömer Kerami de Canpolat gibi İsrail'le işbirliğine girerek Lübnan'a ihanet edenlerin idam edilmesi çağrısında bulundu. Kerami "Hafif hükümler, casusların Siyonist düşmanla ilişkiye girmesinin temel sebebidir. Onları cesaretlendirmektedir" dedi.
Lübnan'ın eski Cumhurbaşkanı Emil Lahud ise İsrail'in Lübnan'da oluşturduğu casus şebekeleriyle 1701 sayılı BM kararını çiğnemesinden ötürü Güvenlik Meclisi'ne şikayette bulunulmasını istedi.
Lübnan'da Nisan 2009'dan itibaren devam eden operasyonlarda, 70'den fazla İsrailli casus göz altına alındı.
isra haber