Lübnan ve İsrail arasındaki ateşkes anlaşmasının ilan edilmesinin üzerinden üç haftadan fazla bir süre geçmesine rağmen, kuzeydeki yerleşimciler, İsrail hükümetinin bu amaçla sağladığı teşvik ve kolaylıklara rağmen Lübnan sınırı yakınlarındaki yerleşimlerine geri dönmedi. Kanal 12'nin kuzeydeki muhabiri Guy Piron'a göre bunun nedeni, Yapılan araştırma sonuçlarına göre, bölge sakinleri İsrail ordusu tarafından sunulan güvenlik imajını kabul etmiyor.
Bu nedenle şu ana kadar çok azı evlerine döndü.” Piron, ileriye bakıldığında tablonun o kadar da iyi olmadığını, kuzeydeki yerleşimcielrin yaklaşık yüzde 33'ünün şu anda evlerine dönmek istemediğini, oysa “bu rakamın sekiz ay önce sadece yüzde 13 olduğunu” sözlerine ekledi.
Keren Kehillat Vakfı Başkanı Dr. Yitzhak Laks, İsrail Kanal 7'ye verdiği bir mülakatta, “Evlerinden tahliye edilen birçok kuzey sakininin savaştan sonra evlerine dönmeyeceğine dair büyük bir endişe var.” dedi. Çünkü bu kişiler, merkeze uyum sağlayıp iş bulabildiler ve çocukları da sosyal olarak uyum sağlayıp orada kalmanın kendileri için iyi olduğunu gördüler.
Laks, Kiryat Shmona Belediye Başkanı Avihai Shtern'in, Kiryat Shmona'daki 22,000 yerleşimcinin yaklaşık yüzde 40'ının yerleşime geri dönmeyi planlamadığını söylediğini aktardı. Laks, bu aşamada kilit bir stratejik hedef olduğu için bu sorunu ele almak ve onları kuzeye dönmeye teşvik etmek üzere harekete geçilmesi çağrısında bulundu.
Bu gerçek ışığında, İsrail Ordu Radyosu, ordunun “güven inşa etmenin zaman alacağı anlayışına dayanarak” kuzeydeki yerleşimcilere geri dönmeleri için “açık bir davet” yayınlamadığını kaydetti. Radyo, IDF'nin Celile Tümeni Komutanı Tuğgeneral Shai Kleber'in şu sözlerini aktardı: “Celile sakinlerine mesajımız, IDF'nin geri dönüşünüzü sağlamak için elinden gelen her şeyi yapacağıdır.”
Yukarı Celile Konseyi Başkanı Giora Zelts, kuzey yerleşimlerindeki mevcut durumu özetleyerek, “IDF kuzeyde güvenlik gerçeğini önemli ölçüde değiştiren etkileyici başarılar elde etmiş olsa da” sivil düzeyde “15 aydır savaşta olduğumuz ve hiç kimsenin kuzey sakinlerinin sorunlarını ele alacak sorumluluğu ve bütçesi olmadığı için tarifi zor bir başarısızlık içindeyiz.” dedi.
İsrail Kamu Yayın Kurumu'na göre bu zor durum, Kuzey Kalkınma Müdürlüğü Başkanı Yedek Tümgeneral Cheney Marom'un, yetkilerinin azaltılması ve yeni Direktörlükler Bakanı Ze'ev Elkin ile görüş ayrılıkları nedeniyle, görevde sadece altı ay kaldıktan sonra görevinden istifa etmesine neden oldu.
"ASKERLERİMİZİ ÇEKİLİM"
İşgal ordusuna 60 gün süreyle izin veren bir madde içeren ateşkes anlaşmasının ilan edilmesinin üzerinden üç haftadan fazla bir süre geçmesine rağmen, İsrail ordusunun Güney Lübnan'da kalmaya devam etmesi, İsrailli yorumcu ve uzmanların dikkatini çekti.
Kanal 12'nin eski kuzey muhabiri Menachem Horovitch, İsrail askerlerinin Lübnan'dan çekilmesi için anlaşmada belirtilen 60 günlük sürenin sonuna kadar beklemeye gerek olmadığını belirtti. Horovitch, güney Lübnan'ın ateşkes döneminde bile askerler için güvenli bir yer olmadığını, bölgede hala askerlerin yaralandığını ve binlerce muvazzaf ile yedek asker ailesinin kötü haber alma ihtimaline karşı endişe içinde yaşadığını savundu. Horovitch, “Bu nedenle, İsrail'in sınır ötesinde özel saldırı görevleri olmadığı sürece askerleri riske atmak daha iyidir.” dedi. Özellikle mevcut dönem geçiş dönemi ve kritik olduğundan, Lübnan'daki askerlerin savaş sırasında olduğu gibi operasyonel alarm durumunda olmadığını, bu durumun sahadaki subayların kayıplara yol açabilecek hatalarına veya yerel girişimlere yol açabileceğini ifade etti.
"HİZBULLAH'I YENEMEDİK"
Eski IDF Ombudsmanı Yedek Tümgeneral Isaac Brek, İsrail Kanal 12'ye verdiği röportajda, İsrail'i Lübnan'daki savaşı sona erdirmeye iten nedenler hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Brek, İsrail'in Hizbullah'ı yenememesinin sebebinin, sadece 3 km derinlikte değil, tüm bölgede manevra yapabilecek büyüklükte bir “orduya” ihtiyaç duyması olduğunu vurguladı. Ayrıca, işgal ettiği bölgelerde kalabilecek ve onları terk etmeyecek bir ordunun da gerekliliğine dikkat çekti. Brek, “İsrail, devam etme kabiliyeti ve yerini alacak güçlere sahip değildi.” ifadelerini kullandı.
Brek, çatışmaların durdurulmasının nedeninin “İsrail'in Hizbullah'ı yenmek istemediği değil, onu yenme kabiliyetinin olmadığını fark etmesi” olduğunu belirtti. Kamuoyunun, Hizbullah'ın zayıflamış olmasına rağmen tünellere ve silahlara sahip olduğunu, savaş sırasında Tel Aviv'e kadar ulaşabilen saldırılarla bunu kanıtladığını anlaması gerektiğini ifade etti. Brek, “Bunun ardından savaşı durdurmayı istedik ve yenilemeyeceğini anladıktan sonra kabul ettik.” dedi.
Kanal 12'nin askeri işler muhabiri Nir Dvouri de benzer bir açıklama yaparak, “İsrail ordusunda ciddi bir eksiklik olduğunu, halen birçok cephede devam eden savaş nedeniyle yaklaşık 7,000 asker açığı bulunduğunu” belirtti. Menachem Horovitch, kanalın internet sitesi için kaleme aldığı makalede, IDF'nin insan kaynakları açısından sınırlarına dayandığını ve Suriye ile Lübnan'da tümenlerin konuşlandırılmasıyla kimsenin hazırlıklı olmadığı bir senaryoda faaliyet gösterdiğini savundu.