Siyonist rejim İsrail tarafından yapılan bir anketin sonuçları, işgal edilen Filistin topraklarında yaşayanların %59'unun işgal topraklarından göç etmek için farklı ülkelerin büyükelçiliklerine gittiğini veya bu büyükelçiliklere gitmeyi düşündüğünü gösteriyor.
Nüfus, Balfour'un 1917'deki ilanından bu yana Siyonist rejimin en önemli sorunu olarak kabul etmek gerekir. Siyonistler, küçük bir nüfusa sahipken Filistin'i işgal ettiler ve çeşitli vaatlerle dünyanın dört bir yanından Yahudileri işgal altındaki topraklara getirmek zorunda kaldılar. Filistin'in işgali ile birlikte bu süreç yıkım ve katliamlarla birlikte devam etti. Siyonist rejim, Filistinlilere sayısız savaşlar dayatırken, onları evlerinden çıkarmaya çalışarak, evlerine ve topraklarına el koymaya başladı. Milyonlarca Filistinli Siyonist rejimin suçları nedeniyle yerlerinden edildi ve toprakları ve evleri Siyonist göçmenlere verildi.
Balfour Deklarasyonu'nun üzerinden 100 yıl ve Siyonist rejimin kuruluşunun üzerinden 77 yılı aşkın bir süre geçtiği bir dönemde, işgal rejimin kuruluşunun temellerinden biri olan göç meselesi ise tersine göçle sarsılıyor.
İşgalci rejim İsrail İstatistik Merkezi'ne göre, Yahudilerin Filistin'i terk etme süreci 2009'dan bu yana tersine döndü. Başka bir ifade ile işgal edilen Filistin topraklarından çıkanlar veya dönmeyenler, giriş yapan veya dönenlerden daha fazladır.
Begin Miras Merkezi tarafından yapılan araştırma sonuçları ayrıca Siyonist İsrailli ailelerin %78'inin işgal altındaki Filistin dışına çıkan çocuklarını desteklediğini gösteriyor. Peki Siyonist göçmenler neden tersine göçü düşünüyorlar ve işgal altındaki toprakları terk etmeye çalışıyorlar?
Ekonomik sorunlar bu meselenin sebeplerinden biridir. Son iki yılda işgal altındaki topraklar, olumsuz ekonomik koşullar nedeniyle halk tarafından defalarca İsrail karşıtı protestolara sahne oldu. Korona salgınının patlak vermesi de bazı ekonomik sektörlerin tamamen kapanmasına ve ekonomik kayıplara neden oldu. İşgal altında yaşayan tüm Yahudiler eşit vatandaşlık haklarına sahip değiller. Hahamlar Konseyi de dahil olmak üzere bazı Yahudi hahamlar, bazıları torun sahibi bile olan Afrikalı Yahudileri Yahudi olarak görmüyorlar.
İşgal altındaki topraklarda yaşayan insanların memnuniyetsizliği ve göçü tersine çevirme kararlarının bir başka sebebi ise sık sık yaşanan savaşlardır. Siyonist rejimin işlediği suçlar karşısında güçlenen direniş grupları, günümüzde ispatladığı füze ve İnsansız hava Araçlarıyla işgal rejimi tehdit ediyor, 2021’de yaşanan 12 günlük savaş bunun bir ispatıdır. Başka bir ifade ile, Siyonist rejimin direniş gruplarıyla tekrarlayan savaşlarının sonucu, işgal altındaki topraklarda sosyal güvenliğin azalması oldu. Bu yüzden göçmen Siyonistler kendileri veya çocuklarının işgal topraklarından göç etmeyi tercih ediyorlar. İşgal altındaki topraklarda yapılan bir anket birçok Yahudi’nin tersine göçü düşündüğünü gösteriyor ve sebebini ekonomik sorunları, eşitsizlik ve Filistinliler ile yaşanan sorunun çözümlenmesinden duyulan umutsuzluk ve sürecin çıkmaza sürüklenmesidir.
Bunlara ilaveten homojen olmayan nüfus yapısı ise ihtilafların şiddetlenmesi ve işgal topraklarından tersine göç kararının artmasına sebep olmuştur. İşgal edilen topraklarda en az 100 etnik grup çeşitli ülkelerden göç ederek yaşıyorlar. Tabi ki bu konu sürtüşmelerin ve çatışmaların da bir o kadar artmasına sebep oluyor.
ParsToday’in verdiği habere göre, Siyonist rejim için hala nüfus sorunu devam ediyor. Büyük vaatlerle Filistin topraklarına göç edenler uzun süreden beri daha iyi yaşam şartlarını bekliyorlar fakat şartların daha iyi olmasından umutsuzca bu topraklardan göç etmeyi, kalmaya tercih ediyorlar. (İsrail Post)