Ahmed Ebu Teyme
Geçen Cuma günü (30 Mart) işgal altındaki Filistin toprakları ve çevresi tarihinde ender sayılabilecek bir olaya tanık oldu. Filistin topraklarında ve onu çevreleyen ülkelerde yüz binlerce kişi Kudüs ve Mescidi Aksa için yollara koyulup içerde Kudüs'e, dışarıda da bu şehre en yakın sınır noktasına akın etti. Uzaklardaki ülkelerde ise Kudüs için onlarca dayanışma gösterisi ve yürüyüş yapıldı. Bütün bunlar Kudüs ve onun kutsal değeri içindi.
Dünya Kudüs Yürüyüşünün ilham kaynağı geçen sene 15 Mayıs ve 5 Haziran tarihlerinde, 63 yıldır ülkelerinden uzak bırakılma zulmünü protesto etmek için sınıra akın eden mültecilerin eylemiydi. Bu yürüyüşlerden birinde bir Filistinlinin sembolik de olsa sınırı aşıp
atalarının sürgün edildiği bölgeye ulaşması mültecilerin umudunu daha da artırmıştı.
Filistin halkının geliştirdiği bu mücadeleyi Arap dünyasındaki değişimden ayrı değerlendirmek eksik olur. Bu yürüyüşler ve mücadele biçimi, kendi ülkelerinde değişimi başlatan barışçıl mücadeleyle paralel gelişti. İlk Filistin'e dönüş eyleminin Mübarek rejimini deviren Mısır halk devriminden sonra olması tesadüf değildir.
Siyonist rejimin rahatsız olduğu, kendisi için tehlikeli ve varlığı açısından da tehdit olarak gördüğü bu yürüyüşler birkaç açıdan önemlidir:
Bir: Bu yürüyüşler, özellikle de geçen Cuma günü yapılan Dünya Kudüs Yürüyüşü Filistin davasını dar ve yerel sınırlardan çıkarıp uluslararası bir boyuta taşıdı. Dünyadaki bütün özgür insanları, Kudüs'ün sadece Filistinlilerle Arapların değil dünyadaki bütün özgür insanların sorunu olduğu konusunda uyandırdı. Bu şekilde yeni bir denge ortaya çıktı. Bundan sonra işgal rejimi masum, savunmasız Filistin halkına karşı dilediği gibi davranamayacak. Bundan sonra karşısında dünyanın özgür halklarını bulacak.
İki: Bu yürüyüşler Arap ve Müslümanların atıl durumdaki enerjisini aktif hale getirdiği gibi, Filistin halkını konferans, toplantı ve resmi törenlerle destekleme şeklindeki sözlü desteğini pratiğe taşıdı. Bu yürüyüşlerin diğer önemli bir özelliği, baştan sona seçkin ve resmi kişilerle bürokratların değil, halkın rengini yansıtmasıdır. Halkın gösterdiği katılım bunun açık göstergesidir.
Üç: Birçok ülkede bulunan mültecileri de daha aktif rol almaya sevk etti ve bu davadaki yerlerini almalarını sağladı. Özellikle gençlerin soruna duyarlı olmalarına yardımcı oldu. Çünkü bundan önce kasıtlı olarak sadece Gazze ve Batı Yaka üzerinde durulması, sadece bu bölgelerdeki insanların sorunu varmış gibi bir hava estirilmesi mültecileri yavaş yavaş meseleden uzaklaştırmıştı. Ancak Lübnan'da olduğu gibi mültecilerin Gazze, Batı Yaka ve 1948 yılında işgal edilmiş Filistin topraklarındaki mültecilerin gösterdiği katılımın çok üstünde ve daha geniş bir katılım göstermesi, yürüyüşlerin bu insanların umutlarını yeşerttiğini gösteriyor.
Dört: Bu yürüyüşler Filistin halkının tali meseleleri bırakıp pusulasını ana davaya çevirmesini sağladı. Ne elektrik sorunu, ne yakıt, ne kuşatma, ne su, ne 67 sınırları ne de yerleşim birimleri temel sorundur. Asıl sorun yurdundan olan bir halkın sorunudur. Diğer sorunlar buna bağlıdır ve onu asıl sorundan uzaklaştırmamalıdır.
Beş: Bu yürüyüşler barışçıl yürüyüşlerdir. Bu tür yürüyüşler bölgede ve dünyada meydana gelen gelişmelerle de uyumludur. Bu tür direniş, siyasi gelişmelerin daha sıkı ve karmaşık hale getirdiği silahlı direnişle karşılaştırıldığında daha etkili ve daha başarılı görünüyor. Silahlı direniş bölgedeki gelişmeleri olduğu kadar dünyadaki gelişmeleri de göz önünde bulundurmak zorunda olduğundan çok dikkatli olmak durumunda. Bu yüzden de alanı oldukça dardır. Ancak halk yürüyüşleri daha özgür davranabiliyor.
Altı: Bu yürüyüşler Filistin'de gerçek mücadele motorunu harekete geçirdi. Yıllardır örgütsel mantıkları, anlayışları ve tutumları yüzünden Filistin halkına ve davasına hizmet etmekten çok bu halka yük olmaya başlayan, hizbi ve şahsi hesapları yüzünden bu davayı engelleyen çevrelerin elinden inisiyatifi alıp halkın eline verdi.
Yedi: Bu yürüyüşler basit şenliklerden ibaret değildir. Tersine, dönüş ve özgürlük yönünde atılmış pratik adımlardır. Bu yürüyüşlerle halkın korku psikolojisini yenip daha büyük yürüyüşlerde bulunması ve Kudüs'e doğru harekete geçmesi amaçlanıyor. Mecdel Şems köyünde yapılan yürüyüşte insanların sınırı geçmesi önümüzdeki günlerde daha büyük yürüyüşlerle sınırı geçme teşebbüslerinin yapılacağının sembolik ifadesidir. Bu olay bir gün yüz binlerce mültecinin sınırı geçmek için tel örgüleri ortadan kaldıracağının umudunu ve ışığını verdi.
Sekiz: Bu yürüyüşler hukukidir. Yapılan yürüyüşler yurdundan edilen mültecilerin tekrar yurduna dönme hakkını öngören uluslararası hukuka göre hukukidir. Bunları engellemek için işgal yönetimi bahaneler uydursa da dünya kamuoyu da olaya böyle bakıyor. İşgal rejiminin yürüyüşlere karşı takındığı tavrın Uluslararası Af Örgütü tarafından kınanması bundandır. Bu yürüyüşler Filistin elini güçlendirirken, işgalcinin elini zayıflatıyor.
Dokuz: Bu yürüyüşler Siyonist toplumun uykusunu kaçırmaya, güvenlik teorisini yerle bir etmeye ve psikolojisini olumsuz etkilemeye neden oldu. İçerde ve dışarıda toplanan yüz binlerce mültecinin bir gün sınırı geçip kendi topraklarına dönmesi ihtimalinin Siyonist toplumun uykusunu kaçırması doğaldır. Birkaç ayda bir Filistinlilerle onların yanında yer alan dünyanın özgür insanlarının tekrarlayacakları bu yürüyüşler Siyonist toplumun huzurunu kaçırmaya yeter.
Yukarıda saydığımız ve sayamadığımız hususları göz önünde bulundurduğumuzda Siyonist Başbakan Benyamin Netanyahu'nun geçen sene yapılan yürüyüşlerin ardından Siyonist rejim ve toplum adına yaptığı değerlendirmeyi anlıyoruz. Netanyahu o tarihte şöyle demişti: "Bu yürüyüşler, sorunun hâlâ İsrail'in varlığıyla ilgili olduğunu gösteriyor. Sorun sadece 1967 sınırlarıyla ilgili değildir"
Madem bu yürüyüşler Siyonist rejimi bu kadar etkiliyor, rahatsız ediyor ve uykusunu kaçırıyor, o zaman çabaların daha da artırılması, Filistin halkının dönüş hakkını elde edinceye ve kendi geleceğini kendi iradesiyle belirleyinceye kadar bu tür faaliyetlerin sürdürülmesi gerekiyor.
" O, ne zaman? Diyecekler. De ki: "Belki düşündüğünüzden de yakın."