İsrail parlamentosunda kabul edilen ‘Yahudi Ulus Devleti Yasası’na göre “ülkede kendi kaderini tayin etme hakkı sadece Yahudilere aittir”, “İsrail bir Yahudi devletidir”, “İsrail dünyadaki tüm Yahudilerin tarihi anavatanıdır” ve “dünyadaki tüm Yahudilerin İsrail’e dönme hakkı vardır”. Satır aralarındaki hükme göre, İsrail’in kurulu olduğu Filistin topraklarında yaşamaya devam eden Filistinlilerin -istedikleri kadar İsrail vatandaşı olsunlar- o topraklar üzerinde bir hakkı yok; 1947 itibarı ile o topraklardan sürülmüş olan Filistinlilerin zaten canı cehenneme! Polonyalı bir Yahudi o topraklara ‘dönebilir’, hatta “Yahudi oldum” diyen Perulu Amerikan yerlisi bile ‘dönebilir’, ama 777 ceddi o topraklarda yaşamış olan Filistinli muhacir dönemez. Nasıl? *** “İsrail dünyadaki tüm Yahudilerin tarihi anavatanı”ymış ve “dünyadaki tüm Yahudilerin İsrail’e dönme hakkı var”mış… Birbirinden büyük iki safsata! Bunlarla ilgili mülahazalarımı geçen seneki bir yazımda Karar okurlarıyla paylaşmıştım, bu vesileyle tekrar etmek isterim. Muhammed Esed, henüz Leopold Weiss isimli Yahudi iken, dünyadaki tüm Yahudilerin Filistin’e dönme hakkından dem vuran Siyonist lider Chaim Weizmann’a şöyle bir ders vermişti: Tarihte Filistin toprakları üzerinde kurulan iki Yahudi devleti toplamda sadece 500 sene, Endülüs’teki Müslüman devletler ise toplamda 800 sene hüküm sürdü. Üstelik Yahudiler Filistin’den sürüleli 2000 sene oluyor, Müslümanlar ise Endülüs’ten daha 500 sene önce sürüldüler. Neresinden bakarsanız bakın, onların Endülüs üzerinde hak iddia etmeleri Yahudilerin Filistin üzerinde hak iddia etmelerinden daha makul olur. ‘Ama Endülüs onların öz yurdu değildi, oraya dışarıdan gelmiştiler’ argümanı geçersizdir. İsrailoğulları da Filistin’e Mısır’dan gelmiştiler. Geldiklerinde orada başka bir halk vardı ve o halkla savaşarak kendilerine yer açtılar. Şeytanın avukatlığına soyunalım ve Muhammed Esed’e cevap yetiştirmeye çalışalım: Mısır’daki İsrailoğulları’nın ataları göçebe bir halktı. O halkın başlangıç noktasının Filistin olmadığı ne malum? Mısır’dan çıkıp Filistin’e giden İsrailoğulları, belki de atalarının yurduna ve dolayısıyla öz vatanlarına dönmüş oldular; bir müddet sonra da Yahudiler Filistin’den sürüldüler, 2000 sene sürgünde yaşadılar ve nihayet Siyonist hareket sayesinde geri dönüp Tanrı’nın İsrailoğulları’na vaat ettiği kutsal topraklar üzerinde İsrail devletini kurdular… İyi ama Filistinliler -ve dünya kamuoyu- Yahudi teolojisine göre amel etmeye mecbur değil ki! Mecbur olduklarını varsayalım; kendilerine o kutsal topraklar vaat edilen İsrailoğulları nerede? Günümüzdeki Yahudilerin kökleri Filistin’e dayanmıyor; Hazar’a, Ukrayna’ya, Yemen’e, Fas’a, Etiyopya’ya dayanıyor. Belki aralarında üç-beş tane orijinal İsrailoğlu vardır ama genel olarak Yahudiliği sonradan benimseyen toplulukların soylarından geliyorlar, İsrailoğulları’nın soyundan değil. *** Telaviv Üniversitesi tarih profesörlerinden Şlomo Sand, “İsrail dünyadaki tüm Yahudilerin tarihi anavatanıdır, dolayısıyla dünyadaki tüm Yahudilerin İsrail’e dönme hakkı vardır” tezini buruşturup çöpe attığı Yahudi Halkı Nasıl İcat Edildi? adlı kitabında -özetle- diyor ki: 1.Siyonistler “Sürgündeki İsrailoğulları’nın vatana dönüşü”nden bahsediyor, ama Roma döneminde yaşandığı iddia edilen kolektif sürgünün hiçbir delili yok. Filistin’den Avrupa’ya kadar uzanan bir Yahudi göçünün de delili yok. Aslında bu inanç, Hıristiyanların uydurduğu bir efsaneye dayanıyor. O efsaneden murat edilen şey Yahudileri suçluluk psikolojisine itip ‘Tanrı bizim atalarınızı lanetledi, onları sürgünle cezalandırdı. Lanetten kurtulmak istiyorsak Hıristiyan olmalıyız’ demeye sevk etmekti. 2.Siyonistlerin vazettiği milliyetçilik de mesnetsiz. Dünya Yahudilerinin İbrani kökenli tek bir halk, tek bir ulus oldukları doğru değil. Zaten günümüzde İbrani kökenli Yahudi bulmak neredeyse imkânsız. Yemen ve Kuzey Afrika Yahudileri başka ırklara mensup mühtedilerdir (Roma dönemindeki tebliğ çalışmaları sonucu Yahudilik dinine girmişlerdir). Orta ve Doğu Avrupa’daki Aşkenaz Yahudilerinin ataları ise Yahudiliği seçen Hazar Türkleridir. Etnik Ukraynalılar da Yahudiler arasında ciddi bir yekûn teşkil ediyor. Kısacası, günümüz Yahudilerinin “İsrail” diye anılan topraklarla hiçbir tarihî bağı bulunmuyor. 3. İbraniler ("Orijinal Yahudiler") Hıristiyanlık ve İslamiyet’in Filistin topraklarındaki yayılış dönemlerinde kitleler halinde din değiştirmiş ve zamanla etnik kökenlerini unutmuşlardır (Filistin topraklarındaki Yahudi nüfusunun tükeniş sebebi budur, “sürgün” değil). Herhangi bir Hamas liderinin atalarının İbrani olmasına yüksek ihtimal verilebilir, ama Avrupa, Yemen veya Fas göçmeni bir İsraillinin –Başbakan Netanyahu dahil- İbrani kökenli olması neredeyse imkânsız. Karargazete