Miladi yılbaşı tartışması bu yıl Mesih’in dönüşüne odaklandı. Noel ağacı dini olmaktan çok s eküler bir obje. Bizim Müslümanlar Noel kutlamalarına, Noel ağacına yönelik bir tepkiye kışkırtılıyor sanki. Noel Baba imajı da öyle değil mi? Müslümanların tepkisi daha çok politik ama Yahudi’ler Mesih’in dönüşü konusunda daha teolojik bir tepki veriyorlar.
Sahi kim bu Yahudiler. Ve bugün Pedefolik Satanistl’er dini şöyle dursun, insani bir duruş bile sergilemiyorlar. Bütün dünya yı kendilerine düşman ettiler. Aslında kend cehennemlerine giden yolu döşüyorlar, kaçtıklarını sandıkları şeye doğru koşuyorlar.
Dün Gazze’ye saldırıyorlardı, daha sonra Ürdün’e saldırdılar. Şimdi de Yemene saldırmaktan söz ediyorlardı.
Mısır’da sokak gösterileri başlamış. İsrail Mısırı kaybetmek istemeyecektir. Yani sadece Suriye değil, yarın Ürdün’e, Suudi Arabistan’a, Irak’a İran’a da saldırabilir. Türkiye’ye karşı da birilerini kışkırtabilir. Onun niçin bu Siyonist Yahudi zihniyetini iyi bilmek gerek.
Aslında Yahudilerle İseviler arasındaki aykırılık Müslümanlarla olan farklılıklarından daha derin. Yahudi’ler’in Müslümanlar’a karşıtlığı ideolojik ve politik.
“Rabbi Musevi”ler, Siyonist’ler’e göre Müslümanlara karşı daha insani bir tavır içindeler. İnsanlar doğdukları ana-baba, toprak ve zamanı, derilerinin rengi ve cinsiyetlerini kendileri seçmez. Her toplumda iyi ya da kötü her çeşit insan olabilir.
Bu arada İsevilerin Siyonistleri, Musevi Siyonistlerden çok da farklı değil.
Hristiyan’da Müslüman’ların arasında demokrasi, liberalizm gibi, kavramlarla aramıza sızarken, Siyonist Yahudi’ler çok farklı kimliklerle önümüze çıkabilmektedir.
Hatta bunlar Müslümanlara karşı Hristiyanları kışkırtırken, Müslümanları da ideolojik, politik, etnik topluluklar üzerinden birbirine karşı kışkırtmaktadır.
Hz. İsa Kendine tuzak kuran Yahudileri bugünkü İncil’de “Şeytanın çocukları” olarak tanımlıyor. Ama Katolik ve Protestan birçok kilise yine de onlarla beraber hareket ediyor. Bugün Hristiyan ABD’liler 11 Eylül’deki İkiz kuleler saldırısının bir MOSSAD planı olduğunu öğrenince şok oldular. Aslında ABD’nin Irak’a Suriye’ye gelmesi için planlanmış bir oyundu bu.
AB halkı Holocoust’un Yahudileri bölgeye zorunlu göçe zorlamak için siyonistlerin bir planı olduğu, artık batıda birçok kişi tarafından kabul ediliyor.
New York’taki havranın altındaki tünellerdeki Pedefolik, Satanist Siyonistlerin kanlı ritüellerini, çocukları nasıl istismar edip katlettiklerini insanlar nefretle izledi. Akıl ve vijdan sahibi hiç kimse bu Şeytani oyuna alet olamazdı.
İlk uyanış, CoVID, mRNA, Maske, Mesefe, Hijyen diye insanları evlerine hapsettiler, “Hayat Eve Sığar” sloganı ile. Bu kadar kısa sürede, 1945-1991 arası soğuk savaş döneminde, 40 yıla yakın bir zamanda terör, suikastlarla bile CoVİD teröründeki kadar insanı öldürülmedi, sakat bırakılmadı. Halkın parası ile halkı zehirlediler. Siyaset, Bürokrasi, İş Dünyası, Akademi, Cemaat, Media, STK bu kirli oyuna alet oldular. Hala tevbe etmiş ve özür dilemiş de değiller.
Yeni pandemilere hazır olun. O yetmez, Siber saldırılara, kimyasal saldırılara da. Laser silahları, hatta taktik nükleer saldırılar her şey mümkün. Tek engel, dehşet dengesi.. Ve 2. Sorun kendi aralarında liderlik, yöntem ve nihai hedef konusunda anlaşamıyorlar. Trump Kanada’yı da istiyor, Gronland’ı da, Panama kanalını da, Sıra Arz-ı Mevcuda gelecek. Onunla yetinmeyecekler Karay, Nuhi yasalar ve Hazara senaryosu da masada. Tabi ki onların bir planı varsa Allah’ın da bir hükmü vardı. La galibe illallah.
Yahudiler’den peygamberler de geldi. (Onlara selat ve selam olsun). Ama çoğu peygamberlerine iftira ettiler, onları şehid ettiler. Hz. Davud ve Hz. Süleyman’ı peygamber değil kıra olarak gördüler. Süleyman mabedi onlar için bir kültür mirası, tarihi bir hatıra, bizim ise ilk kıblemiz. 6000 yıllık tarihler, kanla, gözyaşı ile dolu. Aslında kendi “inandık” dedikleri” kitap da kendilerini lanetler. “Dinle ey İsrail” diye başlayan, ellerindeki, okuyup durdukları kitab da kendileri hakkında söylenenleri hatırlayın. İster bugün yaşananlardan dün yaşananlara bakın, isterseniz tarihten bugüne bakın sonuç değişmeyecek.
CoVID sürecinde yaşananları hatırlayın. Bu olayda toplum geç uyandı ama geç de olsa suçüstü oldular. “Spike Protein” Biyolojik Silahtır. ABD’nin. Ukrayna’da 20’ye yakın. Biyolojik silah fabrikası olduğunu biliyoruz. CoVID-19 bir biyolojik silahtır. Hepimizi bu silahla vurdular. Birileri suçluları korumak için zorla ONAM aldılar. DSÖ’ye vergi ve yargı muafiyeti getirdiler. Aslında yasal olarak olmasa da fiilen. CHABAT ve AGARTHA örgütü de imtiyazlı bir statüde. Bu Siyonist ‘leri daha yakından tanımak için CoVID komplosu iyi bir örnek.
Bugün din, ahlak, gelenek, biyolojik cinsiyetten bağımsız, GENDER diye tanımlanan bir GENOM BİREY’ den söz ediyorlar. Tanrıyı kıyamete zorlamaya çalışan Şeytani lobiler, dine, dindarlara hatta biyolojik insana karşı. Bugün Vatikan dini bir kurum olmaktan çıktı. Hem Yahudiler hem Hristiyanlar hızla deist ateist, agnostik oluyor. Yani ciddi bir irtidat süreci yaşanıyor. Müslümanlarda o seviyede olmasa ciddi bir etkilenme söz konusu. Ancak İslamofobik kampanyaların çökmesi ile İslam’la ilgili olarak dine giriş ve yöneliş de çok ciddi bir artış söz konusu
Yahudiler yaratılıştan başlayarak hemen her konuyu tartıştılar. Hz. Adem ve Havva’dan sonra bir de Lilith diye birinden söz ediyorlar. Bu rivayete göre Lilith Hz. Adem’i terk edip Şeytan’la birlik oluyor. Onlara göre, aslında Hz. Adem’e o yasak meyveyi yediren de Lilith’di
Bunlara göre, biraz ezoterik, biraz mitoloji, biraz kehanetle süslenmiş hikayeler de var. Uzaydan gelecek birileri var, Reptilyan’lar diye yarı uzaylı yarı insan, yarı sürüngen birileri de var. Nefilim adını verdikleri dev insanlardan söz ediyorlar. “Üzeyir Allah’ın oğlu” diyenler bunlar değil mi?. Kur’an-ı kerim bize “doğmayan, doğurmayan, doğurulmayan bir Allah”tan söz eder. Bunlar eski ve yeni dini metinlerinde “doğuran Tanrı ve onun Oğulları” ile “İnsan Kızlarından” da bahsederler. Bazıları Tanrı'nın Oğullarını ve kızlarını, dünyaya sürülmüş, “düşmüş melekler” olduğunu iddia ederler. Yahudi ve Hristiyan ruhbanların bir kısmı da Tanrı'nın Oğullarının Hz. Şit'in soyundan geldiğini ve İnsan Kızlarının da “Kabil'in soyu”ndan geldiğini iddia ediyorlar. Hatta bu soyun tufandan sağ çıktığını öne sürenler de var. Tabi Kur’an-ı Kerim bunların hiçbirini doğrulamıyor.
Bunlara göre Kabil, Habil'i katlettiği için Tanrı onu ve onun soyunu lanetledi.(!?) Yahudi din büyükleri Kabil’in ve soyu’nun dünyada sapkın bir halkı yönetmesine izin verildiği söyler.. Diğerleri “Tanrı'nın Oğulları”ndan (haşa) Şit'in soyundan geldiğini ve “İnsan Kızlar” da Kabil'in soyundan geldiğini söylüyor. İncil, bu soy”un “tufandan sağ çıktığını” öne sürüyor
Hz. Nuh'un gemisinde 3 oğlu vardı: Ham, Sam ve Yafes. Nuh kavminin helak sebebi her türlü kötülük ve sefahat vardı. Tufan’dan sonra Ham'ın oğlu Kenan (Nuh'un torunu), Eski Ahit boyunca Tanrı halkının baş düşmanı olan Kenanlıları kurdu. Bazıları Ham'ın karısının Nefilim soyundan geldiğine ve bu soyun tufandan sağ kurtulabildiğine inanıyor. Bugün çokça tartışılan bir konu olan Pedefoli Kenanlılar’da yaygın olan bir sapkınlıktı. Rivayet o ki çocuk kurban etmek onlarda yaygın bir gelenekti.
Hz.Nuh'un diğer oğlu Sam, Hz. İbrahim'in atasıdır. "Semite" kelimesi “Sam'ın soyundan gelen” anlamına gelir. Yahudiler’e göre “Ham” Afrikalıları, “Sam” İbrahim milletini, “Yafes” Türkleri, Hind Avrupa topluluklarının soyunu temsil eder.
Hz. İshak'ın “Esav” ve “Yakub” adında iki oğlu vardı. Esav Yakub’dan büyüktü. Esav kardeşini şehid etti ve aileden ayrıldı ve Kenanlılarla melezleşen Edom’lular kabilesinin lideri oldu.. Bu Edom’lu/Kenan’lıların soyu insanlık için hep sorun oluşturdu. en büyük düşmanı olmaya devam etti. Hz. İshak'ın diğer oğlu Hz. Yakup salihlerdendi. Bir diğer adı ”İsrail” idi.. Hz. Yakub’un 12 oğlu İsrail'in 12 Kabilesini oluşturur. Hz.Musa, Levi kabilesinin soyundan geliyordu. Hz. Davud ise ”Yahuda” soyundan geliyordu. “Yahuda Kabilesi”, “Yahudiye” olarak bilinen bir bölgeye yerleşti. Zamanla doğrudan Yahuda Kabilesi'nden gelmeseler bile, orada yaşayan tüm insanlar “Yahudalılar” olarak tanındı. Bunlar oraya göç eden ve kendilerine “Yahudi” adını veren “Edom’lular/Kenan’lılar” da dahildir.
Yuhanna İncili'nin 8. Bölümü’nde, Hz. İsa Mesih'in o dönemde “Edom’lu/Kenan’lı topluluğu”nun din liderleri olan Ferisiler’le ilgili bir olay anlatılır.. Hz. İsa “onların Şeytan'a ait yalancılar olduğu”nu söylüyor. Hz.İsa'nın çarmıha gerildiğini iddia edenler bu işi organize edenlerin bunlar yani Ferisiler olduğu iddia edilir. Organize eden grup da aynı gruptur.
On İsrailoğlu kabilesi sırasıyla şunlardır: Reuben, Şimon, Dan, Naftali, Gad, Aşer, İssakar, Zebulun, Menaşe, Yusuf. Günümüze kadar gelmiş İbrani’lerin tümü ya “Yehuda” kabilesinden (Yahudi’ler) ya da “Levi” kabilesinden (bir kısmı da da “Bünyamin” kabilesi) gelmiştir. “Levi”liler “Menaşe oğulları” olarak da anılır. “Yasef soyu” da “Efraim soyu” olarak da anılır.. Geleneksel (Yakup'un oğulları) açıdan düşünülürse kayıp kabileler şunlardır: Zevulun, İssakar, Aşer, Naftali, Dan, Yosef, Ruben ve Gad. Bunların artık bilinen soyları yoktur.
Arthur Kösler’in 13. kabilesi buna göre Karaylar ya da Hazaralar olsa gerekir. Kaldı ki, Kadim 12 Kabileden bugün 8’i kayıptır ve onlar da Zevulun, İssakar, Aşer, Naftali, Dan, Yosef, Ruben ve Gad’dır. Y<ani bugüne ulaşan Yahudi kabileleri sadece Yahuda ve Laviler’ dir. Pek azı da Yasef oğullarıdır.
Kendi nefsimizi de, düşmanlarımızı da daha yakından tanıyalım. Onlara olan düşmanlığımız bile bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevk etmesin. Çünkü biz Müslümanlardanız. Selam ve dua ile.