Saadet Partisi Ankara Gençlik Kolları Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmeddin Erbakan'ın "siyasi ufku"nu anlattığı etkinliklerini bir basın açıklaması ile sürdürdü. Açıklamaya Milli Gazete yazarı Mustafa Yılmaz, TV5 Ankara Temsilcisi Mustafa Kurdaş, Vakit Gazetesi Ankara Temsilcisi Serdar Arseven, ESAM'dan Aydın Erenler, Doğu Konferansı'ndan Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu ve Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu, Velfecr.com Genel Yayın Yönetmeni Nureddin Şirin de destek verdi. Erbakan'ın Ankara Balgat'taki konutu önünde gerçekleştirilen basın açıklamasında konuşan Saadet Partisi Ankara Gençlik Kolları Başkanı Yahya İncetahtacı, "Yüreğinde davasını hiç durmaksızın taşımayı en büyük şeref addeden bir Milli Görüş genci için; bir davadır, bir sevdadır, bir kavgadır Erbakan" şeklinde konuştu.
İşte Ankara Gençlik Kolları Başkanı Yahya İncetahtacı'nın basın açıklamasının tam metni:
"Kıymetli basın mensupları;
Bugün tarih yaprakları 4 Temmuz'u gösterirken bizler Saadet Partisi Ankara Gençliği olarak bütün insanlık âlemiyle Erbakan duruşunu, Erbakan çizgisini ve elbette sayın Erbakan Hocamızı Necmeddin yapan mücadelesini paylaşmak ve aynı zamanda haykırmak amacıyla açıklamayı gerçekleştiriyoruz.
Sözlerime bir noktayı açık ve net bir dille belirterek başlamak istiyorum. Bugün coğrafyamıza baktığınız zaman ne hazindir ki kan, gözyaşı ve zulüm hükümranlığını sürdürmektedir. ALLAH(c.c)'ın insanlara bahşettiği haklar birileri tarafından gasp edilmekte, sömürü zihniyeti modern Firavunları, Karunları ve Belamlarıyla kol gezmeye devam etmektedir. Daha göbek bağı kopmamış bebekler katledilmekte, kadınlar dul, çocuklar yetim bırakılmaktadır. İnsanlığı tarih boyunca utandıran bu tablo binlerce yıllık Siyonist emelin gerçekleşmesi uğruna Keşmir'de, Somali'de, Lübnan'da, Irak'ta, Çeçenya'da, Filistin'de, Doğu Türkistan'da ve yeryüzünün daha birçok bölgesinde arsızca sergilenmektedir. Ve yine ne hazindir ki dünya kamuoyu, sözümona İslamcılar bu vahşete tepki göstermemekte ve sessiz kalma küstahlığını devam ettirmektedir. Bu sessiz duruşun sahibi daha doğrusu duruşsuzluğun sahibi satılık tüm İslamcı aydın ve elitten beri olduğumuzu ilişkilerimizi uzunca bir zamandır gözden geçirdiğimizi ve coğrafyamızda işbirlikçi hatta karşı filizlenen direniş hattında yer alan ve şimdi yanımızda olan birkaç ağabeyimizin dışında hepsinden Allah'a sığındığımızı huzurlarınızda ifade etmek isterim.
Özellikle duruşunu ve sözümona ilkelerini AKP iktidarı ile kamu ihale mevzuatına tahvil eden İslamcı patron ve işadamlarına, tezkere sürecinde diplomasinin soğuk yüzünü üstüne vazifeymiş gibi değme liberallere ve ABD Hariciyesine taş çıkartacak raddede sergileyen sevimsiz İslamcı gazeteci ve yazarlara, korkak İslamcı bürokratlara, kaypak ve şark kurnazı her devrin çarıklı siyaset erkanına ve yıllardır politik çetelesinde birçok ismi tutan siyaset bezirganlarına kısacası Erbakan sayesinde merkeze taşınan çevrenin üstü başı tozlu harman yerinin buruşuk suratlı çocuklarına Erbakan hocamızın sessizlik senfonisini vakarla sergilediği bu zamanda buradan sessizliğinizden size sesleniyoruz: hala çok çirkinsiniz ve sizden nefret ediyoruz.
Kıymetli Basın Mensupları
Müslümanlar olarak rahmet ayları diye tanımladığımız günlere giriyoruz. Kardeşliğin, sevginin, hoşgörünün ve barışın hakim olduğu aylar bu aylar. Hatırlayacaksınız Irak bu aylar içinde vurulmuştu. Gazze ve Cenin bu aylarda muhasara altına alınmıştı. Şimdi yine bu rahmet vakitlerini solumaya niyetlendiğimiz şu günlerde İsrail ve Amerikan askeri bürokrasisi İran için savaş planları yapmakta, Afganistan'da daha etkin bir güç kullanımını gündeme getirmekte ve son zamanlarda en istikrarsız günlerini yaşayan Pakistan'a müdahale etmekten söz etmektedir. Ergenekon süreci ile Türkiye, Eski devlet başkan yardımcısı hakkında yürütülen operasyon ile Malezya siyasi istikrarsızlığa sürüklenmektedir. Nijer ve Nijerya'da Hizbullah'ın etki alanının genişlemeye başladığı ve sözde İran'ın bahsi geçen ülkelere ideoloji ihraç ettiği gerekçesiyle ta Afrika'ya aynı bahanelerle uzanan bir istikrarsızlaştırma planının adım adım devreye sokulacağı görünüyor.
İşte İslam Dünyasının tablosu bu. Bu tablo çağlar ötesi bir iniltiyle Erbakan'ı çağırıyor. Bu coğrafyayı yüreğine sığdırmayı başarabilmiş Erbakan ise ev hapsinde. D-8'in mimarı ev hapsinde. İslam dünyasının diplomasisine bağımsız ve en büyük projeksiyonu tutacak olan Erbakan ev hapsinde. Yüreğinde beyti makdis gamzesinde Kudüs. ve Erbakan ev hapsinde.
Kıymetli basın mensupları;
Yüreğinde davasını hiç durmaksızın taşımayı en büyük şeref addeden bir Milli Görüş genci için;
Bir davadır, bir sevdadır, bir kavgadır Erbakan.
Kınayanların kınamasından korkmadan pak fıtrat namına yürüyenlerin iddiasıdır Erbakan. Geriye bakmadan sürekli ilerleyerek özlenen günlere kavuşmanın umududur Erbakan.
Kıyamete kadar sürecek savaşın adı, Hakkın yanında saf tutanların davasıdır Erbakan! Oportünistliği reddedenlerin, inancından asla taviz vermeyenlerin mücadelesi, birilerinin isteklerine göre değil kendi gündemlerine göre hareket edenlerin haykırışıdır Erbakan!
Oyuna düşmeyi, oyunun parçası olmayı reddetmektir Erbakan
Mazlumların feryatlarını yüreğinin en orta yerinde hissetmek, gözlerden damla damla yaşları dökebilmek, üç günlük dünya hayatını, menfaat uğruna sürdürülen yaşamı feda edebilmektir Erbakan!
Önceliklerin en başına en kutlu davayı koyabilmek, kutsal emaneti omuzlamak, özgürlüğün ne pahasına olursa olsun bir görev olduğunu bilmektir Erbakan.
Patani'de Necip Salih'le kol kola yürüyebilmektir Erbakan.
Filistin'de Şeyh Ahmed Yasin'le, Afganistan'da Abdullah Azzam'la aynı yüreği taşıyıp, aynı davayı omuzlamaktır Erbakan.
Söyleme haklılığını kendinde bulan, yapma gücünü elinde tutan, mücadele azmini asla yitirmeyen, hikmeti bünyesinde kabul eden mücahitlerin sembolüdür Erbakan.
"Kalk ey Selahaddin! Gördün mü, biz geldik!" diyerek Müslümanlara hakaret etme cüretini gösteren Siyonist-Haçlı ittifakına verilecek cevabı yüreklerinde bir volkan gibi taşıyanların sadakatidir Erbakan.
Hayatın tüm safhalarında sarsılmayan bir inançla, heyecanla, azimle dosdoğru bir yolda ilerleyerek hakkı değil kuvveti üstün gören zihniyetlerle çarpışmak, vazgeçmemek, aldanmamaktır Erbakan.
Kutlu davayı savunan kimse görünmezken dahi tek başına çıkıp Kudüs bizimdir ve ne olursa olsun yine bizim olacaktır iddiasını yerlere göklere kazıma yiğitliğine sahip olabilmektir Erbakan.
Mazlumların ezilmediği, her türlü sömürünün son bulduğu, adaletin hakim olduğu özgür bir dünya için yaşamaktır.
Ve bu mukaddes davayı nesillere taşıyarak ne olursa olsun hesap sorulacak günün geleceğinin idrakinde olabilmektir Erbakan.
Kıymetli basın mensupları;
Bütün bu söylediklerimize binaen bizler Milli Görüş Hareketinin Ankara Gençliği ve Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın talebeleri olarak buradan bütün dünyaya haykırıyoruz. Ezelden ebede hiç durmadan sürmeye devam edecek hak batıl savaşında safını belli etmekten geri durmayan değerleri, duruşu, mücadeleyi yüreklerimizde asla ve kata sönmeyecek bir volkan gibi taşıyacağız. Zulme karşı başlattığımız yürüyüşten asla geri dönmeyeceğiz. Dünyanın çeşitli bölgelerinde kutlu direnişi gösteren dava kardeşlerimizle bir araya geleceğiz, Amerikan Zulüm İmparatorluğunu ve İsrail İleri Siyonist Karakolunu bu sözlerimizi işitirken dudaklarında mustehzi bir tebessüm beliren Amerikancı reel-politik satılmışlara rağmen ve özellikle Iraklı kardeşlerimizin intikamını alarak darmadağın edeceğiz. Ellerimizi gökyüzüne kaldıracağız ve mazlumlarla mahrumların Rabbine şükürler edip zulme karşı başkaldırının sembolü Necmeddin Erbakan'a selamlar göndereceğiz.
Muhterem Hocam içinde bulunduğunuz durum ağrımıza gidiyor. Ateş olup yakmak, volkan olup patlamak bu haksızlığı daha da büyük meydanlarda haykırmak geliyor içimizden. Ne var ki yapamıyoruz. Size layık olamadığımızı da çok iyi biliyoruz. Ancak sizi ve hasmın şehadetiyle tescillenen davanızı seviyoruz Hocam. Duanızı ve rızanızı lütfen bizden esirgemeyiniz Muhterem Hocam."