Haber "TSK'dan darbe teşekkürü" diye düştü internete.
Bu arada Batı Çalışma Grubu, Balyoz tutuklusu Çetin Doğan'ın başında olduğu Harekat Daire Başkanlığı tarafından kurulmuş.. Org. Fevzi Türkeri'nin ifadesinden o anlaşılıyor.. Buradan darbecilere o süreçte destek veren 40 gazeteciye desteklerinden dolayı teşekkür mesajı gönderilmiş. Mesajda, "Laikliğin korunması ve Cumhuriyetin devamına sağladığınız katkılardan dolayı teşekkür ederiz" deniyor. Bu liste şimdi savcılıkta.. Onlar 40 kişi ve birbirlerini bilirler..
Bu Genelkurmay'ın muhatap aldığı 40 kişi, yoksa her ilde buna benzer listeler var ve ülke genelinde bu listede yüzlerce isim var.. O 40 arkadaş şimdiden ifadelerini yazmaya başlasalar. En azından tanıklıkları gerekebilir.. Ya da yarın hatıralarını yazarken bu not işlerine yarayacaktır. Hani hak vaki olursa, çocukları durumu izah etmek için bu notlardan yararlanabilirler..
Hedefteki isimleri biliyoruz. İnfaz edilecekler, gözaltına alınacaklar, işten atılacaklar falan filan. Onlar; sayısı binlerle, on binlerle ifade ediliyor.. Onların eline fırsat geçseydi, bugün sanık sandalyesine oturtulmalarından söz ettiğimiz kişilerin on kat, hatta yüz kat fazlası çok daha kötü şartlara mahkûm edilecekti belki de. Ölüm, işkence, sürgün..
Sadece gazeteciler mi? Emir-komuta zincirine tabii sözde bilim adamı dediğiniz adamlar, infaz memuruna benzeyen yargıçlar, sivil görünümlü, muhbirlik yapan, ajan ruhlu STK temsilcileri, işadamı kılıklı soyguncular,
Zaten o günki gazetelere baktığınızda bizim yüzkaralarımızın kimler olduğu belli. O dönemin kararlarına bakın ve o kararları veren yargıçları araştırın bulursunuz bu adamları.. Mesela Erkaya davasında gazetenin manşetinden beni mahkûm ettiler, Terakki davasında yazmadığım bir yazıdan mahkûm oldum. Ne rezillikler yaşandı yargıda. Bizim 2 Hasan'ın başına gelenler.. Taşgetiren konuşmasında, "Devleti tepeden tırnağa yeniden ihya ve inşa etmeliyiz" diyor. "Yıkmadan yeniden inşa olmayacağından, devletin müesses nizamını yıkmaya teşebbüs ve propaganda yapmaktan mahkûmiyetine".
Yargıtay, Danıştay koridorlarında dolaşan zabıt katipleri ya da Ankara'da, İstanbul'da mahkeme koridorlarında dolaşan mübaşirler bile bilir bunların kim olduğunu. O dönemde görev yapan meraklı ve ilgili genç stajyer bir avukat bile birçoğunu tanır bunların kim olduğunu. Zaten bilmeyen kalmamıştı, kendileri de, kendilerini gizleme gereği duymuyordu..
Brifinge koşup gelmeleri de ondandı.. Kendilerini gizleme gereği duymuyorlardı ki. Astlarını üstlerini tehdit ediyor ve emir tebliği yapıyorlardı sanki. Açık açık söylüyorlardı çevrelerine bazı şeyleri. Bakmayın şimdi suspus olduklarına.. Bilim adamı kılıklı birtakım adamlar, işgal kuvveti komiseri gibi her şeye müdahale ediyorlardı. Terör estiriyorlardı.. Bunlar belli. Eksik olan belge. O da heryerden fışkırıyor. Tanık desen, bazı olayda her tanığı dinlemeye kalksanız dava bitmez..
Korkularından mı, utançlarından mı bilmem, ne yaptıklarını savunuyorlar bugün, ne de itiraf ediyorlar.. Belki de gizlenmeye çalışıyorlar ama, gizlenecek halleri kalmadı. Yine 3-5 kişi de olsalar, tutuklanan deşifre olan muvazzaflar ile birkaç gazete ve gazeteci süreçteki rollerini savunmaya devam ediyor.. Ve bir de CHP ve MHP'nin bazı üst düzey yöneticileri..
Ama sanırım artık CHP de yoruldu.. Şu Silivri'den Ankara'ya, TBMM'ye tünel kazma işi devam ediyor ya, tamam hadi çıkarsınlar bakalım ne olacak. İnanın o adamlar TBMM çatısı altında, CHP ve MHP grubunda Silivri'deki kadar bile rahat olmayacaklar. Keskin sirke bunlar. Küplerine zarar verecekler. Her duruşmada biraz daha ezilecekler.. Ve sonunda yarın karar kesinleşince yeniden geldikleri yere dönmek çok zor gelecek.
CHP de MHP de savunsa da savunmasa da zor durumda kalacak. Yaptıkları iş, dua ile istenen bir belaya benziyor.. Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık hesabı. Kısa süre sonra "biz bu haltı niye yedik" diye düşünecekler. Parti tabanları, grub, derin güçler ve kamu vicdanı arasına sıkışıp kalacaklar.. Sanık avukatın evine taşınırsa, buna ilk isyan edecek olan evin hanımıdır..
Hadi seçimlere sırtınızda bu kamburla girin de görelim boyunuzun ölçüsünü! Kendi ayaklarına, kendi elleri ile balyoz bağlıyorlar.. Sanırım Erdoğan da bunu gördü ve önlerini açtı..
Meclis'te zaten avukatları var, bırakın sanıkların kendileri gelsin, sırtlarındaki iddianame kamburu ile.. Hadi yiğitseler, eski tehditlerini Meclis kürsüsünden dillendirsinler. Hadi şimdi bu defa bu "seçilmiş"ler milli iradenin tecelligahından milli iradeyi tehdit etmeye devam etsinler. Kendilerinin avukatlığını üstlenen partilerinin avukatlığını üstlensinler.. Tamam o partilerin seçmenleri, milli irade cellatlığına teşebbüsten yargılananları Millet Meclisi'ne taşıdılar, şimdi görsünler günlerini bakalım.. Bakalım susup köşelerinden olup bitenleri mi izleyecekler yoksa CHP ve MHP'nin koruma ve kollaması altında iktidara ve halka karşı emir komuta zinciri içinde çıktıkları yolda yürümeye devam mı edecekler..
Teşekkürler CHP, teşekkürler MHP! Av ve avcıyı buluşturdunuz. İnanın bu yaptığınız işin sonucunu siz de beğenmeyeceksiniz. Size bu kötülüğü AK Parti bile yapamazdı.. Ama siz istediniz.. Kolay gelsin. Durmak yok, yola devam.. Bize hayır gibi gelen şey de Allah şer, şer gibi gelen şeyde hayır murat etmiş olabilir. Selâm ve dua ile.
yeniakit