Can Dündar/Milliyet
Fikir suçluları safına hoş geldiniz Paşam!
Kadere bakın! Düşünce yasaklarının bir gün onu koyanlara kadar uzanacağı aklınıza gelir miydi hiç?
Bir gün paşaların da andıçlanabileceğini tasavvur edebilir miydiniz?
Yasaklarıyla gençliğimizi zapturapt altına alan Evren Paşa'nın yarın İzmir Orduevi girişinde durdurulacağını gözünüzün önüne getirebiliyor musunuz?
"- Sayın komutanım; bağışlayın, içeri alamıyoruz. 'Size özel bir görev verilmediği halde' ve İç Hizmet Yönetmeliğimize aykırı olarak Fikret Bila'ya konuşmuş ve 'Kürtçeye ağır yasak koyduk. Hataydı' demişsiniz."
İster misiniz bunun üzerine Evren Paşa "Düşünce özgürlüğüm kısıtlanıyor" diye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvursun ve "Kürtçeye özgürlük" istedi diye 12 Eylül zindanlarına attıklarıyla aynı safta buluşsun.
* * *
Başbakan Erdoğan geçen haftaki AKP grubunda "Yaptıkları tek iş tahrik etmek" demiş ve "Bunlar tahrik memuru olarak görev yapıyor" diye emekli komutanları şikâyet etmişti.
Korkarım sevgili dostumuz Fikret Bila'nın tarihi yazı dizisi, rahatsızlığın sınırlarını genişletti.
Milli Savunma Bakanlığı, -muhtemelen Genelkurmay'ın rahatsızlığını da hissederek- Başbakan'ın şikâyetini ihbar kabul etmiş olmalı ki, Erdoğan'ın "Bunlar" dediği paşalar hakkında "sus emri" çıkardı.
Daha 8 ay önce Genelkurmay'dan "askeri harekâtlara karşı olan köşe yazarları" listesi sızmış ve sakıncalı isimlerin askeri tesislere girişinin engellenmesi istenmişti.
Şimdi, askeri tesis kapısı kalabalıklaşıyor ve meşhur 301. maddenin hedefleri arasına, "askeri harekâtı eleştiren" paşalar da katılıyor.
Hayırlı olsun.
* * *
Anayasa, ifade özgürlüğünü herkes için güvence altına almıştır.
Bu hakkın, ülke savunmasına zarar verecek şekilde uygulanmasını engelleyecek yaptırımlar Askeri Ceza Yasası'nda zaten vardır.
Emekli komutanların yaptıkları açıklamalarda suç unsuru varsa zaten hukuk devreye girecektir.
Bunun ötesinde getirilen sınırlamalar, sadece eleştiriye tahammülsüzlük anlamı taşır.
Dün kendimiz için istediğimiz konuşma hakkını, bugün konuşan paşalar için de istiyoruz; hem de o paşaların çoğu, zamanında aynısını bizim için istemediği halde...
Dememiş miydik:
Gün gelir, düşünce özgürlüğü herkese lazım olur.
Fikir suçluları safına hoş geldiniz Paşam!
Kadere bakın! Düşünce yasaklarının bir gün onu koyanlara kadar uzanacağı aklınıza gelir miydi hiç?
Bir gün paşaların da andıçlanabileceğini tasavvur edebilir miydiniz?
Yasaklarıyla gençliğimizi zapturapt altına alan Evren Paşa'nın yarın İzmir Orduevi girişinde durdurulacağını gözünüzün önüne getirebiliyor musunuz?
"- Sayın komutanım; bağışlayın, içeri alamıyoruz. 'Size özel bir görev verilmediği halde' ve İç Hizmet Yönetmeliğimize aykırı olarak Fikret Bila'ya konuşmuş ve 'Kürtçeye ağır yasak koyduk. Hataydı' demişsiniz."
İster misiniz bunun üzerine Evren Paşa "Düşünce özgürlüğüm kısıtlanıyor" diye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvursun ve "Kürtçeye özgürlük" istedi diye 12 Eylül zindanlarına attıklarıyla aynı safta buluşsun.
* * *
Başbakan Erdoğan geçen haftaki AKP grubunda "Yaptıkları tek iş tahrik etmek" demiş ve "Bunlar tahrik memuru olarak görev yapıyor" diye emekli komutanları şikâyet etmişti.
Korkarım sevgili dostumuz Fikret Bila'nın tarihi yazı dizisi, rahatsızlığın sınırlarını genişletti.
Milli Savunma Bakanlığı, -muhtemelen Genelkurmay'ın rahatsızlığını da hissederek- Başbakan'ın şikâyetini ihbar kabul etmiş olmalı ki, Erdoğan'ın "Bunlar" dediği paşalar hakkında "sus emri" çıkardı.
Daha 8 ay önce Genelkurmay'dan "askeri harekâtlara karşı olan köşe yazarları" listesi sızmış ve sakıncalı isimlerin askeri tesislere girişinin engellenmesi istenmişti.
Şimdi, askeri tesis kapısı kalabalıklaşıyor ve meşhur 301. maddenin hedefleri arasına, "askeri harekâtı eleştiren" paşalar da katılıyor.
Hayırlı olsun.
* * *
Anayasa, ifade özgürlüğünü herkes için güvence altına almıştır.
Bu hakkın, ülke savunmasına zarar verecek şekilde uygulanmasını engelleyecek yaptırımlar Askeri Ceza Yasası'nda zaten vardır.
Emekli komutanların yaptıkları açıklamalarda suç unsuru varsa zaten hukuk devreye girecektir.
Bunun ötesinde getirilen sınırlamalar, sadece eleştiriye tahammülsüzlük anlamı taşır.
Dün kendimiz için istediğimiz konuşma hakkını, bugün konuşan paşalar için de istiyoruz; hem de o paşaların çoğu, zamanında aynısını bizim için istemediği halde...
Dememiş miydik:
Gün gelir, düşünce özgürlüğü herkese lazım olur.