Soma şehidlerimizi rahmetle yâd ediyoruz

Abdullah Büyük

Üç gündür Soma’daki facia yüzünden yetmiş altı milyonla beraber içimiz kan ağlıyor. Yüce Allah, Soma şehitlerimize rahmet, geride kalanlarına da sabır ve metanet versin. İstatistiklere göre kömür ocağı facialarında Türkiye dünyada üçüncü, Avrupa’da birinci. Bunun iyi düşünülmesi gerekiyor. Kul olarak biz tedbirlerimizi alıyoruz da buna rağmen mi bu facialarla karşılaşıyoruz, yoksa kâğıt üzerinde her şey normal gözüküyor da birçok ihmalden dolayı mı bunlar başımıza geliyor? Bu konunun mutlaka açıklığa kavuşturulması lazımdır. Bu konuda hükümetimizin gerekli hassasiyeti göstererek ciddi bir soruşturma ile konuya açıklık getireceğine inanıyorum.

Değerli kardeşlerim, elhamdülillah biz müslümanlar kadere inanırız. Fakat kadercilik yapamayız. Yani kâinatta her olayın Allah’ın bilgisi, kudreti, iradesi ve yaratması ile olduğuna inanırız. Fakat kullar olarak bizim irademiz ve gücümüz dâhilinde olanları yapmadığımızdan dolayı başımıza bir bela gelmişse bunun faturasını Allah’a kesemeyiz. Kendi suçumuzu Allah’a yıkamayız. Bugün yedi-sekiz şiddetinde Japonya’da deprem oluyor kimsenin burnu kanamıyor, Marmara depreminde olduğu gibi bizde 7,8 şiddetinde olan depremlerde binlerce insan ölüyor. Avrupa’da da kömür ocakları çalışıyor fakat orada bu denli faciaları tarih kaydetmiyor ve birinci sırayı biz alıyoruz. Herhalde Allah, Hıristiyan dünyayı, müslümanlardan daha çok seviyor diyemeyiz. Demek ki, onlar tedbirini alıyor Allah da ona göre takdir ediyor. İhmal edenleri de kendi haline bırakıyor.

Bütün bu tespitlerimizi, kömür işletme ocaklarımızı Avrupa standartlarına uygun hale getirelim de, bir daha böyle acılar yaşamayalım, annelerin, eşlerin ve çocukların canları yanmasın, boyunları bükülmesin diye yapıyoruz. Pusudaki fırsatçıların bu sözlerimi bağlamından kopararak hükümetimizi yıpratma malzemesi yapsınlar diye yazmıyoruz. Ölü seviciliği yapanlar, hemen bu faciayı fırsata dönüştürerek meydanları yakıp yıkmaya başladılar. Allah onlara da hidayet nasip etsin.

Meselenin biz kulları ilgilendiren bölümü bunlar. Şu anda bu yazının kaleme alındığı saatlerde şehit sayısı 282 idi. Dış görünüş itibariyle bu facia, tahammülü zor ve aileleri ve ülkeyi derinden sarsan bir olaydır. Fakat ahiret boyutu ile düşündüğümüzde bu ölen kardeşlerimiz şehid hükmündedir. Rasûlullah (s.a.v) “Yanarak ölen, suda boğulan, göçük, çığ, toprak veya bina altında kalan, vebâ gibi salgın hastalıklardan vefât eden, veya zehirli bir hayvan sokmasından ölen, gurbette veya ilim yolunda vefât eden müslümanların şehid hükmünde” olduğunu ifade etmektedir. Doğumdan vefat eden kadın da böyledir. (Bakınız, Buhârî, Ezan, 32, Cihâd, 30; Müslim, İmâre, 164; Tirmizî, Cenâiz, 65, Fedâilu’l-Cihâd, 14; Ahmed b. Hanbel, I, 22, 23, II, 323, 325).

İbni Mâce’nin naklettiği bir hadiste de “Rızık temini yolunda canını veren de şehiddir” buyrulmaktadır. Meseleye bu açıdan baktığımız zaman dünyevî yönden çok acı veren bir durum söz konusu olmasına rağmen, ahirette şehid muamelesi görmeleri açısından teselli vericidir.

Aileleri de, üzüntü ve sabırlarının karşılığını, inşallah şehitlerin şefaatlerinden istifade ederek ahirette mutluluk olarak görürler.

Bu vesileyle şehitlerimizin bağışlanmasını, ailelerine sabr-ı cemil niyaz eder milletimize baş sağlığı dileriz.

Not: Geçen haftaki yazımızda Göz Hastalığına şifa niyetiyle okunması tavsiye edilen Kaf Sûresinin 22. Âyeti, sehven 21. Âyet olarak yazılmıştır.

yeniakit