Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş İsrail Yönetimi'nin Mescid-i Aksa'ya yönelik sürdürdüğü kuşatma ve saldırıları sert bir şekilde eleştirdi.
İsrail'in her geçen gün daha da pervasızlaştığını hatırlatan Kurtulmuş; "Maalesef İsrail yönetiminin en büyük cesaret kaynağı, yaşananlar karşısında dünya kamuoyunun büründüğü korkunç sessizliktir. Ağızlarını her açtıklarında barıştan, insan haklarından bahseden gelişmiş ülkeler nerede?
Sözde özgürlük havarileri nerede? En acısı da İslam ülkelerinin yöneticileri, İslam Konferansı Örgütü, Arap Birliği, nerede? Davos'ta One Minute diye diklenenler şimdi niye suskun? Asıl şimdi "durun bir dakika" diye haykırmaları gerekirken, neden ağızlarını açıp tek kelime etmiyorlar" dedi.
Kurtulmuş yaptığı yazılı açıklamada şu değerlendirmeyi yaptı:
İşgalci İsrail yönetimi, Filistin halkına yönelik saldırgan tutumunu her geçen gün pervasızca arttırmaktadır.
İsrail askeri güçlerinin ve fanatik Yahudilerin bir süredir Mescid-i Aksa'ya yönelik olarak sürdürdüğü kuşatma ve saldırılar bu pervasızlığın son örneğidir.
Maalesef İsrail yönetiminin en büyük cesaret kaynağı, yaşananlar karşısında dünya kamuoyunun büründüğü korkunç sessizliktir.
Soruyorum;
Ağızlarını her açtıklarında barıştan, insan haklarından bahseden gelişmiş ülkeler nerede?
Sözde özgürlük havarileri nerede?
En acısı da İslam ülkelerinin yöneticileri, İslam Konferansı Örgütü, Arap Birliği, nerede?
Mescid-i Aksa kuşatma altında. Gazze sokaklarında yine tanklar korku salıyor. İsrail yönetimi, Mescid-i Aksa üzerindeki çirkin emellerinin önünde en büyük engel olarak gördüğü İslami Hareket Genel Başkanı Raid Salah'ı tutukluyor, sürgün etmeye çalışıyor.
Peki Davos'ta One Minute diyenler şimdi niye suskun?
Asıl şimdi "durun bir dakika" diye haykırmaları gerekirken, neden ağızlarını açıp tek kelime etmiyorlar.
Kudüs bize barış ve adaletiyle gönüllerde yer etmiş bir ecdadın mirasıdır. Hz. Ömer'in Selahhaddin Eyyübi'nin, Sultan Abdülhamit Han'ın emanetidir. Bu nedenle Mescid'i Aksa'da yaşanan kuşatmayı sona erdirmek en başta bizim vebal ve sorumluluğumuzdur.
Saadet Partisi olarak; Gazze olayları başladığı andan itibaren hem hükümete hem, BM, İKÖ ve Arap Birliği gibi kuruluşların dikkatine 9 maddelik bir eylem planı sunmuştuk. Eğer bunların birkaçı uygulanabilseydi, İsrail bu kadar pervasızlaşamayacaktı. Başbakan'ın Davos'ta Peres'e karşı gösterdiği tepki kişisel ve duygusal boyutta kalmayacak, diplomatik ve siyasi sonuç almaya dönük bir eylem planına dönüşmüş olacaktı.
Şimdi bir kez daha uyarıyorum Mescid-i Aksa Müslümanların namusu, insanlığın onurudur ve kültürel mirasıdır.
İnsanlıktan nasibi olan gerçek barıştan yana olan herkes harekete geçmelidir;
Cılız tepkiler değil etkili müeyyideler ortaya konmalıdır.
İsrail sadece bölgede değil tüm dünyada barış ve huzuru dinamitleyen bu provakatif tavrına son vermelidir.
Raid Salah derhal serbest bırakılmalıdır.
Kural tanımayan, BM kararlarını hiçe sayan, zulmü adeta alışkanlık haline getirmiş ve sınırlarını her an genişletme sevdasında olan İsrail karşısında çok acil uluslararası diplomatik bir kararlılık ortaya konmalıdır.
Türkiye, Avrupa Birliği üyelik süreci, Birleşmiş Milletler geçici üyeliği ve İslam Konferansı üyeliğini de devreye koyarak bu konuda öncü olmalıdır.
Milletimiz Mescid-i Aksa ve Filistin konusundaki hassasiyetini bu süreçte bir kez daha büyük bir asaletle ortaya koymaktadır. Bu konuda duyarlılık gösteren herkesi tebrik ediyor, İktidardan da milletimizin hassasiyetine uygun bir tavır ortaya koymasını bekliyoruz."