Yıllar evvel "Su Gibi Aziz Bir Medeniyete Dair" diye bir yazı yazmıştım. Bu yazı Gerçek Hayat dergisinde ve "Meleklerle Omuz Omuza" adlı kitabımda yayınlandı.
İstanbul'da toplanan 5. Dünya Su Forumu münasebetiyle bir kere daha"
***
Amerikalı filozof İvan İllich, "kentsel alan ve bu alanda dolaşan sularla ilgili algılamalarımızın nasıl değiştiğine" dair bir konferans vermiş. Konferans metni "H2O" (Su) başlığı altında kitaplaştırılmış. Lizi Behmoaras kitabı Türkçe'ye çevirip AFA Yayınevi'ne vermiş. AFA Yayınevi kitabın Türkçe baskısı için İllich'ten bir önsöz istemiş. İllich, bunu heyecan ve korku ile karşılamış. "H2O"nun Türkçe baskısına (AFA, İstanbul 1991) yazdığı önsözde diyor ki:
"Bu eser, hazırlarken aklımdan bile geçmeyen insanlarca okunacak. Bu beni korkutuyor. Bu nedenle İstanbul'dan yollanan mektubu aldıktan sonra kütüphaneye gittim ve birkaç gün 'İstanbul'un suları'na daldım. Ancak yüzeyi eşeleyebildiğim halde, 9 ciltlik Lane Poole'daki 'ma' bileşimlerinin zenginliği kısa sürede beni sarhoş etti. Hanefilik mezhebindeki suyla ilgili yasaların inanılmaz yalınlığından çok etkilendim. Osmanlı (tatlı sert) siyasetindeki bilgelik ve İstanbul'daki su tesisatının yeniden kurulmasında gösterilen üstün başarı beni derinden etkiledi. (...) Kısa sürede asla araştırmayı düşleyemeyeceğim bir anlamlar ve simgeler hazinesinin ortasında buldum kendimi. (...) Suya anlam kazandıran ve âşık olduğum Tevrat'taki çok sevdiğim cümlelerden çok daha muhteşem olan dizeler -ne yazık ki çeviri- okudum. (...) Tursun Bey'in Sultan Mehmet biyografisinde yeni su tesisatı ile yeni camiler arasında kurulan bağlantıyı okurken suyla dinsel ayin arasındaki ilişkinin öngörülemez duygusal boyutunu anladım. (...)....İslam'ın suları ve Osmanlı kaynaklarının ihtişamı karşısında hayretler içinde kalıp bir çocuk gibi dilim tutuldu. İşte bu nedenle bu özellikle ince kitabın Türkçe'ye çevrilmesiyle onurlandırılmaktan şiddetle rahatsız oluyorum. Okurlarımın bu konuşmanın dünyanın en eski şehri olan Çatalhöyük yakınlarında, Anadolu'da değil de, kovboyların şehri Teksas'ta yapıldığını hatırlamalarını dilerim. Bu konuşma, ataları oldukça yakın bir zamanda Teksas'a yerleşen ve beraberlerinde ne Ortadoğu çöllerinin anılarını ne de Kur'an ayetlerini getirmiş insanlara yönelikti..."
İllich özür diliyor bizden; medeniyetimizin önünde saygıyla eğilip, "Bağışlayın efendim, sizi tanımadan önce yazdım bu kitabı. Eksiktir, yetersizdir, size lâyık değildir" diyor adeta. O su gibi aziz medeniyetimize artık metelik vermediğimizi, mütemadiyen içine tükürdüğümüzü bilmiyor tabii.
Neyse, çaktırmayın.