Siyonist İsrail rejiminin Sudan'da Gazez'ye silah götüren İran askeri konvoyuna yaptığı saldırı, İran İslam Cumhuriyeti ile Sudan arasındaki ilişkileri gündeme getirdi.
Amerika'nın Sesi Radyosu'nda Alisha Ryu tarafından yapılan analizi, Kemal Saral İsra Haber için çevirdi.
İSRAİL SALDIRISI İDDİALARI SUDAN'IN İRAN İLE İLİŞKİLERİNİ GÜNDEME GETİRDİ
Sudan'ın İran Silahlarının Hamas'a Aktarılmasında Anahtar Role Sahip Olduğuna İnanılıyor
İsrail'in, bundan 2.5 ay önce Sudan çöllerindeki İran silah konvoyunu vurduğu şeklindeki haberler, Afrika'daki İran silah kaçakçılığı şebekesine dikkatleri çekti. Sudan'ın Gazze'deki Hamas savaşçılarına silah göndermeye dönük İran faaliyetlerinde kilit önemde bir nokta olduğuna inanılıyor.
İsrailli yetkililer, savaş jetlerinin insansız uçakların desteğinde, Ocak ayında Hamas ile savaşa tutuştukları bir sırada Sudan'a saldırı düzenlemiş olduklarıyla ilgili iddiaları ne kabul ettiler, ne de yalanladılar.
İsmini belirtmeyen ABD ve İsrail kaynaklarına dayanan bu haberlere göre, Sudan'ın Mısır sınırına yakın olan doğu bölgesinde silah yüklü bir konvoy hava saldırısına uğramış. Uzak ve gelişmemiş bu bölge Bedevi kabilelerine ait ve kaçakçılarca iyi bilinen bir güzergah üzerinde.
ABD'deki Stratfor Küresel İstihbarat Şirketi Direktörü Reva Bhalla "İsrail'in daha önce de Sudan'da bu tür konvoyları vurup vurmadığı kesin değil. Fakat İran, uzun zamandır Sudan üzerinden Mısır'a (oradan da Gazze'ye) silah kaçırıyor" diyor.
Reva Bhalla "Bu güzergah İranlıların kullanması için çok pratik. Sudan'daki silah piyasası çok gelişmiş ve İranlılar da, çoğunlukla Hizbullah kanalıyla Sudan'a sahte pasaportlu ajanlar göndererek bu silahların satın alınmasını ve kamyonlara yüklenerek Sina yarımadasına gönderilmesini sağlıyorlar. Burada da Bedevilere, silahları Gazze'deki tünel şebekesiyle Hamas'a ulaştırmaları için ödeme yapıyorlar.
Stockholm'daki Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'nde silah denetçisi olarak çalışan Pieter Wezeman ise "Sudan İran'dan gelen silahlarla dolu. Bu silahlar askeri tatbikatlarda sergileniyor. Silahların İran malı olduğu çok açık. Fakat miktarlarını ve ne zaman edinildiklerini bilmek çok zor. Fakat öyle görünüyor ki İran, 10 yıldır Sudan'a kesintisiz silah gönderiyor" şeklinde konuşuyor.
Washington Yakındoğu Araştırmaları Enstitüsü tarafından geçen ay yayınlanan başka bir raporda ise "İran'ın Mısır üzerinden gönderdiği silahları Yemen, Eritre, Etyopya ve Güney Afrika yoluyla da göndermiş olmasının muhtemel olduğu" belirtilmişti. Yazarlara göre silah partileri Sudan'da toplanarak, Sina üzerinden Gazze'ye gönderiliyor.
Ömer Hasan El Beşir'in İran ile İşbirliği Batı İçin Sır Değil
Hartum hükümetinin lideri Başkan Ömer Beşir'in İran ile işbirliği içersinde olması Batı'yı fazla şaşırtmayacaktır. 1989 yılında gerçekleşen ve Beşir'i iktidara taşıyan darbeden bu yana Sudan ile İran arasındaki ilişkiler çok iyi.
O sıralarda İran'ın Irak ile 8 yıl süren savaşı yeni bitmişti ve İran Sünni Arap dünyasında müttefik arayışı içersindeydi. Pek çok analiste göre Beşir'in iktidarının tahkim edilmesinde, yeni Sudan ordusunu eğitmek ve lojistik destek sunmak suretiyle, İslam Devrim Muhafızları'nın çok büyük bir rolü olmuştu.
Bu hafta Katar'da düzenlenen Arap Ligi Zirvesi'nde tüm Arap liderleri Hüsnü Mübarek hariç- Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Beşir aleyhindeki kararını kınayarak Sudan cumhurbaşkanının arkasında durmuş oldular.
Siyasi tahlilciler İran'ın bölgedeki etkisinden kaygı duyan bazı Arap güçlerinin, Beşir'e verdikleri destek karşılığında İran ile arasını açmasını isteyebileceğini söylüyorlar.
Jane's Defence Weekly adlı derginin yazarlarından Helmoed Heitman ise "Sudan topraklarına düzenlenen İsrail hava saldırısının bu ülkenin Tahran'a daha da yaklaşmasına yol açabileceğine inandığını" belirtiyor. Heitman "Sudan'da, silah konvoyu hakkındaki bilgilerin İsrail'e Mısır istihbaratı tarafından sızdırıldığına dönük söylentiler dolaşıyor" diyor.
Bu analist "Bu bilgiyi kimin sızdırdığı konusunun Sudanlıları paranoyak haline getireceğinden ve Mısır ile Sudan arasındaki düşmanlığı daha da arttıracağından endişeliyim" yorumunda bulundu.
Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir Çarşamba günü Katar'dan Suudi Arabistan'a geçerek, hakkında uluslararası tutuklama kararı çıkarılmasının ardından gerçekleştirdiği 5. ülke ziyaretine imza atmış oldu.