Cumartesi günü Amerika zindanlarında yaşamını yitiren Mısır'daki Cemaat-i İslamiye'nin kurucusu ve manevi lideri Şeyh Ömer Abdurrahman’ın bugün Mısır’da defnedildi. Şeyh Ömer’in vasiyeti üzerine, defin işlemleri doğum yeri olan Dekhaliye şehrinde gerçekleştirilirken, cenaze törenine binlerce kişi katıldı
Cemaati İslami’nin ruhani lideri olan Şeyh Ömer’in naaşı, savunmasını üstlenen avukat Eşref Yûnan eşliğinde Kahire’ye getirildi. Şeyh Ömer’in ailesinden Amerika’ya naaş için giden olmadığı bildirildi.
Öte yandan Müslüman Kardeşler Cemaati, Şeyh Ömer için bir taziye mesajı yayınladı. Mesajında Ömer Abdurrahman’ın ailesi, öğrencileri ve sevenlerine taziyelerini ileten Müslüman Kardeşler, Şeyh Ömer’in Firdevs cennetine konulması temennisinde bulundu. Müslüman Kardeşler’in açıklamasında Şeyh Ömer’in Ezher öğrencisi olması ve Hüsnü Mübarek rejiminin ihanetine uğraması belirtildi.
Mısır ve dünya Müslümanlarını hüzne boğan vefat haberine sevinen Suudi yazar Abdurrahman Raşid ise, Şarkul Avsat gazetesinde Şeyh Ömer’i terörist başı ilan etti.
ŞEYH ÖMER ABDURRAHMAN’I TERÖRİST BAŞI OLMAKLA SUÇLADI
Şeyh Ömer’in Amerika zindanlarında vefatı Mısır’daki İslami cemaatleri hüzne boğarken Suudi Arabistan yazarları, Şeyh Ömer aleyhinde küstahça yazılar kaleme aldılar.
Şarkul Avdat yazarlarından Abdurrahman Raşid, Şeyh Ömer’in vefatı üzerine kaleme aldığı makalesinde Şeyh Ömer’i terörist başı olmakla suçladı.
Raşid, “Terörist babasının vefatı” başlığını taşıyan yazısında şu ifadelere yer verdi: “Bazıları, Amerika’daki hapishanede ölen Ömer Abdurrahman’dan masum, mazlum ve kahraman yaratmak istiyor. O, tüm bu iyi şeylerin dışındaki her şeye layık. Yeni terörü o icat etti. Kışkırtma ve davette, el-Kaide liderleri Zevahiri ve Bin Ladin’i geçti. Ömer Abdurrahman, şiddete inanarak ölen tek kişidir. Cemal Abdunnasır’dan başlayıp Enver Sedat ve Hüsnü Mübarek dönemine kadar komplo kurarak ve provoke ederek yaşadı. Herkes onun suçluluğu ve hapsedilmesinde ittifaka varmıştı.
Sadece görme yetersizliği yoktu aynı zamanda basiretten de yoksundu. Çoğu, görme yetersizliği olduğu için terör örgütlerinde şer bir unsur olacağına inanmadı. Fakat onunla görüşen istihbaratçılar, onda bir tehlikenin olduğunu görmüştüler. 1963 yılından beri aşırı bir fanatikti. Ezher’deyken Seyyid Kutub ve onun aşırı görüşlerinden etkilendi. Sonra Ezher’le ilişiği kesildi ve Abdunnasır döneminin son günlerinde provokasyondan tutuklandı. Buna rağmen Enver Sedat, binlerce İslamcıyla birlikte onu serbest bıraktı ve üniversite eğitimine devam etmesine müsaade edildi. Abdurrahman, Sedat’a ihanet etti ve Cemaati İslamiye’ye Sedat’ın ölüm fetvasını verdi. Sedat’ın ölümünden sonra tutuklandı ama Mübarek döneminde affedildi. Büyük teröristlerin geçiş noktası olan Mısır’dan Sudan’a geçti. Bin Ladin ve Zevahiri’yle birlikte Afganistan’daki savaşçılara katıldı. Küçük mücahitlerin müftüsü ve ilham kaynağıydı. Amerikalılar da Sedat’ın hatasına düşerek ülkesine girmesi için Abdurrahman’a vize verdi.”
Kaynak : Kudüs Haber