Sulhu reddeden bir topluma doğru

Mehmet GÖKTAŞ

Sulh, salah, ıslah geniş bir konudur. İslam’da çok önemli bir yere sahip olan bu mesele hakkında çok şeyler söylenmiş, yazılmış, herkesin internet üzerinden çabukça ulaşabileceği müstakil kitaplar telif edilmiştir. Her şey bir yana bütün peygamberler ıslah ediciler olarak gönderilmiştir, dolayısıyla peygamberlerin yolundan gidenlere düşen görev de budur.

Fakat burada küçük çapta olan ıslahtan, bireyler arasında gerçekleşmesini istediğimiz sulhtan söz etmek istiyorum. Bu konuda hepimizin aklına gelecek ilk sulh da evliler arasındakidir. Daha sonra da yine bireyler arasındaki ticaret ve ortaklıklarda gerçekleşmesini istediğimiz sulh gelmektedir.

Bir zamanlar eşler arasındaki anlaşmazlıklarda bizim gibi arkadaşlar çokça aranırdık, yine de arandığımız oluyor. Ama itiraf edelim ki hem aramalar azaldı, daha da önemlisi; bu konuda başarılı olamıyoruz, yani anlaşmazlığa düşen eşleri kolay kolay sulh edemiyoruz.

Allah’a sunacağı hiçbir ciddi mazereti olmadığı halde boşanmakta direten ve üstelik kendisi istediği halde ciddi tazminat alan bayanların durumu bizleri endişelendiriyor, onlardaki bu hırsa ve inada şahit olduğumuzda derhal aradan çekilmek durumunda kalıyoruz. Hatta birazcık işin içine girdiğimizde anlıyoruz ki bu bayan eşiyle yuva kurmak için değil boks maçı için ringe çıkar gibi gelmiş, başta annesi olmak üzere ailesi öyle hazırlayıp göndermiş. Göndermiş tabiri de yanlış, peşini hiç bırakmamış. Özkan Yaman hocamızın sunduğu bir ankete göre insanlar arasındaki en uzun telefon görüşmesi evli bayanlarla anneleri arasında, bazen on iki saati bulduğu oluyormuş.

Gelelim sulha yanaşmayan, ıslah olmayan erkeklere.

“Sakın sen araya girme, çekil aradan!” diye uyardılar bir defasında, ayrı yaşamaya başlayan çifti birleştirmek istediğimde.

“Niçin?” diye sorduğumda; “Adam şizofren, beraber olduklarında kesinlikle eşini hatta çocuklarını öldürür, bu adam öyle birisi, bu arada sen suçlu duruma düşersin” dediler. Adamın günlük hayatından da örnekler verdiler. Gerçekten insan ürperiyor.

Sadece araları bu şekilde bozulanları ıslah etmek için değil iç yüzlerini bilmediğimiz insanların daha başta evlenmelerine vesile olmaktan korkuyoruz artık.

Sulhtan ümidi kesmek, insanların arasını ıslah etmekten uzak durmak ne acı bir olay!

Daha da acı olanı, bir toplumun ıslah olmaya yanaşmaması, ifsada doğru yol alması ne kadar büyük bir tehlikedir!