Özgür Der'in düzenlediği "Suriye İntifadası ve Türkiyeli Müslümanların Yaklaşımları" konulu forumda birbirinden kıymetli tebliğler sunuldu, Suriyeli devrimciler aleyhindeki tezvirata birbirinden güzel cevaplar verildi.
Bunlardan bazılarını özet halinde- sizinle paylaşmak istiyorum.
* * *
Araştırma ve Kültür Vakfı yöneticisi ve Umran dergisi editörü Şemsettin Özdemir:
"Ortadoğu devrimleri meselesini ilk önce anlamamız lazım. Bu olaylar en azından Türkiyeli Müslümanlar nezdindeki haksız 'pısırık, pasif, hiçbir şey yapmayan Arap' imajını yerle bir etti. Bu çok çok önemli bir gelişmedir. Diğer taraftan ben Suriye rejiminin diğer rejimlerden daha çok direneceğini düşünüyorum. Ama ölüm korkusunu yenmiş, ölümün üstüne yürüyen Suriye halkının er ya da geç zaferi kazanacağını düşünüyorum. Ortadoğu'daki despot rejimler bizim dışımızdaki güçlerin imkânı ile kuruldu. Bu despot rejimler kurduruldu. Şimdi bu despot rejimleri devirmek isteyen halka birileri dışarıdan destek vermek istiyorsa ... bizler dışarıdan müdahaleleri, müdahale girişimlerini gerekçe göstererek bu despotlara karşı ayağa kalkmış halkı piyonlar olarak niteleyemeyiz. Ben Müslümanların tekrar etkinliğini kazanma yürüyüşünde olduğuna inanıyorum. Bizlerin bu despot rejimlerin yıkılmasından korkmamız için hiçbir sebep yok. Ama bu despot rejimlerin ardından ideal bir yönetim beklentisi içine de girmemeliyiz. Bu anlamda halklara, direnişçilere zaman tanınmalı."
İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ahmet Ağırakça:
"Küfür devam edebilir ama zulüm asla. Azgınlık zirveye varınca despotların ecelinin gelmesi kaçınılmazdır. Devrilen diktatörlerden sonra sıra Esad'a gelecektir. Ölümüne ayağa kalkan Suriyeliler zafer kazanacaktır... Burada bir mazlumiyet var, bunu önemsemek lazım... Halkların özgürlük mücadelesi Suriye'de de ateşlenince farklı davranan Müslüman cemaat ve devletlerin durumu/tavrı bizi üzüyor. Yıllardır verilen mücadelelerin sonucunda buralara ulaşıldı. Müslümanlar yeni uykudan uyanıyor. Halk devrimlerinin ardından bu despotların yerine kim gelirse gelsin mevcudundan daha kötü olamaz. Tunus'ta Nahda'dan başka kim gelebilir? Mısır'da İhvan'dan başka kim gelecek? Suriye'de de Müslümanlar dışında alternatif mi var? Gönlüm rahat."
Timeturk Haber sitesi editörü Turan Kışlakçı:
"Bu direnişler insani ve ahlaki mi? Eğer öyleyse biz bunu desteklemeliyiz. Bütün despotlar Firavun gibi halka en doğru yolu sunduğunu savunuyor. Ama Allah doğrunun nasıllığı konusunda ilke koyuyor. Bu ilkeye göre hareket etmeliyiz... Suriye'de Esad'dan olumlu beklentiler vardı. Ama Esad beklentileri karşılayamadı ve kaybetti. Halk korku krallığını yıktı. Esad'ın akıbeti diğer despotların sonu gibi olacak... Suriye muhalefeti Ortadoğu devrimlerinin içinde en İslamcı muhalefettir. Bizler rüzgârın karşısında dikilmemeliyiz, devrimlere yön vermeye çalışmalıyız. Artık Kur'an'dan neşet eden İslamcılık dönemi başlıyor. İkiyüzlülük, baskı dönemi sona eriyor."
AKDAV Mütevelli Heyetinden Davud Güler:
"Yaklaşık 40 yıldır süren Baas rejimi ve diktatörlerle yönetilen Suriye'de halk zorbalığa isyan etmiştir. Dolayısıyla burada 'intifada' tanımlamasını doğru buluyorum. Suriye İntifadası diğer ayaklanmalardan farklı değildir. Diğer ülke halklarının isyanları gibi bu isyan da meşrudur. Ayaklanma meşru ise ayaklanmaların arkasındakilerin kimler olduğu ikincil önceliklidir. Esad rejiminin Siyonizm karşıtlığı mecburiyettendir, rejim bu karşıtlıkla ayakta durmaktadır; ama okumalarıma göre ve takip ettiğim kadarı ile muhaliflerin anti-Siyonist ve anti-emperyalist olduğuna inanıyorum... Ortadoğu intifadasının temel itici gücü Müslümanlardır. İran'ın Suriye politikasını 'stratejik' buluyorum, aynı zamanda Suriye İran'ın en büyük imtihanı... İran Suriye'deki zulmü destekleyerek yaşanan acıların sorumluluğuna ortak olmaktadır. İmam Humeyni'nin kurduğu İran'ın devrimci karakterini şimdi de İran'dan bekliyoruz. Bu konuda İran ve Hizbullah'ın büyük sorumlulukları vardır."
Suriye muhalefetinin Türkiye temsilcilerinden Fevzi Zakiroğlu:
"İsrail ve ABD Mısır'da olduğu gibi Suriye'de de rejimin düşmesini değil, en fazla reform talep etmektedir. İddia edildiğinin aksine Suudi Arabistan ve Ürdün Suriye'de iktidarın değişmesini istemez, onlar tüm hesaplarını zayıflatılmış bir Esad iktidarı üzerinde kuruyorlar. Suriye'nin ardından sıranın onlara geleceğini bilirler... Şimdi bazı tartışmalara da ("Devrim olursa Suriye eksen değiştirip Filistin direnişini satar mı, yeni bir Camp David imzalar mı, Siyonistlerin hizmertine girer mi?") değinmek gerek: Hamas kimdir? İhvan değil midir? Zalim Baas rejimi Hamas'a ev sahipliği yapacak da kendi kardeşleri olan Suriye İhvanı mı yapmayacak; bu nasıl iddia edilebilir? Mısır'da Camp David'i deviren İhvan, Suriye'de nasıl Camp David'i inşa etmekle suçlanır? Şu anda Suriye'de devrimin öncülüğünü İhvan yapmaktadır. Devrimin Filistin direnişine sahip çıkmaması imkânsızdır..."
* * *
Yarın da Osman Atalay, Ahmet Varol ve Hamza Tükmen'in tebliğlerine bakalım.
yenişafak