Suriye'nin bazı din adamları ve ulemaları bugün yayınladıkları bildiride, Dünya Müslüman Ulemalar Birliğinin yayınladığı bildiri arkasında; Suriye'nin güvenlik ve istikrarını hedef alan belirgin amaçlar ve uzantılara sahip planlarla bağlantılı tarafların yer aldığını belirttiler. Aynı zamanda durumlara hüküm vermede bilimsel ve mantıksal sistemle hiç bir şekilde bağdaşmadığını açıkladılar.
Dünya Müslüman Ulemalar Birliğinin bildirisini üstlenenlerin yüce Allah, halklar ve tarih önünde söz ve tutumların sorumluluğunu üstlenecekleri ifade edilen bildiride; ulemaların asıl görevinin fitneleri önlemek, çıkarları kollamada şeriat amaçlarını yerine getirmekle birlikte genel olarak tüm İslam aleminde özel olarak da Suriye'deki koşullar dahilinde fıkha dayanarak kötülükleri engellemek olduğu vurgulandı.
Suriye'nin önde gelen din adamaları ve büyük ulemaları; sözü edilen bildiriyi yayınlayanların, Suriye'nin tüm Müslüman ve Arap milletinin düşmanlarına karşı nasıl ilkeli ve sabit bir tutum sergilediğini bildiklerine işaret ederek, şimdi de bu ilkeli tutumlarının bedelini pahalıya ödediğini kaydettiler.
Dünya Müslüman Ulemalar Birliği bildirisinde Cumhurbaşkanı Beşşar el-Esad'ın olağanüstü hali kaldırma kararı aldığını ve bir hafta içinde bunu uygulamaya koyacağını itiraf edildiği gibi siyasi partilere ilişkin yeni bir yasanın da hazırlanması direktiflerinde bulunduğu kabul edilmesine rağmen, bildiriyi çıkaranların sadece ve sadece Suriye'nin güvenlik ve istikrarının yanında ilkeli tutumlarını hedef alan dış planla bağlantıları nedeniyle tüm bu adımlara hiç bir önem vermedikleri vurgulandı.
Suriye'li bazı din adamları bildirilerinde; Dünya Müslüman Ulemaları Birliğine yönelerek; insan hakları, özgürlük ve reformlar şiarları altında başka ülkelerin içişlerine ve halkların davalarına müdahale etme yetkisini veren tarafın kim olduğu, reform adımlarının atılacağı sürecin tüm ayrıntılarını Dünya Müslüman Ulemalar Birliğinin bilmesi gerekliliğinin nerden geldiği, Suriye yönetiminin ne olursa olsun şimdi ve gelecekte atacağı reform adımları hakkında her ayrıntıyı ve açıklamayı bilme otoritesini ne zaman kazandığı sorularını dile getirdi.
Dünya Müslüman Ulema Birliğindeki Suriyeli üye ulemaların sözü edilen bildiriden hiç bir şekilde haberdar olmadıkları ve görüşlerinin alınmadığının altı çizilirken, Suriyeli üye ulemaların hiç birinin bildiride imzası bulunmadığına dikkat çekildi. Aynı zamanda tüm bunların bildiriyi yayınlayanların Dünya Müslüman Ulemalar Birliğini kontrolünde yürüten ve bir kısım tarafların yanında dış ajandalarla ilişkileri bulunan ulema grubu tarafından çıkarıldığının bir kanıtı olduğuna vurgu yapıldı.
Suriye'nin bazı din adamları ve ulemaları; el-Esad'ın öne koyduğu çözümlerin iddia edildiği ve nitelendirildiği gibi cüzi olmadığını ifade ederek, hazırlanmasında ve pratiğe dökülmesinde belirlenen zaman cetvellerinin bulunmasıyla reformların sadece vaatlerden ibaret olmadığının altı çizildi.
Cumhurbaşkanı el-Esad'ın barışçıl gösterilerin meşruluğunu belirtmesi, bu gösterileri düzenleyecek yasaların düzenlenmesi direktiflerinde bulunması, kamu ve özel mülklerin yanında kanların ve canların korunması gereğine vurgu yapması, ulusal birliğin pekiştirilmesi gereğine dikkat çekmesi ve gösterilerde hayatını kaybeden herkesin şehit sayılmasının Dünya Müslüman Ulemalar Birliğinin bildirisindeki içeriğe bir cevap teşkil ettiği açıklandı.
Suriye toplumunun değişik kesimlerinden ve sosyal toplumlarından din adamları, ulemalar ve halkın son sözlerini söyledikleri vurgulanırken, tüm bunların "fitneye, öldürmeye, yıkıma hayır... Ulusal birliğe evet dediklerinin altı çizildi. Aynı zamanda ülkenin güvenlik ve istikrarını hedef alan her şeye ve herkese kesin bir cevap verdiklerini, "fitne yöntemlerinde ne kadar yaratıcı planlar yapılsa da birliğimizi hedef alacak herkese kesin ve kararlı bir şekilde karşı çıkacağız" diye ifade ettikleri kaydedildi.
Suriye'nin bazı din adamları ve ulemaları yayınladıkları bildiride ayrıca, Suriye halkının tüm kesimleriyle günahkar ellerle yapılan bozgunculuk eylemlerinin gerçeğini tam olarak idrak ettiği ve ulusal birlik beraberlik azimlerini sarsmasının mümkün olmadığını belirttikleri kaydedildi.
tevhidhaber