Suriye'de sona doğru

Abdurrahman Dilipak

Suriye'de sona gelindi. Uçağımızın düşürülmesi Suriye için sonun başlangıcı oldu.

Suriye'de bir "Ulusal Birlik Hükümeti" kurulması gündemde..

Esed için şimdi gideceği bir ülke aranıyor..

Rusya, Çin ve İran da politikalarını bu yeni duruma göre gözden geçirmeleri gerekiyor..

Türkiye için geri dönüş yok.. Türkiye Suriye konusunu düşen uçak, yaşanan insanlık trajedisi ve terör bağlamında bir bütün olarak ele alıyor..

Şimdi yeni Suriye'yi konuşmamız gerekiyor.

Yeni Suriye, daha ilk günden Türkiye, Mısır, Filistin ve Ürdün'le vizeleri kaldırmalı.. Irak, Lübnan için kolaylaştırılmış vize uygulamasına geçilmeli.. Aslında diğer Arap ülkeleri için de kolaylaştırılmış vize uygulamasına daha ilk günden ve tek taraflı olarak geçebilir..

İran, Lübnan'la ve Hizbullah'la ilgili kaygılarını Mısır üzerinden ve Lübnan'a deniz koridoru ile giderebilir.. Ya da Suriye Lübnan'la sınırda ortak bir havaalanı inşa edebilir..

Hizbullah Lübnan'da iktidar ortağı. Lübnan'da bu açıdan bir sorun çıkmayacaksa, sorun denizden Mısır'la, karadan uluslararası, iki ülke arasında bir ortak havaalanı ile çözülebilir..

İran'ın Mehdi konusundaki kaygılarını ise zamana bırakması ve ertelemesi gerek.. Zaten olağanüstü, mucizevi bir şekilde geri dönüşü beklenen Mehdi, gelecekse, geldiğinde kendi meselesini kendisi çözecektir.. Dolayısıyla dereyi görmeden paçayı sıvamanın bir anlamı yoktur.. Aceleye, kendi başımıza iş icad etmeye gerek yoktur..

İran eğer çözüm istiyorsa, daha başka çözüm yolları da bulunabilir..

Yeni kurulacak Suriye hükümeti ile şimdiden köprüleri atarak kendi davasına hizmet etmiş olamayacaktır. İran'ın bugünki politikası yenilecek ata oynamaktır.. Tutunacağı dalı kesmektir..

Suriye rejimine arka çıkmak, dinen, hukuken, ahlaken, vicdanen mümkün değildir.. Böyle bir tercih İran'ın siyasi hesaplarına da hizmet etmeyecektir.. Bu yol yol değildir ve bunun hiç kimseye hiçbir şekilde faydası da yoktur..

Rusya'nın durumuna gelince. Rusya Suriye için İhvanı gözden çıkarabilir ama Türkiye'yi görmezden gelemez. Gelmek istemez.

Rusya bölgede etkili olmak istiyorsa, tek başına İran yetmez. Türkiye'yi ve Mısır'ı da görmesi gerekir.. Suriye rejiminin yanında durarak aslında Türkiye ve Mısır'la ilişkilerini tehlikeye sokmaktadır..

Rusya'nın Suriye'deki ikmal üssü için aslında birden fazla çözüm üretilebilir..

Mesela bu üs Lübnan'a taşınamaz mı?

Eğer olmuyorsa, Suriye karasularının sıfır noktasında, pekala yüzen bir üs kurulabilir.. Su ve petrol ikmali karaya boruyla bağlanabilir.. Her türlü insani temel ihtiyaç Suriye üzerinden sağlanabilir.. Rusya Suriye limanında büyük bir kargo üssü kurarak sivil, insani ihtiyaçları buradan sevk edebilir..

Aslında Rusya'nın Suriye'ye ihtiyaç duyması yanında Suriye için de bu bağlantı bir şansa dönüşebilir.. Rusya'dan yapılacak askeri ve ticari, sınai alımlar için bu bağlantı noktası kullanılabilir.. Suriye bu anlamda Mısır ve diğer Arap ülkeleri için ikmal üssü olabilir.

Tartus ikmal üssü neden bu anlamda sivil bir ticari üs konumuna getirilip, askeri ikmal açık denizlere taşınmasın.. Bu her iki ülke için de daha anlamlı olabilir..

Bizim Dışişleri Bakanlığı da Suriye'nin geleceği üzerinde çalışıyor olmalı, ama bu işi asıl çözecek olan İstanbul'daki geçici Suriye parlamentosu.. Normal düzene geçişte belirsizlik, boşluk olmamalı. Her türlü ihtimal, bu ihtimallerin maliyetleri ve riskleri not edilmeli.

İslam ülkelerinin de bu süreçte Suriye'ye yardım etmesi gerek. Sürgündeki Suriyeliler bir anda dönecek olursa ciddi bir konut sorunu yaşanabilir.

Bir yandan uluslararası ilişkiler, öte yandan hukuk düzeninin inşası, ekonominin işler hale getirilmesi, yerel yönetimlerin yeniden kurgulanması, iç barışın sağlanması, silahların toplanması hepsi önemli, ciddi meseleler..

Ama çoğu gitti azı kaldı. Ramazan inşallah Suriye için müjdeyle gelecek.

Selâm ve dua ile..

yeniakit