Suriye'deki Uyuşturucu işi Onlardan Sorulur

İngiliz dergisi The Economist, Suudi prenslerinin körfez ülkelerinde satılmak üzere Suriye'den yapılan uyuşturucu kaçakçılığındaki rolünü ortaya çıkardı.

Dergi, bazı Suudi prenslerinin Suriye'den uyuşturucu kaçırmak için özel uçaklar kullandığını ve bu uyuşturucunun Suudi Arabistan dahil körfezdeki Arap ülkelerinde iki katı fiyata satıldığını yazdı.

Aslında, Suudi Arabistan ve önde gelen kişileri, çeteler ve kaçakçılık operasyonlarıyla olan bağlantılarında bir istisnaya sahip değil. Uyuşturucu bağımlılığı Suudi toplumunun zengin kesimleri ve Suudi yetkililer arasında yaygın olduğundan, kaçakçılık çeteleri Suudi Arabistan'ı uyuşturucu kaçakçılığı için iyi bir yer olarak görüyor ve diğer Arap ülkeleri ve hatta Lübnan bile bunun kurbanı oldu.

Bu doğrultuda Lübnan güvenlik güçleri, Beyrut Uluslararası Havalimanı'ndaki en büyük operasyonda, Suudi prense ait özel bir jette çok miktarda uyuşturucu ele geçirdi.

Abdul Muhsin bin Velid bin Abdul Muhsin bin Abdul Aziz Al-i Suud, kraliyet ailesinin bir üyesi ve Lübnan'da "Prens Captagon (Uyuşturucu bir madde)" olarak tanındı.

Riyad hükümeti geçtiğimiz Nisan ayında, kaçakçıların bir nar sevkiyatıyla Suudi Arabistan'a sokmaya çalıştıkları Lübnan'dan gelen 2,4 milyon uyuşturucu hap kaçakçılığını engellediğini iddia etmişti. Ardından Riyad, krallığa uyuşturucu sokmak için kullanıldığı bahanesiyle Lübnan'dan Suudi Arabistan'a sebze ve meyve ithalatını yasakladı.

Ancak Lübnanlılar, ABD'nin açlık politikası ve ABD-Siyonist komploların ülkelerinin haklarına ve egemenliğine tecavüz etme kuşatması altındayken, Suudi Arabistan'ın son hamlesi, buna hizmet etmekten başka bir şey ifade etmiyor. Özellikle Riyad, Washington ve Tel Aviv ile birlikte Lübnan'da kilit bir hedef peşinde: Hizbullah'ı silahsızlandırmak ve onu Lübnan güç sahnesinden çıkarmaya çalışmak.

Bazı uzmanlar ayrıca Suudi Arabistan'ın siyonist ürünleri Lübnan'ın ürünleriyle değiştirme niyetinde olabileceğini öne sürüyor; BAE'nin yakın zamanda siyonist rejimle bir uzlaşma anlaşması imzaladıktan ve Siyonist işgali altındaki bölgelerde Batı Şeria ve Ürdün Nehri etiketi altında üretilen malları kendi ülkesinin ve diğer Basra Körfezi ülkelerinin pazarlarına ithal etmesi gibi. Bu eylem, geniş çapta tepkiyle karşılandı ve kınanması için çok sayıda kampanya oluşturuldu.

Lübnan gazetesi el-Ahbar ise, Suudi hükümetinin düşmanca hareketine atıfta bulunarak, Suudi hükümetinin ülkeden sebze ve meyve ithalatını yasaklayarak Lübnan ekonomisini vurmaya çalıştığını yazmıştı.(Rast)

Ortadoğu Haberleri

Yemen'den Müslüman Ülkelere Gazze Çağrısı: Görevden Muaf Değilsiniz
Siyonist bakan: İran'ın Yemen ve Irak'taki vekilleriyle ateşkes yok
Kuzeyde Yaşayan Siyonistler Büyük Hayal Kırıklığı Yaşıyor
İran'dan nükleer açıklaması: Değiştiririz
Batı Şeria'da Direniş Operasyonları Sürüyor