ABD Dışişleri Bakanı Pompeo'nun Suudi Arabistan'ı ziyareti sırasında Kaşıkçı cinayeti de dahil ülkedeki insan hakları ihlalleri suçlamalarına değinmemesi tepki topladı.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun Orta Doğu turu kapsamında Suudi Arabistan'a yaptığı ziyaret ve gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinin sorumlusu olduğu ileri sürülen Suudi Arabistan Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile yaptığı görüşmede, Kaşıkçı cinayeti de dahil bu ülke hakkındaki insan hakları ihlalleri iddialarına değinmemesi, eleştirileri de beraberinde getirdi.
Amerikan NBC'ye konuşan uzmanlar, eski hükümet yetkileri ve insan hakları grupları, Suudi Arabistan'ın muhaliflere uyguladığı baskılarda herhangi bir geri adım atmadığına dikkat çekerek, şu değerlendirmede bulundu:
"Pompeo'nun insan hakları ihlallerine değinememesi, onlarca yıllık Amerikan diplomatik geleneğini bozdu ve bu durum, Washington'ın Suudi Arabistan ya da Orta Doğu'nun herhangi bir yerinde insan haklarının çiğnenmesine göz yummayacağına dair güçlü bir mesaj vermek için kaçırılmış bir fırsattır."
"Trump yönetimi Bin Selman'ın arkasında duracağını açıkça gösterdi"
İnsan Hakları İzleme Örgütünden Andrea Prasow da "(Trump yönetimi) Muhammed bin Selman'ın arkasında duracağını açıkça gösterdi. Pompeo ve diğer ABD'li yetkililer, Riyad'a Kaşıkçı cinayeti hakkındaki endişelerini gizlice iletmiş olabilirler, ancak bunun etkilerini görmek zor. Çünkü Muhammed bin Selman'ın, ne yaparsa yapsın ABD'nin davranışının değişmeyeceğini zannetmesi için sağlam nedenleri var. " ifadesini kullandı.
İnsan hakları grupları ve eski hükümet yetkilileri, Suudi Arabistan'ın uzun süredir insan hakları konusunda sıkıntılı bir ülke olduğunu ancak Muhammed bin Selman döneminde baskıların, hapse atılmaların ve işkencelerin arttığına dair iddialara dikkati çekti.
"Suudi Arabistan her zaman büyük bir insan hakları ihlalcisiydi"
Uluslararası Af Örgütünden Philippe Nassif, şunları belirtti:
"Suudi Arabistan her zaman büyük bir insan hakları ihlalcisiydi ancak Muhammed bin Selman'ın yönetimi altındaki baskının seviyesi, krallığın güvenlik servislerinin ulaştığı yerler ve bu servislerin dünya çapında vatandaşlarını takip etmeye hevesi büyük miktarda artmış görünüyor."
Göreve geldiğinden beri ikinci Orta Doğu turuna çıkan Pompeo, Ürdün, Irak, Mısır, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan ve Katar'ı ziyaret etti. Salı günü başladığı tur kapsamında Umman'dan sonra Kuveyt'e geçmesi beklenen Pompeo'nun, ülkesinde katılması gereken bir cenaze nedeniyle Orta Doğu turunu yarıda keseceği ifade edildi.
'CIA'in Kaşıkçı cinayeti hakkındaki değerlendirmesini yayımlaması için talepler artıyor'
Amerikan Washington Post gazetesinde, "CIA'in Kaşıkçı cinayeti hakkındaki değerlendirmesini yayımlaması için talepler artıyor" başlıklı bir makale yayımlandı.
Amerikan Washington Post gazetesi ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatının (CIA), Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili değerlendirmelerini yayımlaması için taleplerin arttığını yazdı.
Washington Post'ta Josh Rogin imzasıyla, "CIA'in Kaşıkçı cinayeti hakkındaki değerlendirmesini yayımlaması için talepler artıyor" başlıklı bir makale yayımlandı.
Cinayetin üzerinden 100 günden fazla zaman geçtiğine ve ABD'deki Donald Trump yönetiminin, bu cinayetle ilgili istihbaratın bildiklerini ortaya dökmeyi reddettiğine işaret edilen haberde, ABD'de görevine başlayan yeni Kongrenin ve bazı sivil toplum kuruluşlarının adalet ile şeffaflık çağrılarını yenilediği belirtildi.
Makalede, ABD Başkanı Trump'ın kasım ayında yaptığı bir açıklamada Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Kaşıkçı cinayetinden haberinin olmuş ya da olmamış olabileceğine ancak ABD ile Suudi Arabistan arasındaki silah anlaşmalarını kaybetmeye yanaşmadığına işaret edildi.
Makalede şu ifadelere yer verildi:
"Trump yönetiminin Muhammed bin Selman'ı savunması, veliaht prensin bu cinayetin emrini verdiğine dair CIA değerlendirmesini inkar etmeleri üzerine kurulu. CIA'in 'yüksek güvenirlikteki' değerlendirmesinin, dinlemeye takılan Bin Selman ile Suud el-Kahtani arasında elektronik mesajlarla desteklendiği belirtiliyor. Kahtani, Kasım ayında (Kaşıkçı cinayetiyle ilgili olarak) ABD hükümetinin yaptırım listesinde yer alan üst düzey bir danışman."
"CIA'in değerlendirmesini açıklaması ve yayımlaması için çabalar artıyor"
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun söz konusu CIA değerlendirmesini "yanlış" olarak nitelendirdiğinin ve Bin Selman'ın Kaşıkçı cinayetiyle bağlantılı olduğuna dair "doğrudan bir kanıt" olmadığını söylediğinin anımsatıldığı makalede, "Pompeo'nun doğruyu söyleyip, söylemediğini ve Muhammed bin Selman'ın suçunun kanıtlanıp kanıtlamayacağını görmek için (CIA'in) değerlendirmesini açıklaması ve yayımlaması için çabalar artıyor." ifadeleri kullanıldı.
Makalede, geçen hafta Open Society Justice Initiative adlı bir sivil toplum kuruluşunun, New York Güney Bölge Mahkemesinde, Bilgiye Erişim Özgürlüğü Yasası çerçevesinde CIA, Ulusal Güvenlik Ajansı, Savunma Bakanlığı ve Ulusal İstihbarat Direktörlüğüne dava açtığına işaret edilerek, bu kuruluşun, CIA'in Kaşıkçı cinayetine ilişkin değerlendirmesini kamuyla paylaşmasının talep ettiğinin altı çizildi.
"Yürütme organı, bu zulüm için adalet aramayacak"
ABD Kongresinde geçen hafta düzenlenen Kaşıkçı'yı anma töreninde de Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi ve New Jersey Temsilcisi Tom Malinowski'nin Kaşıkçı cinayetinde doğruya ulaşmak konusunda kararlı olduklarını söyledikleri vurgulandı.
Makalede, "Pompeo'nun, yönetimin Kaşıkçı cinayetine ilişkin gerçeği samimi olarak araştırdığına dair iddiası, ABD istihbaratının zaten hali hazırda vardığı sonucu kabul etmeyi reddetmesiyle baltalandı. Açıkça görülüyor ki yürütme organı, bu zulüm için adalet aramayacak, bu nedenle de yürütme ve yargı organlarının bir adım atmaktan başka çareleri yok." değerlendirmesinde bulunuldu.
aa