Ne oldu şimdi? DTP kapatıldı. Peki en çok kimin işine yaradı bu sonuç? Cevap çok açık!
DTP gider bir diğeri gelir.. Daha şimdiden ara seçim, sine-i millet tartışması başladı..
Hani parti kapatma zorlaştırılacaktı? Türkiye Cumhuriyeti siyasi partiler mezarlığına döndü..
Dilerim birileri bu durumu ortalığı karıştırmak için kullanmaz.. Bu sonuç, bu çevrelerin ekmeğine adeta yağ sürdü.. Bu dava AİHM"e gider gibi geliyor bana. Yani aylarca, yıllarca bu konuyu konuşmaya devam edeceğiz.. Ergenekon ve malum media, malum sermaye çevreleri umutlanmıştır. Hani bir de AK Parti"yi kapatsalar, Türkiye ara seçime, hatta ara rejime sürüklese, birileri daha çok memnun olacak gibi sanki.. Geriye CHP ile MHP kalır da, onlar da koalisyon ortağı olur, memleketi gül gibi yönetirler.. Bu iki partinin başka türlü iktidar olacakları yok zaten.. Kurt puslu havayı sever. Bakarsınız birileri bu fırsatı değerlendirmek isteyecektir..
DTP"lilerin pazartesi günü alacakları karar önemli.. Kimse bu işin faturasını iktidara, ya da topluma ödetmeye kalkmamalı.. Bu bir yargı kararıdır.. İktidara düşen ise, yargı reformu ve siyasi partiler ve seçim yasasını bir an evvel Meclis"ten geçirmesidir.. Bakalım açılım süreci bu sonuçtan nasıl etkilenecek? Bölgede olaylar tırmanacak mı?
Son 7 askerin hayatına malolan olayın perde arkası hâlâ netleşmedi. Son olarak dikkatler sosyalist grublardan tekrar PKK"ya döndü. Ama gerçeği hâlâ bilmiyoruz.. İsveç'te yaşayan Kürt siyasetçi Kemal Burkay, Tokat'taki hain saldırıyı değerlendirirken, terör örgütü lideri Öcalan'ın saldırı sonrası, "bize kabul ettirdiler" dediğini ileri sürdü, böyle bir saldırıyı beklediğini söyledi ve "derin yapı"ya işaret etti.. Birileri için bu yetmez, sanki Alevileri de bu oyunun içine çekmek isteyecekler gibi geliyor bana... Bunlar Alevileri de hedef tahtasına oturtacaklar.. Herkesin dikkatli olması gerek. Bir Sünni - Alevi kavgası çıkarmak istiyorlar. Alevi açılımını engellemek için ne lazımsa yapacaklar..
Tokat bir başlangıçtı. Sokak gösterileri de bunun bir parçası..
Haberi biliyorsunuz: "Darbe Andıcı'nın ilk işaret fişeğinin atıldığı Erzincan'da cemaat ve polise bombalı komplo hazırlamakla suçlanan Jandarma Alay Komutanı Tapan'la ilgili bir şok belge daha çıktı. Albay Dursun Çiçek imzalı 'Darbe Andıcı'nın Erzincan'dan önce Gaziantep'te de uygulamaya konduğu ortaya çıktı. Erzincan'da bulunan bombalarla cemaatlere ve polise komplo kurmakla suçlanan subaylar arasında adı geçen İl Jandarma Alay Komutanı Albay Ali Tapan'ın önceki görev yeri olan Gaziantep'te, başta Fethullah Gülen grubu olmak üzere cemaatlerin faaliyetlerini izlettiği, sağ grupları terör örgütü kapsamına almak için çalışmalar yaptırdığı ileri sürüldü. "
Hedefte Fethullah Gülen grubu da var.. Polis de.. Doğrusu benim aklıma ilk gelen yerler arasında Tokat yoktu.. Tokat"tan vurdular.. Neyse ki aklıselim şüpheliler konusunda bana göre doğru yere yöneldi.. Bu "iyi çocuklar"ın işi. Ve hırsız dışarıda değil, içeride.. Aslında bu olaylar karşısında, CHP, MHP, DTP hep birden tepki ve tavırları ile kendilerini ele verdiler.. Herkesin müteyakkız olması gerek. Korku tüneline girdik.. Bu da Ergenekon soruşturmasında kritik eşiğe gelindiğini gösteriyor.. İktidar mayınlı arazide yürüyor.. Bana kalırsa DM"nin direnişi de, bu son salvoya umut bağlamalarından kaynaklanıyor.. Bu kez de başarısız olurlarsa, intiharlarlar, infazlar patlayabilir..
Ancak hemen söyleyebilirim ki, bütün bu olanlara rağmen, son derece başarısızlar. Çok kötü gidiyorlar, deşifre oldular ve halk ilk kez bu kadar açık bir şekilde bu kirli oyunun farkına vardı.. Sempatizanlar hâlâ işin farkına varmasa da, çevre CHP"nin, MHP"nin, DTP"nin nerede durduğunu gördü.. Baykal ve Bahçeli deşifre oldu bir bakıma..
Dikkat ederseniz askerlerden, iddialar karşısında ses yok.. Ama içeride herkes işin farkına vardı.. Andıçlar, fişler ortaya saçıldı.. Hangi taşı kaldırsanız altından "vatan kurtaran aslanlar" çıkıyor..
Anlı şanlı yazarlar, STK"lar, işadamları hep bu kanlı örgütün içinde yer alıyor.. Çoğu deşifre oldu.. Henüz daha bunların yüzde biri bile sanık sandalyesine oturtulmuş değil..
Daha devletle hesaplaşmaları bitmedi. Bunların süngüleri bir düşsün, mağdurların şikâyetleri başladığında daha neler olacağını o zaman göreceksiniz.. Bunlar kimin eline vurup ekmeğini almışlar, piyasayı nasıl haraca bağlamışlar, mağdurlar daha gıklarını çıkartamıyor.. Hangi "ödül alan" bankalar bu işin içinde, kimleri nasıl tuzağa düşürmüşler.. Bunlar fahişelerine namus şeref plaketi, hırsızına yüksek ahlak onur belgesi, katiline merhamet madalyası takmakla ünlüdürler.. Anketler, onların en güvenilir, en hayırsever kişi olarak tanıtır.. Malum media zaten kiralık kalemlerle dolu.. Çoğu ulufe için işaret bekler..
Daha şimdiden, ya da yıllar öncesinden siyasette, bürokraside istikbal vaad eden siyaset adamı, bürokratlara dost gibi yaklaşıp, tuzağa düşürüp kasetlerini çekmişler bekliyorlar.. Kimilerini tehdit ve şantajla tepe tepe kullanmışlar, belki hâlâ kullanıyorlar da..
İster inanın ister inanmayın ama, Media da son derece önemli ve ilginç, bazı gerçeklerin ortaya çıkması açısından ipucu özelliği taşıyan haberler çıkıyor. Mesela bunlardan biri: "PKK propagandası yaptıkları, molotof attıkları ve izinsiz gösteri yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alınan 12 kişiden F.D. Kayayerli, 1999'da MHP'den milletvekili seçilen Müjdat Kayayerli'nin kızı çıktı." Bir diğeri de bunun kadar ilginç: "İzmir'de DTP konvoyuna saldıranlarla şehirde molotofkokteyli ile eylem yapanların aynı şahıslar olduğu ortaya çıktı."
"Paşa"nın selam durduğu terörist" haberi ilginizi çeker mi?: "1991 yılında PKK'nın ilk silahlı mücadeleye başladığı tarihin yıldönümünde İstanbul'un çeşitli semtlerinde eylem yaparken yakalanan 34 kişi arasında ilginç bir isim de vardı. Türkiye'nin yıllar sonra ilginç bir fotoğrafla tanıdığı Durmuş Ali Özoğlu da eylemciler arasındaydı. Dönemin Eminönü Emniyet Amirliği tarafından hazırlanan 16 Temmuz 1991 tarihli gözaltı tutanağında Durmuş Ali Özoğlu'nun da aralarında bulunduğu 34 kişinin İstanbul Çarşıbaşı, Laleli ve Vezneciler'de Molotofkokteyli atarak korsan gösteri yaptığı belirtiliyor. 1991 yılında PKK eyleminde yakalanan Kuvay-ı Milliye Derneği Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Ali Özoğlu, şimdi Ergenekon davası kapsamında yargılanıyor. Özoğlu, Karargâh Evleri aracılığıyla muvazzaf subaylardan elde edilen bilgileri Kemal ve Neriman Aydın kardeşlerden alıp, 'Ergenekon'un askerî kanat sorumlusu' emekli Albay Mehmet Fikri Karadağ'a ulaştırmakla suçlanıyor." Bu haberi aslında "Özkan'ın sağ kolu, Apo'nun gazetecisiydi" diye sürdürmek de mümkün.. Gerçek şu ki, bu piyasada kimin eli kimin cebinde belli değil.. Melek maskeli şeytanlar dolaşıyor aramızda..
Cindoruk"a göre bütün bu olayların arkasında başörtüsü var! Bu da Nurlu Süleyman"ın emanetçisi, DP gibi muhafazakâr partinin lideri.. Ne zamandan beri Darbeciler Demokrat oluyor derseniz, bakınız örnek ortada.. DP"nin D"si Demokrasiden çok darbeyi gösteriyor..
Gerçekler ortaya çıkmaya başladığında, o zaman herkes kendi çevresini ilgilendiren şok gerçeklerle karşılaşacaklarından emin olabilirsiniz.. Melek sandığımız şeytanlar dolduracak ortalığı..
Görelim Mevlam neyler. Selâm ve dua ile..