Bu yazı inatçı ve zor lekeleri çıkarmayabilir. İnsanın kendi hakkında çok kuvvetli bir zannı vardır. O da bir şey olduğu üzerinedir. Kendimizi ne zannediyoruz sorusu bir ruh röportajının ilk sağlam sorusu olmalı.
Kibir, ruhun takozudur demiştik..
Ne hicaz, ne uşak, ne nihavend önemli olan insan makamı. Hangi makamda olursan ol yanlış notaya basıyorsan kulaktan ziyade kalbinin kirlilerini bir sudan geçir öyle gel.
Bazı yalanlar telve gibidir sadece çocukken yersin. Bazı yüzler bayat ekmek gibi kuşların önüne koysan ilk kırıntıda veteriner sedyesiyle göğe kaldırırlar.
Herkes birbirinin kalp makyözü tek fırça darbesiyle yalanın bir ton koyusuyla sahne alıyoruz.
Senin sırrınla nasır tutacak dostlar da yok varsa da ateş pahası. Bazı yüzler de var ki gidenin dönmediği Yemen gibi dervişin hu teri gibi sesini sadece Allah’a açan tövbe gibi.
Dost meclisinde prova yapmayan, koltukla başrol olmasın. Allah’la randevuyu erteleyen, garibana randevu saati vermesin! Veda Hutbesini okumayan ,amatör kürsülerde ahkam kesmesin.
O koltukları geri kalan ömrünüzün masaj koltuğu olarak kullanacaksanız, şimdiden istifa edin! Eğer makam arabalarınızın camlarını yarıya indirip dışarıya çıkardığınız kellenin adamı olacaksınız, istifa edin! “Halkımın arasında olacağım” deyip çatalla yakalanılmaya çalışan zeytin gibi yağınızla kaçacaksanız olmayın kardeşim.
Bir zamanlar Ebu Bekir’i sadık aforizmalar için kullanıp koltuğu bulunca Ebu Zerler’e hurma faturası çıkaracaksanız olmayın.
Dokunulmazlığınız yok diye bir yetimin başını bağrınıza dokundurmayacaksanız olmayın.
Liderinizi Uhud’un okçularına yedirecekseniz olmayın. İleride tuzluk olacaksanız şekerlik kasesi gibi poz vermeyin şimdiden.
Sezar’ın arkasındayız lakin brütüs radarımız da yok konuşacağınız yerde susmak da ihanettir.
Allah’ın soracağı soruları unutmayanın veremeyeceği cevap da yoktur.
Hemen bir patinajla yazıya mülhem olan konuyu sondan açıklayayım “16 Nisan referandumunun ardından partisinin yeniden başına geçen Erdoğan, değişimin sinyalini “Metal yorgunluğu” ifadesiyle vermişti. Buradan anladığım şudur, davanın dudak tiryakileriyle değil, davayı nefes nefes içine çeken adamlarla yola devam edeceğiz gerçeği.
Yani koltuk kart vizit dağıtma lobisi değil, davayı ölü toprağına gark etmeme mücadelesidir gerçeği.
Gazzeli mazlumun intifadasına ilham olan CB Recep Tayyip Erdoğan, bu dava içinde kibri ve ataleti ruhlarını işgal etmiş adamların istifasını istemişti”. Bu ne demek?
Ruhunu, atalete, kibre, hodgamlığa işgal ettirirsen yenilirsin yutulursun unutulursun..
Hadi Eyvallah..
haber7/esraelönü