Afganistan Taliban güçleri ile NATO'ya ISAF arasındaki savaş kıyasıya devam ederken, Taliban, Afganistan'ın işgal edilmesindeki gerekçeleri ve işgalin sürdürülmesindeki etkenleri bir duyuruyla açıkladı. İşte Taliban'ın o açıklaması:
Amerikan Sömürgeleştirme Takvimi
Afganistan'daki mevcut savaş, bütün yönleri ve manifestolarıyla, yerli halkın işgalcilere ve onların kuklalarına karşı verdikleri bir mücadeledir. Afganlar, tarihleri boyunca işgalci güçlere baş eğmeyen, özgür ve bağımsız bir halk mizacına sahiptir. Amerikalılar bu savaşı terörizme karşı bir savaş olarak resmetmekteler, ancak gerçekte bu, Asya üzerinden yayılarak, bütün dünyayı ellerine geçirmek için yürüttükleri bir savaşta, Washington tarafından söylenen bir sömürgeci söylemdir.
1992 yılında, Necibullah rejimi çöktükten sonra, Amerikalılar, Afganistan'da iç savaşın önünü açarak, dolaylı şekilde bir sömürgeci siyaset uygulamaya başladılar. Bir yandan, Afgan halkına insanî yardım ve silah yardımı olarak verdikleri ve yıllık 600 milyon dolarlık yardımı kestiler, diğer yandan da kural dışı bir şekilde eski komünistlerin yerlerinde kalmaları için de ısrar ettiler. Buna geniş tabanlı bir yapı adını verdiler. Washington ayrıca, Necibulah rejimi gibi adı çok bilinene Dostum milisleri, General Mumin, Babaca ve Naderi milislerinin dağıtılması için de ısrarcı olmadı. Bu milis güçleri Afganistan'ın kan gölüne dönmesinde anahtar rolü oynadı ve masum insanlara karşı Afgan tarihinde o güne dek görülmemiş, canavarlık, cinayet, talan ve yağmaya başladılar.
Amerikalılar, bu suçluların adalete teslim edilmesine yardım etmeliydi, fakat Washington, Kabil'de temiz, bağımsız ve etkili bir hükümetin yerine dolaylı olarak iç savaşı ateşledi. Pentagon, mücahidlerin yıpratıcı bir iç savaşla, insan sayısı bakımından zayıf düşerek güvenilmez hâle gelmesini ve böylece önceki yıllardan biriktirdikleri silahlardan kurtulmayı tasarladı. Önceki yıllarda, özgürlük savaşçıları dedikleri mücahidlere bu sefer, savaş ağaları demeye başladılar. Eski Mücahidler içindeki bazı ahlâksız grupları, Afgan halkına karşı suç işlemeye teşvik ettiler, Washington bunu yapmakla, Afgan halkının İslâmî bir hükümet arzusunun sona ereceğine inandı. Amerikanın bu tuzağına set çekmek ve Afganistan'da İslâmî bir hükümet kurmak için 1994 yılında, Taliban İslâmî hareketi, vücud buldu. Ancak Amerikalılar, 2001 Ekim ayında, sahte terörizme karşı savaş bahanesiyle Afganistan'ı işgal ettikleri güne kadar, Taliban hükümetine muhalefete etme eğilimini gösterdi.
Şimdi savaşın 9. yılındayız. Washington, terörizme karşı savaşıyorum diyerek, hâlâ aynı bayat klişeleri tekrar edip duruyor, çünkü eski ihtişamını kaybetti. BU süreç içerisinde, Amerikalılar, Bargam, Kandahar ve Ebu Gruyb'de'da, insan hakları ihlâlleri bakımından en kötü bir işe giriştiler. Buralarda, gözaltına aldıkları binlerce masum insanı işkence etti, öldürdü ve yine birçoğunu, CIA kontrolü altında özel ekiplerce gizli hücreler koydu. Kaçırdıkları ve öldürdükleri insanları yeraltına gömdü.
Yaklaşık 10 yıl sonra dünyadaki birçok gözlemci ABD'nin Afganistan'daki savaşının terörizme karşı girişilen bir savaş değil, aşağıdaki niyetlerini açığa vuran bir savaş olduğunu anladılar:
1- Afganistan'ı kullanmak suretiyle, bölgede istikrarsızlık meydana getirmek ve rejimleri değiştirmek.
2- Eski Sovyet cumhuriyetleri olan Orta Asya devletlerine Batı taraftarı unsurları iktidara getirerek, Orta Asya'nın doğal kaynaklarını kontrol etmek.
3- İran'daki hükümet karşıt güçleri, malî, politik ve askerî olarak destekleyerek, İran'da bir rejim değişikliğine gitmek. Ülkede mezhep ve ırk savaşı çıkarmak.
4- Pakistan'ı bölmek ve istikrarsızlaştırmak.
5- Büyük bir demokrasi, diye adlandırdığı ülkelerle, ittifaka girmek. Meselâ, Çin ve Pakistan'a karşı, Hindistan'la ittifaka girmek. ABD, Belucistan'aki, Bulucistan Özgürlük Ordusuna, örtülü destek vererek, Hindistan'a ilişkileri geliştireceğine dair yeşil ışık yaktı.
6-Çin'deki azınlıkları kışkırtarak, Çin'i kontrol altına almak. Manas ve Merce/Helmand'daki üslerdeki bulunan elektronik araçlarla vasıtasıyla Çin'in iç politikasına ve askerî hareketlerini ve İran'ın nükleer programını gözlemlemek.
7- İslamabad'ta bir echelon sistemi kurarak, hayalî olarak, Pakistan'ın Talibanlaşması korkusu oluşturmak ve böylece Pakistan'ı sözüm ona teröre karşı savaşta desteğini almak.
Taliban İslâm Emirliği, değişik sosyal sistem içerisinde yaşayan herhangi bir ülkenin içişlerine karışmayacağını açıkça ilan ederek barış içerisinde yaşanması gerektiğine inanmaktadır. Washington, bu hedeflerine ulaşmadıkça veya ulaşana kadar, daime, Afganistan'dan Barışçıl bir şekilde çekilmesinin doğru bir zamanlaması olmadığını söyleyecek veya Taliban'la barış görüşmelerine başlamanın yollarını arayacaktır.
Gelecekte yaşanacak gelişmeler üstü örtülü şeylerin üstünü açacaktır.