Afganistan'daki siyasi hayatın tamamen iflas etmesinden ve istikrarın bozulmasından endişe eden Amerika, Afganistan'daki bataklıktan kurtulmak için farklı stratejilere başvuruyor.
Bu stratejilerin başında ise Taliban'a tanınacak imkanlarla direnişi bırakıp, Amerika'nın bölgedeki çıkarlarını koruması en azından zarar vermeyecek hale getirilmesi yer alıyor. Taliban'ın nefes aldığı her an, Amerika'nın bataklığa biraz daha saplanması anlamına geliyor.
Bunun için Amerika, Taliban'ı içeriden bitirmeye çalışıyor. Taliban'ı ılımlılar ve fanatikler olarak ikiye bölme teşebbüsünde bulundu.
Amerika Başkanı Bush'un son dönemlerinde, Taliban'ı ılımlılar ve fanatik yanlıları olarak ikiye ayırdığını, ılımlıları siyasi müzakerelere çekerek fanatiklerin Afganistan'daki etkinliğini kırmayı hedefledi. Fakat Bush bu planında başarısız oldu Çünkü Taliban içerisinde ılımlılar ve fanatikler gibi bir sınıflama yoktu. Amerika'nın bu yöndeki girişimleri de Taliban tarafından ekarte edildi.
Obama'nın stratejisi de Bush'un stratejisinden bağımsız kalamadı. Amerika'da siyaseti belirleyen iki önemli güç, Pentagon ve Dışişleri Bakanlığı'dır. Bundan ötürü Obama'nın Afganistan'daki kriz için önerdiği yöntem, Bush'tan farklı olmadı Obama da Pentagon ve Dışişleri Bakanlığı diplomatlarının önerileri doğrultusunda hareket etti.
Afganistan'daki asker sayısının artırılmasını stratejisinin esası olarak kabul eden Obama, Taliban'la işbirliğini de masadan indirmedi.
Amerika'nın Taliban'a Uzanan Köprüsü: Suudi Arabistan
Taliban ile işbirliğinin kurulması için arabulucu olan ülke Suudi Arabistan'dır. Amerika'nın Taliban ile işbirliği sağlayabilmesinin yolu, Suudi Arabistan'dan geçiyor.
Amerika, Taliban'ı diyalog masasına çekmek için sık sık Riyad'dan arabulucu olmasını istiyor. Temmuz 2009'da, Afganistan'da ölen askerlerinin sayısının artması üzerine Amerika, Suud'a çağrıda bulunarak Taliban ile arabulucu olmasını istemişti. Geçtiğimiz günlerde de benzeri çağrısını yineledi.
(Amerika gibi Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai de Taliban ile işbirliği yapmak istiyor. Taliban'ı diyalog masasına çağıran Karzai, Taliban liderlerine can güvenliği tanıyacağını belirtmiş, hükümette üst düzey yöneticiliğe getirme vaadini vermişti.)
Taliban ile Suudi Arabistan arasındaki sıkı ilişki, Amerika'nın Suud'dan yardım istemesinin başlıca sebebi. Bilindiği üzere Suudi Arabistan, 1996 yılında kurulan Taliban hükümetini dünyada tanıyan üç ülkeden birisiydi. Üstelik Suud, Taliban'ı doğuşunda ve hükümet olduğunu dönemlerde destekleyen taraftı. Uzmanlara göre Taliban ile Suud ilişkilerinin hem stratejik hem de ideolojik yönü bulunuyor.
Taliban lideri Molla Ömer'in de Suudi Arabistan liderlerinde güvendiğini vurguladığı bir açıklaması olmuştu.
Suudi Arabistan'ın Arabuluculuk Girişimleri
2008 yılının Ekim ayında Afgan yetkililerle Taliban arasında Mekke'de bir görüşme gerçekleştirdiği gündeme gelmişti. Habere göre görüşmelere Taliban lideri Molla Ömer'in sözcüsü Molla Muhammed Tayyib Ağa ve Afganistan hükümetinin bazı liderleri katılmıştı. Yemeğe katılan Taliban liderlerinin sayısı 17 olarak açıklanmıştı.
İddiaya göre bu yemeğe eski Taliban yönetiminin Pakistan Büyükelçisi Molla Abdüsselam Zaif de katılmıştı. Zaif, Suud kralı Abdullah tarafından organize edilen iftar yemeğinde Afgan liderleriyle bir araya geldiklerini söylemişti.
Bu görüşmeden yaklaşık iki hafta sonra Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Suud El Faysal, Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai'nin isteği üzerine bir takım girişimlerde bulunduklarını söylemişti.
Faysal "Afgan taraflarda, siyasi sorunların çözümü, şiddetten vazgeçme, silah bırakma ve siyasi harekette karar kılma yönünde bir istek saptarsak, çatışma halinde olan tarafları bir araya getirmek için başka girişimler olacak. Aksi halde diğer bir girişimde bulunmak zor olacak" demişti.
Bu yöndeki iddialar, İtalya gazetesi Panorama tarafından da gündeme getirilmişti. Gazete, Suudi Arabistan'ın Taliban ile Amerikalı yetkilileri bir araya getirdiğini ileri sürdü. Gazeteye göre bu görüşmelere Taliban lideri Molla Ömer, İhvan-ı Müslimin liderleri ve hükümetle arabuluculuk yapan Afganlı liderler de katılmıştı.
Taliban'ın Müzakerelere Yanıtı
Amerika ve Karzai'nin bu çağrılarına karşı Taliban, dengelerin lehine gelişmesinden ötürü şimdiye kadar olumlu yanıt vermedi. Hatta Taliban, Suudi Arabistan'ın arabuluculuğunda yapıldığı iddia edilen görüşmeleri de yalanladı.
Taliban lideri Molla Ömer'in gündeme getirilen görüşmelere ilişkin açıklaması olmuştu. Molla Ömer, açıklamasında "Ne Suud kralına temsilci gönderdim de ne kraldan müzakere için risale aldım" sözleriyle müzakere iddialarını yalanlamıştı.
Taliban, Zaif'in açıklamalarına ise "Taliban adına konuşma yetkisine" sahip olmadığı yanıtını vermişti.
Resmi bir açıklama yapan Taliban, "Şayet bu görüşmelerde halkımızın ve İslam'ın menfaatine bir şeyler olsaydı asla gizli yürütülmezdi" Afganistan İslam Emirliği'nin eski yetkililerinden olup, şimdi Afgan hükümetinin baskısı altında Kabil'de yaşayanlar ve boyun eğenler, Taliban'ı temsil etmiyorlar" demişti. Taliban, bu tür haberleri yayınlayan medyanın bağımsız olamayacağını söylemişti.
Afganistanlı araştırmacı yazar Habib Hakimi'ye göre Amerika'nın Suud'dan yardım istemesi de Amerika'ya bir fayda getirmeyecek. Çünkü Taliban, Amerika'nın silah bırakma çağrılarına olumlu yanıt vermedi vermeyeceğini de bir çok kez ilan etti.
Taliban, Afganistan'da Amerika'nın çıkarlarına yarayacak hiçbir müzakereyi, Amerika'da Afganistan'daki çıkarlarına aykırı bir müzakereyi asla kabul etmeyecek.
Taliban, Suudi Arabistan'ın arabulucu olacağı bir düzlemde dahi, Amerika ile müzakerelere karşı çıkıyor. Çünkü Taliban, her şeyden önce işgal güçlerinin ülkeden çıkmasını istiyor.
Afganistan'ı Bekleyen Gelecek
Taliban, Afganistan'ın büyük bir kısmına hakim. Afganistan'daki Amerika ve NATO askerleri için de tehdit oluşturuyor. Batının Afganistan'daki projelerine karşı kesintisiz direniş yolunu tercih eden Taliban, günden güne güçleniyor.
Taliban, Amerika'nın Afganistan'daki operasyonlarına karşı, kendisi özgü taktiklerle mücadele ediyor. Bilindiği üzere 4 ay önce Amerika'nın Helmand bölgesinde başlattığı geniş çaplı operasyona karşı kullandığı vur kaç taktiği ile Amerika ordusuna ağır kayıplar verdirmişti.
NATO, sahip olduğu silah gücüyle çok sayıda Taliban savaşçısını vurabiliyor. Fakat bununla Taliban'a çok ciddi zarar veremiyor. Çünkü el Alem'e konuşan Hakimi'ye göre Taliban, uçaklardan fırlatılan füzelerle vurulan her 10 Taliban savaşçısının yerine en az 20 ya da 30 tanesini getirebiliyor.
Hakimi'ye göre Afganistan'daki savaşın galibi şimdiden belli. Galip Taliban. Çünkü Taliban, bölge halkının ve İslami hareketlerin desteğini alıyor.
Afganistan'daki kriz, ne Arap ülkelerinin ne de İslam Konferansı Örgütü'nün müdahalesiyle çözülecek. Afganistan'daki krizi çözecek olan tek yol Taliban'ın şartlarının kabul edilmesi, Amerika dahil tüm yabancı birliklerin ülkeden çıkmasıdır.
isra haber