İranlı akademisyen Seyyid Muhammed Marandi, El Meyadin için kaleme aldığı yazısında Taliban- İran ilişkilerine dair önemli detaylara yer verdi.
Marandi, ABD’nin Afganistan’ı işgali sonrası Taliban-İran ilişkilerin gündeme geldiğini ve Kasım Süleymani liderliğindeki Kudüs Gücü ile Taliban’ın son 20 yıl içinde irtibatta olduklarını vurguladı.
Medya Şafak’ın aktardığına göre Marandi, 2011 senesinin ilişkilerde dönüm noktası olduğunu, bu tarihten itibaren Taliban heyetlerinin sürekli İran’a gidip geldiğini belirtti.
Kasım Süleymani’nin şehadetinden sonra Taliban’dan bir heyetin Süleymani’nin evine taziye ziyareti yaptığını anımsatan Marandi şöyle devam etti:
Hem İran istihbaratı hem de Taliban, hızla çöken IŞİD içindeki ABD bağlantılı grupların Suriye'den çıkarılıp Afganistan'a yerleştirildiğini biliyordu. Taliban, Kudüs Gücü'nden varoluşsal bir tehdit olarak gördüğü IŞİD’i yenmesine yardım etmesini istedi. İran, bu tür bir işbirliğinden memnun olmayan Afgan hükümetini bilgilendirdi, onlar da buna itiraz etmediler.
4 MADDELİK ANLAŞMA
Sonuçta Taliban, Kudüs Gücü'ne 4 taahhütte bulundu. İran sınırında istikrarı koruyacak, yabancı güçlerin varlığına muhalefetinden taviz vermeyecek, diğer etnik grupları veya mezhepleri hedef almayacak, “kardeş kardeşi öldürmeyecekti”. Taliban içinde çok farklı görüşlere sahip farklı hizipler olsa da, İranlılar bu yıllardaki mevcut Taliban liderliğinin vaatlerine bağlı olduğu değerlendirmesini yaptılar.
Bu ilişki, işgal güçlerinin geri çekilmesinin iç savaşa yol açmamasını sağlamak ve yeni hükümeti tüm Afganları kapsayıcı olmaya teşvik etmek için İran İslam Cumhuriyeti'nin son haftalarda ve aylarda etkili bir arabulucu olmasına yardımcı oldu.