Dan İsaacs
BBC - Kabil
Taleban'ın iktidara gelir gelmez ilk icraatı, İslam'a getirdiği sıkı yorumu hayata geçirmek, günlük yaşama uygulamak olmuştu.
Derhal kadınların çalışmasını ve okumasını yasakladılar, televizyon ve her türlü müzik yasaklandı.
Bu sıkı kuralların yanında Şeriat'ın sert cezalandırma yöntemleri de benimsendi, taşlanarak öldürme, kol, el, bacak kesme cezaları uygulamaya kondu.
Dünya değişti
1996'da bir çok Afgan için artık dünya değişmişti.
Özellikle kadınlar Taleban'ın getirdiği büyük değişiklikten en çok etkilenen kesim oldu.
Onbinlerce kadın işinden çıkarıldı, kız okulları kapatıldı, kadınlar kamu alanlarında baştan ayağa örtünmeden gezemez oldular.
Günlük hayatı renklendiren küçük küçük bir çok faaliyet daha önce modern İslam dünyasında görülmemiş bir şekilde yasaklar listesine kondu.
Taleban'ın Afganistan'ında müzik yoktu, televizyon da. Görüntülü her şey yasaktı aslında. Fotoğraf ve film de buna dahil.
Afgan çocuklarının en sevdiği oyunlardan uçurtma uçurmak bile "anlamsız ve islama aykırı bir faaliyet" diye tanımlanarak yasaklanmıştı.
Ve yine değişti
2006 da ise Kabil çok farklı bir yer.
Hala islami gelenekler geçerli kuşkusuz. Örneğin şu anda kentte tam bir Ramazan ortamı var.
Fakat yine de çok temel farklılıklar var. Bir Afgan arkadaşım, "şimdi oruç tutup tutmamaya karar vermek bana ait. Bu yüzden cezalandırılma ihtimalim yok" diyor.
Artık her hareketiniz din polisi tarafından izlenmiyor.
Ve her yerde müzik çalışor. Sadece Afgan müziği değil. Kentin sokaklarına yayılan melodiler arasında tekno, rap, ne isterseniz var.
Taleban güçleniyor
Fakat Kabil sokaklarındaki bu yeni ve nispeten dış dünyaya açılmış yaşam biçimi Afganistan'da olan bitenin çok küçük bir bölümü.
Çatışmalar ve feci boyutlardaki yoksulluk yüzünden hala nüfusun çok büyük çoğunluğu kentsoylu ve varlıklı bir kesimin yararlandığı değişimi farkedemiyor.
Ve kuşkusuz, Taleban özellikle de güneydeki eyaletlerde yeniden hem askeri hem de siyasi açıdan kuvvetleniyor.
Ülkedeki yabancı güçleri "son işgalciler" olarak gören halkın bir kısmının desteğine sahipler bu bölgelerde.
Fakat, Kabil'de Taleban'ın adı geçtiğinde hissettiğim sadece korkuydu. Taleban'ın devrildiği beş yıldır yaşanan değişimin yeniden kaybedilebileceği korkusu.
Kabil Üniversitesinde harıl harıl ders çalışan kız öğrencilerden, Kabil'e daha yoksul eyaletlerden özellikle çok canlı olan inşaat sektöründe iş bulmaya gelmiş Afganlara kadar herkes bu korkuyu paylaşıyor.