Yanlış anlaşılmaması için hemen belirteyim; başlıktaki cümle bana aid olmayıp, bazı yerlerini nokta-nokta geçeceğim; kime aid olduğu, sonunda anlatılacak..
***Yazı şöyle başlıyor:(…)1980-90’larda, ‘sağ’, (…) solun ‘korkuluğu’ idi. (…) bir teokrasi’den korkuluyordu..
Laik tipler için iyi haber: Bir zamanlar güçlü olan bu korku bugün yok artık..
Aynı zamanda kötü bir haber: ‘(…) dinine mensub olanların haklı taleplerini sevmemiş olabilirsiniz. Ancak, (…) dini dışındaki hak anlayışından, nefret edeceksiniz!’
***
(...)LAR, DİNLERİNİ KAYBEDİYOR
Laiklik yürüyüşüne devam ediyor. Son yirmi yılda (…) mâbede giden (…)lar % 70'ten % 50'ye düştü. (… anketler), hiçbir dinî bağlılık beyan etmeyen yetişkinlerin iki kattan fazla arttığını belirledi.
Ancak, (…)lar da (…) daha fazla tatmin arıyorlar. (…)
(…) ‘Sağcı’ bir geçmişe sahip bir aktivist’ , ‘Bu kavga için canımı vermeye hazırım’ iddiasında bulundu; ‘kavga’, yani, (…)'ın zaferini önlemek.. (…) ama, bunun için, kendisini kurban edecek kimseler olması gerektiğini kabul etti. Partinin resmî Twitter hesabında, ‘O, Sen değil misin?’ diye soruluyordu.
(…)lığın ilk günlerinde, inananlar, kurtarıcılarını reddetmektense aslanların önüne yem olarak atılmayı tercih ederlerdi. Şimdi, aynı bağlılık, (…) bir politikacı (…)için isteniyor.
Bana eski kafalı diyebilirsin ama (…) ben (inancıma) bağlı kalacağım.
***
DUAYI PROTESTO İLE DEĞİŞTİRDİK
Ben böyle diyorum, ama gerçekçi olalım. Politika, ahlâksız şarlatanların dünyevi güç elde etmek için korku ve sahte vaadler kullandığı kirli bir iş.. (…) sonuç alamadıklarında (…) diğer tarafı suçlarlar.
Bir cumhuriyette bu gerekli bir kötülüktür. Ancak, politika, korkunç bir dindir.
Demokrasinin bu tanrılaştırılması her yerde filizleniyor. (…partili)ler, hafta sonlarını sosyal medyada karşıtlarına küfrederek geçiriyor.
Duayı protesto ile değiştirdik ve sonra da, herkesin neden bu kadar kızgın olduğunu merak ettik.
***
POLİTİKADA KOMPLO TEORİLERİ, BÜTÜN TARAFLARI DA YÖNETİR
(…) Şeytana tapan pedofillerden oluşan bir grubun (…)'a komplo kurduğuna kendinizi inandırdığınızda (…) oylama makinelerinin ‘hack’lendiğine inanmak daha kolay olur. (…)araştırmalar, (…) tarafların, komplo için eşit bir coşku paylaştığını göstermiştir .
***
BU EĞİLİM NEDEN DEVAM EDECEK?
Yeni bir (…)‘Uyanış’ı engelleyen laikliğe eğilim, muhtemelen devam edecek. Ama bu, akla ve bilimsel materyalizme giderek artan bir (…) yöneliş olacağı anlamına gelmiyor. Bu sadece geleneklerden, tevâzu ve zarafetten arınmış yeni dinler demektir.
Belki de politika dini, o kadar da yeni değil. Güce tapınmak, (…)bizimle birlikte ve aynı derecede yıkıcı olarak, hep vardı.. (…)Yani, üzgünüm, ama, (…) bu politika dinine hayatımı vermeyeceğim. Zâten vermek benim işim değil.. Çok daha yüksek bir güce aid..’
***
Evet, bu satırlar, Jon Gabriel isimli bir Amerika’lı yazarın, ‘God help us: We're losing our religion..’ başlıklı yazısından.. Geçen hafta USA TODAY’de yayınlandı. Anlatılanlar sadece Amerikan toplumunun meselesi değil ve bu konuda hemen her toplumda, bir şeylerin bozulmakta olduğundan şikayetler yükseliyor ve zihinleri meşgul ediyor. Bu yüzden, hangi din, ülke veya toplumun anlatıldığı parantez içi noktalamalarla kapatıldı ve özetlendi.
Hani, bizde de, ileri derecede çok kaygılı kimseler, ikide bir, ‘Allah sonumuzu hayreyleye, din elden gidiyor..’ derler ya.. İşte o..
Hattâ bizdekilerden bazıları daha da hızlı çıkıp, ‘Eyvah, İslâm yok olacak.. (filanca) ‘…izm’ geliyor..’ diye, farkında olmadan o sözünü ettikleri, sonu ‘..izm’le biten ideolojik dünya görüşünü devamlı günde tutmuş ve onun zihinlerde yer etmesine yardımcı oluyorlar.
Hatırlanacağı üzere, sözkonusu bu ‘..izm’, ‘ ‘Din, dünya işlerine karışmasın, biz dine gönlü tahsis ettik..’ diyen ‘laisizm’in yapışık ikiz kardeşi olup, giderek daha bir materyalistleşen ve sadece kendisini düşünen ve nefsinin istek ve zevklerine teslim olmayı şiar edinen ve digergâmlığa / başkasının derdiyle ilgilenmeye fantezi olarak bakıp, sadece kendisini gören, ‘Ben Nesli’nin hallerinden haber vermektedir.
Evet, bizim toplumumuzun da girifdar olduğu bir durumdur, bu..
Ancak, bu şeytanî oyunların gücünü korkunç bir heyulâ olarak görüp, ‘Eyvah yok olacağız’ diye İslâm üzerine de şüpheler getirilmemesi gerekir. Çünkü, İslâm’a ebediyet va’dedilmiştir; bu dinin sahibi, Allah’u Teâlâ’dır.
Tamam, Müslümanlar olarak birbirimizi ikaz edip, yanlışlardan uzak tutmaya çalışmalıyız, ama, bunu, İslâm’ı korumak adına yapıyor gibi bir çığlığa dönüştürmeden..
İslâm, Allah’ın dinidir, onu koruyacak olan, O’dur; biz kendi Müslümanlığımızı korumaya çalışalım.
***