Tarikatları, iş dünyasını, bürokrat ve yöneticileri meydanlara çağırıyoruz
Kâfir ve zalim İsrail ne Ramazan dinledi, ne kandil dinledi ve ne de bayram dinledi, azdıkça azdı, kudurdukça kudurdu.
Büyük bir çoğunluğu kadınlar ve çocuklar olmak üzere katlettiği Müslüman sayısı bin dört yüzlere vardı, yaralıların sayısı artık tespit edilemez durumda. Ayrıca bu yaralıları çok kötü bir akıbet beklemekte; hastaneler vurulmuş, elektrik santralleri imha edilmiş, ülkeye sıhhi malzeme ve ilaç girişleri durdurulmuştur. Şu anda saldırılara son verilse bile Allah korusun binlerce Müslüman ölmeye devam edecektir.
Ölmeyip de geride kalanları çok kötü bir hayat beklemekte, çünkü mahalleler yerle bir edilmiş, on binlerce bina yıkılmış, şehrin bütün alt yapıları tahrip edilmiş.
Alınan son haberlere göre kâfir İsrail şu anda tarım alanlarını imha etmeye hazırlanmaktadır. Kadınlara, çocuklara yönelik iğrenç ve korkunç emellerinin bir kısmını dile getiriyor, bunun dışında daha ne iblislikler düşündüğünü de bilmiyoruz. Yani tam bir soykırıma girişmiş durumda.
Bütün bunlar karşısında bizler ne yapıyoruz? Demirbaş ve değişmez kişiler olarak protesto ediyoruz, basın açıklaması yapıyoruz, Müslümanlara dua, zalim ve kâfirlere beddua ediyor, gıyabi cenaze namazları kılıyoruz. Allah’ın izniyle biz bu tür eylemlere yine devam edeceğiz, Rabbim bu yaptıklarımızı zayi etmeyecek inşallah!
Fakat herkesin de şahit olduğu gibi bizim bu eylemlerimize rağmen zalim ve kâfir Siyonistler azgınlıklarını artırarak sürdürmektedir.
Türkiye insanları olarak kesinlikle başka başka şeyler yapmak durumundayız. Hem kemiyet, hem keyfiyet olarak bu eylemler kesinlikle çoğaltılmalıdır.
Mevcut yönetimin neler yapabileceği ayrı bir başlık altında ele alınır ve zaten alınmaktadır.
Fakat yönetimin dışında Türkiye insanının yapabileceklerinden bir kısmını sıralamak istiyorum.
Birincisi; Tarikatlar şeyhlerinin öncülüğünde meydanlara inmelidir, onları meydanlarda görmek istiyoruz, Müslümanların uğradığı bu korkunç katliamları lanetlemelerini, protesto etmelerini ve mazlumlara dua ile somut bir şekilde destek olmalarını istiyoruz. İster hep birlikte insinler meydanlara ister ayrı ayrı, Allah’ın izniyle bizi de yanlarında bulacaklardır. Özellikle herkes tarafından bilinen büyük tarikatları, Nakşibendileri, Kadirileri ve diğerlerini etkin bir şekilde saflardaki yerlerini almalarını istiyoruz. Bu bizim haklı bir talebimizdir.
Daha açık bir ifadeyle söyleyelim; İsmailağa Camiası’nı meydanlarda görmek istiyoruz, Altınoluk Camiası’nı meydanlarda görmek istiyoruz, Adıyaman Menzil Camiası’nı israil’i protesto ederken görmek istiyoruz, Süleyman Hilmi Tunahan Camiası’nı etkinliklerde görmek istiyoruz, Risale-i Nur Camiası’nın bütün gruplarını meydanlarda görmek istiyoruz. Hem de şeyhleriyle, üstatlarıyla birlikte.
Tarikatların dışında faaliyet gösteren ulema da meydanlara inmelidir; medrese âlimleri, akademisyenler, ilahiyatçılar kesinlikle Müslüman halkın önüne geçmeli ve seslerini yükseltmelidirler.
Aynı şekilde başta Müftüler olmak üzere bütün Diyanet camiasını da önünüzde görmek istiyoruz.
İkincisi; İş dünyası, sanayiciler, fabrikatörler ve ticaret dünyası meydanlara inmelidir, etkin bir konum almalıdır, müdahil olmalıdır. Belki bizim gibi meydanlarda slogan atmaları, gıyabi cenaze namazı kılmaları gerekmeyebilir. Onlar da bir araya gelerek uygun gördükleri bir şekilde manifestolarını okuyup yaptırımlarını ilan etmeli ve icraatlarını fiilen başlatmalı, kendi güçlerini somut bir şekilde kullanmak suretiyle cephedeki yerlerini almalıdırlar.
Şu anda Müslümanlar tarafından boykot edilen siyonist ürünlere alternatif ürünlerin sahipleri bu konuda daha ön plana çıkmalı, bir adım daha önde olmalıdırlar, çünkü bu boykot kendilerinin lehinedir.
Siyonist terör devletiyle ve şirketleriyle ilişkilerin kesilmesinden dolayı eğer bizim iş dünyamız bir takım zararlara uğrayacaksa, şuna inanmalıyız ki Allah Teâla çok daha değişik kapılar açacak ve beklenmedik yerlerden rızıklandıracaktır. Hem bu esnada zarara uğrayanlarımızı insanımız da görecek, mevcut yönetim de görecek ve gereğini yapacaktır ve yapmalıdır da.
Meydanlara davet ettiğimiz bu kesimlere ulaşılmalıdır, bu taleplerimiz ve kendilerinden beklentilerimiz acilen onlara ulaştırılmalıdır.
Yaklaşık kırk yıldan bu yana bu ülkenin meydanlarında, cami çıkışlarında İslam adına etkinlik yapanlar hep aynı kişiler, belki sadece onların çocukları da katılmış olabilir. Artık bu fotoğraf değişmelidir, kardeşlerimi yanımızda, hatta önümüzde görmek istiyoruz. Hem de bugün. Öyle ya, bugün değilse ne zaman?
doğruhaber