İsrail yeni katliamlara hazırlanıyor: İsrail sahnesinde düşman, kendisine yönelik füze saldırılarını durdurmak gerekçesiyle Gazze’ye kapsamlı askeri bir saldırı başlatmaktan, Filistin direniş örgütleri liderlerini tasfiye etmekten ve Gazze’ye yaptırım dayatmaktan bahsediyor.
Düşmanın başbakanı, Gazze’ye yaptırım dayatmakla ve İsrail ordusunun geniş saldırgan bir operasyon başlatmasıyla tehdit ediyor.
MUHAMMED HÜSEYİN FADLULLAH
Ayrıca düşman, kendisine yönelik füzelerin fırlatılmasına tepki olarak Güvenlik Konseyinde belirleyemediği tarafa karşı sunacağı şikâyeti görüşüyor. Bu durum Filistin halkına karşı yeni katliamların uyarısını vermekte.
Herkes Filistin direnişinin, siyonist işgale, Amerikan yapımı uçakların ve tankların bombardımanıyla sivillere ve mücahidlere karşı işlediği katliamlara misilleme operasyonu yaptığını biliyor. Siyonist düşman, Filistinlilerin, güvenlik ve siyasi bütün saldırılarını kabullenmesini istiyor. Çünkü istenen, Filistin halkının şartsız teslimi, Batı Yaka’daki barikatlarda ve tecrit duvarının ardında zayıf bırakılmış insanların alçaltılmasını ve işgal topraklarının müsadere edilmesi yanı sıra su ve elektrik kaynakları üzerindeki kontrolünün kabul edilmesidir. Bu durum Filistin halkını kalıcı bir cezaevi içine koymaktadır. Aynı durum düşmanın başbakanıyla faydasız görüşmelerde bulunan Filistin yönetimi başkanı Mahmud Abbas’ın kontrolündeki Batı Yaka için de geçerli. Bu görüşmeler İsrail’in vahşi uygulamalarında hiçbir değişikliğe yol açmadı.
HAMAS’IN SİYASİ OLARAK TECRİDİ
Uluslararası ve Amerikan talebi, Filistin halkının toprağından ve özgürlüğünden ödünler sunması yönünde. Sözde uluslararası toplum, Filistin yönetimi başkanına Hamas hareketini Filistin gerçeğinden tecrit edecek kararlar alması fırsatı vererek ve Abbas’ı direniş gruplarıyla ve özellikle de Hamas hareketiyle ilişkilere döndüğü takdirde yardımları ve destekleri kesme tehdidinde bulunarak Hamas’ı siyasi bağlamın dışında tutmakta ısrar etmektedir.
TEK YOL DİRENİŞTE BİRLEŞMEK
Bizler İsrail ve ABD etkisi altındaki Arap rejimlerini nefes nefese getiren barış konferansına güvenmemeleri noktasında Filistin halkını uyarıyoruz. Zira bu konferans özgürlük, bağımsızlık, topraklarının geri alınması ve yaşanabilir bağımsız devletlerini kurma yönündeki büyük hedeflerini asla gerçekleştirmeyecektir. Abbas hükümeti tarafından bazı gruplara dayatılan direnişi durdurma şartının, İsrail işgallerini ve direnişçilere yönelik suikastları durdurmayacağını, barikatlardaki zalimliği bitirmeyeceğini bilsinler. Bu yüzden gelecek, direnişe açılan birleşik güçlü bir tutuma ihtiyaç duymaktadır. Düşmanın planlarını karıştırmanın ve işgalci stratejisini başarısız kılmanın tek yolu budur.
ABD: İÇ KARIŞIKLIK VE DIŞ BAŞARISIZLIK
ABD sahnesinde ise Bush, kamuoyundan ve kendisine muhalif Kongredeki demokrat çoğunluk tarafından siyasi baskıya maruz kalıyor. Kongre kendisinden can kayıplarından hareketle Irak’tan çekilmesini istiyor. Irak işgalindeki İngiliz ortağı ise askerlerinin kendilerini ve rejimi koruma ve insanlara güvenlik getirme noktasındaki başarısızlığı sebebiyle güneydeki Basra kentinden çekilmesini tamamlıyor. Bu durum ABD başkanını muhalefet karşısındaki trajedisinden kurtulmak amaçlı taktiksel bir hareketle oradaki güçlerini azaltma olasılığını açıklayarak Irak ziyaretine sevk etti. Bush, güçlerini Irak’taki çekmesinin korku ve başarısızlıktan değil güçlü olmalarından kaynaklandığı ifade etmeye çalıştı ve herhangi bir taşkınlığın ABD’nin kendi topraklarında saldırıya maruz kalma ihtimalini artıracağı uyarısında bulundu.
KÖRFEZ ÜLKELERİ SAVAŞI KALDIRAMAZ
Bizler Bush yönetiminin Afganistan işgalinde olduğu gibi Irak işgalinde de başarısız olduğunu biliyoruz. Bu durum yönetiminin bölgedeki politikalarını başarısız kıldı. Bu yüzden İran’a saldırı ihtimallerinden, nükleer tesislerinin vurulmasından ve Körfez bölgesinde askeri iklim oluşturulmasına çalışmaktan dem vurarak ileriye kaçıyor. Bu durum ABD’nin askeri gücünü göstermesi, birçok uçak gemisini Körfez'e konuşturması suretiyle psikolojik savaş bağlamına girmektedir. Çünkü pratik savaş bölgedeki mevzilerinin yakılıp yıkılmasına ve oradaki büyük zenginliklerin gitmesine yola açabilir. İran’ın kendileriyle güvenlik ve doğal siyasi ilişkiler kurmaya çalıştığı Körfez ülkelerindeki ABD müttefikleri ise bunu kaldıramaz.
MÜSLÜMANLARI DİRENMEYE ÇAĞIRIYORUZ
Bizler Arap ve İslâm halklarını ABD’nin evrensel imparatorluğunu ve dünya liderliğini güçlendirmeye, küstah stratejisini yıkıcı savaşları körüklemek, zayıf bırakılmış halkların bedenlerinde korkuyu harekete geçirmek için dayatmaya çalıştığı bu savaşa karşı direnmeye çağırıyoruz. Zayıf bırakılmış halklar birçok güce sahipler ve ABD’nin teröre karşı savaş başlığı altına koyduğu direnişin hattı içinde bu güçleri harekete geçirmeleri gerekli. Herkes bu terörle savaşın İslâm dünyasındaki Amerikan politikalarına karşı çıkanlara karşı verildiğini biliyor. Belki bizler ABD’nin işgalci hareketi, ekonomik savaşı ve siyasi ablukasının sonucu olarak bize dayatılan büyük acılara ve yaptırımlara daha fazla sabretmek zorundayız. Çünkü savaş, özgürlük, güvenlik ve ekonomiyi müsadere eden istikbara karşı halkların özgürlüğü konularında uzun solukludur.
Bahreyn’de yayımlanan El Vasat gazetesi, 14 Eylül 2007, Arapça'dan çeviri: Halil Çelik / Vakit