Beşir, örgütün elemanlarından birinin kendisini cep telefonu çalmakla suçlamasının ardından elinin kesildiğini anlattı. “Bana öyle sert vurdular ki, çalmadığım hâlde suçu kabul ettim” dedi. 80 kilometre uzaklıktaki Şeddade kasabasındaki hapishaneye götürülen Beşir, orada 10 yaşını aşmayan tutukluların bulunduğunu söyledi.
Beşir’e göre, çocuklardan ikisi tütün kaçakçılığıyla suçlanıyordu:
“Onları herkesin önünde kırbaçladılar. Serbest bırakmadan önce de para cezası kestiler.”
40 gün boyunca hapishanede tutulurken bahçede yalnızca günde yarım saat dolaşmasına izin verilen Beşir’e sonunda eve gideceği söylendi. Elleri kelepçelenen ve gözleri bağlanan Beşir, bir arabaya bindirildi. Göz açıldığındaysa, tanımadığı insanların oluşturduğu bir kalabalığın karşısındaki bir sandalyede oturuyordu:
“O insanları etrafımda gördüğüm zaman, başımı keseceklerini düşündüm. Bu normal bir şeymiş gibi güldüler.”
IŞİD’in şeriat anlayışına göre, Beşir’in sağ elinin kesilmesi gerekiyordu. Beşir, direndiğini ancak uyuşturulduğunu söyledi. “Uyandığımda hastanedeydim ve elim kayıptı” dedi.
Annesi, oğlu eve geldiğinde gördüklerine inanamadığını söylüyor:
“İki üç gün boyunca inanamadım. Eli kesik geldiğinde çıldırdım.”
Beşir’in geleceğe dair ümitleri az:
“Önceden sebze, tavuk, balık satan dükkanlarda çalışabiliyordum. Artık elim olmadan çalışamıyorum. Tam bir erkek değilim. Keşke elim yerine kafamı kesselerdi.”
Kaynak: AFP