28 Şubat’ın bir yıldönümüne daha yaklaşırken, insanları İslami kimliklerinden dolayı evet sadece ben Müslümanım dediği ve gereğince yaşadığı için mahkûm eden, süründüren, boğan ve ölüme bile götüren zihniyetin yaptığı darbenin, zaman tünelindeki bir kez daha katlanmasına yaklaşırken; o ışıksız tünelin sonundaki hüzmeye dair bir şeyler söylemek lazım. O tünel ki ince, uzun ve zifiri karanlık fakat güçlüklerle kolaylaşan bir engel, şairin dediği gibi yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer de sunuyor bize. İslamlaşma diyorum ben buna. Yeniden ve bir dahi İslam. Her şeye ve herkese rağmen İslam deme. Büyük resmi; kul ve ol diyen Yaratan’la çizme. Her küçük, küçücük resimde bunu minyatürleştirme. Büyük ve küçüğü iç içe geçirme, bir prizma gibi birinden bakınca diğerine görebilme.
“Hu” diyebilme. Bunun ümidini, bunun getirdiği umut ışığını gördüm bu yılki 28 Şubat postmodern darbenin yıldönümüne yaklaşırken... “Hu” bir dizi tertemizin dilinden döküldü. Döküldü de hayır yere düşmedi, bilakis yükseldikçe yükseldi. “Hu” semadaki diğer hu’lara karıştı önce gök sonra arş sonra gök bir daha tesbihe durdu. “Hu” dedi sekiz temiz tertemiz mürid, Mürşidleri Muhammed Mustafa aleyhi salatu vesellam’ın izinde. “Hu” dedi Ayşe Taşkan, “Hu” dedi Esma Çizmeci, “Hu” dedi İrem Hacıoğlu, “Hu” dedi Abdülkerim Selvi, “Hu” dedi Ahmet Emin Bayraktar, “Hu” dedi Bahri Anıl Saral, “Hu” dedi Güzide Betül Dinler ve “Hu” dedi Zeynep Esma Mirza. Tertemiz bu sekizli “Hu” dedi. Hu’ya layık bir berraklık ve temizlikte bir ağızdan dediler “Hu.”
En temiz, en saf, güzel şeylerin en’leriyle bezenmiş bir Asfa’dan ulaştı Tertemiz Kalpler Korosu bize. Değerli bir hoca, kıymetli bir profesör, ilim ve dava insanı rahmetli Esat Coşan hocamızın düşünce dünyasından yansıdı Asfa bize. Eğitim değil yalnız ilim yuvası, öğretim değil sadece irfan yuvası olacak şekilde ulaştı bugünlere.
Tertemiz kalplerin sahipleri inci tanesi gibi dizilince sahneye, “Hu” arşı alaya çıkınca musikiyle film şeridi gibi bir tarihin yazılısı geçti gözler önünde.. Nereden nereye, nerelerden nerelere gelinmişti değil mi bu süreçte... Süreç? Hangi süreç... 28 Şubat mı mevzubahis süreç... 12 Eylül... Menderes mi bir süreç... Türkçe ezan mı bir süreç... İskilipli Atıf Hoca mı bir süreç... Asım’ın nesli mi bir süreç... Abdülhamid Han değil mi süreç...hepsi ve fazlası süreç.
Yüzleri kadar güzel, gözleri kadar parlak, görünüşleri kadar nezih ve temiz tertemiz bir nesil yeşeriyor bu topraklarda. Bunu gördüm bu hafta. Bu küçücük yavrular, ülkemizin içinden geçtiği bu zor günlerde kalpleri sözlerin en güzelinden “Hu” ile yumuşatmakla kalmadılar, ölmediğine iman ettiğimiz şehidler için yüz on bir hatmi şerifi hediye de ettiler.
Hayırlı nesiller için Asfa demişti Rahmetli Esat hoca, gördük ki hayırlı nesiller yolda. İftihar ve dua ediyoruz.
yeniakit