Terör örgütünün televizyonu, gazetesi, bankası olur mu?

Hasan Karakaya

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın; önceki gün Kuveyt’ten Ankara’ya dönüş yolunda gazetecilere yaptığı açıklamalar çok önemliydi.

Diyordu ki;

l“Paralel çete, bu ülkede; ya devletin varlığını kabul edecek, ya yok olacak.”

l“KPSS’de çalıntı sorularla devlete memur olanların hepsi izlenmektedir... Onlar, hem görevden alınacak, hem de onlara ödenen maaşlar, faizleriyle birlikte geri alınacaktır.”

l“İlk MGK’dan sonra kararlarımız çok farklı olacaktır.”

PARALEL YAPI, KIRMIZI KİTAP’TA!

Erdoğan’ın sözünü ettiği “ilk MGK”, dün toplandı... MGK’nın gündeminde, elbette birçok konu vardı... Ama, “en önemli gündem maddesi”, herhalde“Paralel İhanet Örgütü’nün faaliyetleri” idi...

Öyle sanıyorum ki;

“2010 KPSS’de hırsızlık” yaparak “devlete sızmayı” başaranların durumu ele alınmıştır... “Bunların memuriyetlerine son verilmesi, 2010’dan bu yana onlara ödenen maaşların faiziyle geri alınması” konuları da detaylı olarak görüşülmüştür!..

Ve tabiî;

“Paralelci hakim ve savcıların hukuka sabotajları” da gündeme gelmiştir...

Ama, hepsinden önemlisi;

“Paralel Yapılar’ın, Kırmızı Kitap’a girmesine karar verilmesi”dir!..

Malûm;

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 19 Temmuz 2014 tarihinde TGRT Haber’de soruları cevaplarken; “Paralel Yapı’nın Kırmızı Kitap’ta yer alıp almayacağına” dair soruya; “Paralel Yapı ifadesi MGK açıklamalarına girmiştir” diye cevap vermiş ve eklemişti:

“Buraya kadar giren bir mücadele. Çünkü bu, ulusal güvenliğimizi tehdit eden bir yapıdır. Ulusal güvenliğimizi tehdit eden böyle bir yapı, tabii ki onun içinde (Kırmızı Kitap) yerini alacaktır. 

Bununla mücadele devletin öncelikli görevleri haline gelmiştir ve bundan sonraki süreç bu mücadelede çok daha farklı olacaktır. 

Ben cumhurbaşkanlığına çıktığım andan itibaren bu işi böyle kendi akışı halinde asla bırakmam, takipçisi olacağım. Çünkü benim milletim adına canım yanmıştır, bunu bilen birisiyim. Ama diğerlerinin tuzu kuru, onun için onların böyle bir derdi olamayabilir. Ama bizim derdimiz var, çünkü ülkemizin geleceği, sorumluluğu üzerimizde olacaktır. Ülkemizin birliği, beraberliği, bütünlüğü, cumhurbaşkanının bir nolu görevidir. Bu görevi de bir kenara bırakmamız mümkün değildir.”

Dün, işte bu gerçekleşti;

Daha önce “MGK açıklamalarına giren” Paralel Yapı, dün de “Kırmızı Kitap”a girdi!

Bu, ne demektir?..

30 Ekim 2014’te toplanan ve Tayyip Erdoğan’ın “Cumhurbaşkanı” sıfatıyla“ilk defa başkanlık” ettiği, Ahmet Davutoğlu’nun da “Başbakan” sıfatıyla ilk defa katıldığı, “10 saat 20 dakika ile, tarihinin en uzun toplantısını”gerçekleştiren MGK’nın bildirisinde ifade edildiği gibi;

l“Paralel Yapı, milli güvenliği tehdit eden ve kamu düzenini bozan bir unsur”dur!..

l“Legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten Paralel Yapılanmalar ve illegal oluşumlarla mücadele, kararlılıkla sürdürülecek”tir!..

“İllegal faaliyet”leri kim sürdürür?.. Elbette, “mafya, çete ve terör örgütleri!” 

O halde, “Paralel” de;

Bir “terör örgütü”dür!..

Hani, Tayyip Erdoğan; önceki gün, “İlk MGK’dan sonra tavırlarımız çok farklı olacak” demişti ya; “Paralel Yapı’nın Kırmızı Kitap’a girmesi” ve“terör örgütü” olarak kabul edilmesi ile birlikte, elbette bunun“yaptırım”ları da olacaktır!..

Meselâ;

“Mal varlıklarına el koyma” gibi!..

Ya da;

“Örgüt mensupları”na yönelik “gözaltılar, tutuklamalar, yargılamalar ve suçluların hapsedilmeleri” gibi!..

MAL VARLIKLARI DONDURULDU!

Ne demek istediğim daha iyi anlaşılabilsin diye, “geçen yıl”dan bir örnek vermek istiyorum...

Türkiye için, “terör örgütlerine destek veren ülke” imajı oluşturmaya çalışan “dış güçler ve yerli işbirlikçi”lerine karşı, bir “karşı hamle” yapanMASAK, yani Mali Suçları Araştırma Kurulu; 21 Haziran 2014 tarihinde,“terör örgütlerinin Türkiye’deki mal varlıklarının dondurulması” kararına imza atmıştı...

Daha sonra da;

“Bakanlar Kurulu Kararı” ile, BM Güvenlik Konseyi’nin 1999 ve 2011 yıllarında aldığı kararlar doğrultusunda; “El Kaide ile bağlantılı 219 gerçek, 63 tüzel kişi; Taliban ile bağlantılı 130 gerçek ve 4 tüzel kişinin mal varlıkları dondurulmuştu!..”

Sadece “gerçek ve tüzel kişi”lerin değil; “mal varlığı dondurulan kurum ve kişilerle ilişkili üçüncü kişiler”in sahip olduğu “ortak hesapların tamamının da dondurulmasına” karar verilmişti!..

Sizin anlayacağınız;

“Tek kurum” veya “tek kişi” ile yetinilmiyor!.. Terör örgütü ile “ortak”olmak ya da “üçüncü derecede bağlantılı” olmak da, “mal varlığının dondurulmasına” yeterli oluyor!..

TERÖRÜN MEDYASI OLUR MU?

Peki, birer “terör örgütü” olarak kabul edilen “El Kaide” veya “Taliban”la ilişkisi olanların “mal varlıkları donduruluyor” ise; “Paralel Terör Örgütü”ya da “Fetullahçı Terör Örgütü” olarak isimlendirilen ve dün “Kırmızı Kitap”a da giren “İhanet Çetesi”ne farklı mı davranılacak?..

Elbette farklı davranılmaz!..

Zira, “El Kaide”ye farklı, “Taliban”a farklı, “Fetullahçı Terör Örgütü”ne farklı bir tavır izlemek, her şeyden önce “adil” olmaz, “hakkaniyete uygun” olmaz!..

El Kaide ve Taliban’ın “mal varlıklarını dondurduysan” Paralel’in mal varlıklarını da donduracaksın!..

“Hesaplarına el koyacaksın!”

Hele söyleyin, bir “terör örgütü”nün;

“Televizyonları” olur mu?..

“Gazeteleri” olur mu?..

“Okulları” olur mu?..

“Haber ajansları” olur mu?..

“Mağazaları” olur mu?..

“Kargo şirketleri” olur mu?..

“Bankaları” olur mu?..

Hem “devlete meydan okuyacaksın” hem de “devletin sağladığı imkânlar”dan yararlanıp; “televizyon, gazete, okul, ajans, mağaza, kargo şirketi ve banka” kuracaksın!..

Sen, “devletin altını oymaya” çalışacaksın, devlet de sana göz yumacak!..

Mümkün mü bu?..

PKK’NIN MUSLUĞU DA KESİLMİŞTİ!

Buyrun, PKK’ya bir bakalım...

l7 Aralık 2012 tarihli gazetelerde; “Terörün musluğu kesildi” başlığı ile verilen haberlerde, özetle deniliyordu ki;

“Türkiye’nin en büyük sigara fabrikalarından birine sahip olan European Tobacco’nun Irak, İran, Kıbrıs ve Romanya üzerinden yaptığı büyük kaçak içki ve sigara oyununu, Mali Polis bozdu... Kaçakçılıktan elde ettikleri karaparayı döviz bürolarında aklayıp PKK’ya aktardıkları ortaya çıkan, şirketin yüzde 55 hissesine sahip 260 ortağın tüm hisseleri, gayrimenkulleri, kara, deniz, hava taşıtları ve mallarına el konuldu.”

Ve, 25 Haziran 2008 tarihli gazetelerden bir başka haber:

l“Almanya Federal İçişleri Bakanlığı, PKK yanlısı Roj TV’nin Almanya’da yayın yapmasını resmen yasakladı... Bakanlık ayrıca; Roj TV adına bu ülkede faaliyet gösteren prodüksiyon şirketi VIKO’yu da kapattı. Bu karara göre Roj TV, artık Almanya’da izlenemeyecek.”

Hemen ilâve edelim;

l5 Mart 2010 tarihli gazetelerde de; “Roj TV’nin Belçika stüdyolarının da kapatıldığı” haberleri vardı.

Bu haberler de gösteriyor ki;

Terör örgütünün “sigara şirketi” olmaz!.. Terör örgütünün “televizyonu”ve “gazetesi” de olmaz!..

Paralel Yapı’nın da bir “terör örgütü” olduğu kabul edildiğine ve dünküMGK’da “Kırmızı Kitap”a girmesi kararlaştırıldığına göre; herhalde“gereken” yapılacaktır!..

Uzun lâfın kısası;

“Devlet, Paralel’i dondurmaz” ise,

“Paralel, Devlet’i dondurur!”

Yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır!..

****************************************************************************

HDP-Paralel ittifakı... Düşmanımın düşmanı, dostumdur!

Sormak lâzım; “Ekrem Dumanlı, Pensilvanya’nın izni ve talimatı olmadan, HDP’li Belediye Başkanı Gültan Kışanak’la görüşebilir mi?”

“Pensilvanya’dan izinsiz nefes bile alamayacaklarına göre”; demek oluyor ki, bu görüşmeden Pensilvanya’nın haberi vardır!..

Hadi, Ekrem Dumanlı gitti, Kışanak’la görüştü; peki HDP’liler bu görüşmeyi nasıl hazmetti?..

Hele söyleyin, Samanyolu TV’deki “Tek Türkiye” dizisinde, Kürtleri“düşman” gibi gösteren ben miydim?.. “KCK Dâvâları”nda 14 bin 500kişiyi gözaltına aldırıp, bunların 8 bin 500’ünü tutuklatan ben miydim, Paralel Yapı mı?..

Peki, tüm bunlara rağmen, “Dumanlı-Kışanak görüşmesi”ni ya da “HDP-Paralel flörtü”nü nasıl okumamız gerekiyor?..

Paralel’in de, HDP’nin de ortak düşmanı “Tayyip Erdoğan ve AK Parti Hükümeti” olduğuna göre; onları buluşturan “ortak görüş” şu olmalıdır:

“Düşmanımın düşmanı, dostumdur!”

“Flört”leri ve “ittifak”ları hayırlı olsun ama bunu Türkler de görsün,Kürtler de!..

Ne garip değil mi?..

Dün, Kandil’dekiler “Gülen’e ölüm” emri verirdi... Bugün; “Prof” yaftalı“Paralelci Osman Özsoy” gibiler “Davutoğlu’na ölüm” emri veriyor!..

Şimdi de, “Diyarbakır’da” buluştular!..

yeniakit