Savcı Mehmen Selim Kiraz’ı rehin alıp hunharca katleden teröristlerin propaganda görüntülerini aşk ve şevk ile yayınlayan, kendileri yayınlayamaz hale gelince de okurlarına ‘yasak görüntülere ulaşma yollarını’ gösteren, sayısız yazar ve muhabiri alenen solcu terörist örgüt yandaşlığı sergileyen medya / manipülasyon grubunun organları, Alperen Ocakları eski Başkanı Eyüp Gökhan Özekin’in milletvekili adaylığını dehşetle karşılamayacaklardı da ne yapacaklardı?
Gazetelere “(Mustafa Kemal) Olmasaydı da olurduk” ilanını veren işadamıymış! Bir kere o ilanın altındaki imza SANCAKTAR’dı ve Sancaktar’ın bütün siyasi ve ideolojik ‘eylem’lerinin yetkisi de sorumluluğu da o derginin genel yayın yönetmenliğini yapan bendenize aitti. O ilanın arkasındaki adam da benim! Derginin masraflarını karşılıyordu diye böyle yetkilere sahip değildi Eyüp Gökhan. Tabii ki arkamda duracaktı ve durdu; ama bana ait olan o yetki ve sorumluluğu Eyüp Gökhan’a mal etmek beni konu mankeni mertebesine indirmektir ki bunu asla kabul edemem.
Asıl konu o değil zaten.
Ama çok güzel bir tarafı var bu işin: Terörist yandaşı medya, AK Parti’nin milletvekili aday listesinin arka plan bilgilerini ‘Nereden çakabiliriz?’ ihtirası içinde araştırmış, araştırmış, araştırmış ve en tahrip edici bomba olarak bula bula bunu bulmuş!
Yarın öbür gün de İsrail lobisi harekete geçip Mavi Marmara’dan mütevellit kinini konuşturur bu basın-yayın organları vasıtasıyla. Sancaktar dergisinin ırkçılık, mezhepçilik, totaliterlik ve gayrimüslimlerin haklarına –başta yaşama hakkına- saygı duymayan sözde mücahitlik aleyhindeki manifestosunu okuduğumuz videoda Allahu Ekber demiş olması da bir skandal gibi anlatılacaktır. Anlatılıyor zaten.
Hülasa: Solcu şiddet manyaklarının ve heykel fetişistlerinin ucuz bir manevrasıyla karşı karşıyayız. Onların dümen suyunda gidip Eyüp Gökhan Özekin’e tavır alabilmek için seviyeyi çok ama çok düşürmek lazım.
Son söz, Eyüp Gökhan Özekin’e: Sen öyle güzel bir adamsın ki bu çirkin zevatı sana karşı seferberlik başlatmaya mecbur bıraktın.