Teşekkürler arkadaşlar

Abdurrahman Dilipak

 

 


ASDER'e teşekkür ediyorum. MazlumDer'e, Özgürder'e teşekkür ediyorum..
 

Haksızlıklar karşısında susmadılar, susmuyorlar..
 
Herkesi, 28 Şubat ve daha önceki darbe girişimleri, haksızlıklar karşısında, başla­rından geçeni ve yaşadıklarını, STK'lar ve Media ile paylaşmaya çağırıyorum.
 
Cami derneklerinden Kur'an Kurslarına, Meslek odalarından, Vakıflara, sendikala­ra kadar herkesi bu konuda bir şeyler yapmaya çağırıyorum. Mesela bu konuda ÖNDER'e büyük sorumluluklar düştüğünü düşünüyorum. Ve tabi İmam-Hatip der­neklerine.. Yine Kur'an Kursu derneklerine, cami derneklerine de.. En yaygın STK cami dernekleri.. Yetiştirdiğiniz çoocuklara öğretmek istediğiniz, onlara bir mis­yon, bir hedef olarak tayin ettiğiniz değerlere şimdi siz sahip çıkın. Haksızlıklar ve zulüm karşısında sus­mayalım.. Halkı, bu yönde tavır almaya çağıralım.. "Önderlik" bunu gerektirir. "Hitap ettiğimiz ve ver­meye çalıştığımız mesaj" bunu gerektirir..
 
Siz sahnede oynanan bir oyunun pasif seyircileri değilsiniz. Siz bu oyunun bir parçasısınız. Siz kurban seçildiniz.. Sizin inancınız, kimliğiniz, servetiniz, her neyse birilerinin saldırısına uğradı. Bu gün, hukuk yolu ile bu zalimlerden hesap sorma günüdür.. Gerçek ortaya çıksın önce. Eğer bunlar pişmanlık duya­caklar, özür dileyeceklerse, gerekirse onları Hz. Yusuf'un kardeşlerini affetttiği gibi affedelim ama, bu yaşananlar bize bir bilinç oluştursun ve aynı delikten 2. kez ısırılmamak için yaşananları unutmaya­lım..
 
Eğer o cami cemaati sabahtan akşama kadar şikayet ettikleri bir konuda, bugün konuşmaları gerektiğin­de susuyorlarsa, yazıklar olsun onlara.. Onlara söyleyecek tek söz var o zaman, Zalimlerden değil, Al­lah'tan korkun...
 
Tek tek yurttaşlar, kimse onlar, memurunu, sivilini, emeklisini, muvazzafını o dönemde ve bugün hal­ka ve hakka ihanet edenleri şikayet etmeye çağırıyorum.. Özellikle askerde, emniyette, istihbaratta, özel ve stratejik kurumlarda görev yapan inanmış insanlara bu çağrım.. Bilginiz cesedinizle birlikte me­zara girmesin. Sonra o bilgi mezarda bedeninizi saran beyninizi kemiren bir yılan gibi ruhunuzu muaz­zeb eder!
 
Yapanın yanına kar kalmasın ki, yarın birileri aynı şeylere cür'et ve cesaret edemesin..
 
Suçluların çocuklarına ve eşlerine, kardeşlerine bu çağrım. Unutmayın "haksızlıklar karşısında susan­lar dilsiz şeytanlardır." Gün gelecek bu gerçekler ortaya çıkacak. O zaman, bu gün sustuğunuz için piş­man olabilirsiniz.. Son pişmanlık fayda sağlamaz..
 
Eğer kendi kimliğinizi gizlemek istiyorsanız, internet üzerinden şikayetinizi belli adreslere gönderebilir­siniz.. Bu işin 40 tane yolu var.. İmzasız bir bilgisayar çıktısı ile bazı olaylarla ilgili bildiklerinizi ilgilisi­ne iletebilirsiniz..
 
Mazlum-Der, Özgür-Der gibi dernekler bu işi takip ediyorlar. Onlara anlatın. Onlar sizin adınızı gizlesin, ilgilisine onlar aktarsın..
 
Gazetelere, gazete yazarlarına yazın, söyleyin. Yerel media'da tartışın bu konuyu, internet mediasına iletin. Mesela "kontrgerilla.com" gibi bu konuya duyarlı bazı internet siteleri var. Onlarla paylaşın bil­diklerinizi. "AdaletPlatformu.com" gibi platformlar var ayrıca.. Unutmayın, bildiklerinizle amel eder­seniz Allah size bilmediğinizi öğretir..
 
Mesela şu günlerde TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu Başkanlığına gönderin elinizdeki bilgi ve belgelerin suretlerini. Komisyonun tam adı ve adresi şöyle: "TBMM Ülkemizde Demokrasiye Müdahale Eden Tüm Darbe ve Muhtıralar ile Demokrasiyi İşlevsiz Kılan Diğer Tüm Girişim ve Süreçlerin Tüm Bo­yutları ile Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma­sı Komisyonu Başkanlığına Ankara"
 
Kendi şehrinizdeki savcılığa da gidebilirsiniz, bu soruşturmaları yürüten savcılıklara da gönderebilirsi­niz.. Suç duyurusunda bulunabilirsiniz, tanıklık edebilirsiniz. Bilgi verebilirsiniz..
 
Ayrıca "TBMM Dilekçe Karma Komisyonu Başkanlığına Ankara" diye de gönderebilirsiniz..
 
O dönemdeki yargılama ve yargıçlar Hakkında "Adalet Bakanlığı Ankara" ya da "Yargıtay Başkanlığı Ankara", "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Ankara" adresine, "HSYK Başkanlığı Ankara" adresine de gönderebilirsiniz..
 
Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık da bu işi soruşturuyor..

Emniyet Müdürlüğüne de şikayette bulunabilirsiniz. Size kim yakınsa, kendinizi nasıl güvende hissede­cekseniz..
 
Bu arada emin olmadığınız şeyi yazmayın, birilerine zarar vermek için, daha önce darbecilerin yaptığı gibi iftira atmayın. Dedikoduları göndermeyin.. Gerçekleri çarpıtmayın.. Hem yargıya zarar verirsiniz, hem o yalan döner, gelir size vurur.
 
İlle de Türkiye'yi ilgilendirmesi gerekmiyor. Her il ve ilçede yaşanan münferit olaylar, yolsuzluklar, baskılar vardır, o bölgedeki avukatlarla konuşun, orada davalar açın.. İlle de bu davaların Ankara'da, İstanbul'da açılması gerekmiyor. Muş'da Tokat'ta, Muğla'da da açılabilir.. Adana, Diyarbakır, Trabzon, İzmir, Edirne, Kayseri farketmez. Hazine arazilerini, Ormanı, Vakıf arazilerini yağmalamıştır birileri, bi­rilerini haksız yerden görevden atmışlardır, işkence, kötü muamele sebebi ile dava açabilirsiniz. Kendi hakkınızı savunmak için de bu yolu deneyebilirsiniz..
 
Bu süreç bizim uyanışımız için bir fikir fideliğine, tecrübe birikimine vesile olmalı..
 
Biz tarihin yaşayan tanıklarıyız. Herkes sorumluluğunun farkına varmalı ve gereğini yapmalı. Bu işleri sadece Ankara'dakilerden beklemek doğru olmaz. Onların arkasında siz var mısınız, siz görevinizi yapı­yor musunuz. Unutmamak gerekir ki, herkes layık olduğu gibi idare olunacaktır.. Sadece istemek ve ba­zı yanlışlıklardan şikayet etmek yetmez. Siz ne yapıyorsunuz? Daha iyi bir düzeni hak ediyor muyuz?
 
Unutmayın, haksızlıklar karşısında susanlar, dilsiz şeytanlardır.. Görmedim, duymadım, bilmiyorum diyerek, 3 Maymunları oynayarak bir yere gidemezsiniz..
 
Susarak zalimlere yardım etmeyin, sonra ateş size de dokunur.

Selam ve dua ile..

yeniakit