“Karagün dostu” diye bir dostluk kategorisi vardır. Herkes iyi gün dostudur. Ayakta dururken elini öperler, oturunca saldırırlar, hele bir düşmeye görün, düşünce vururlar genellikle.
“Dünya malı elde iken, düşman dost olur. Elde bir şey kalmayınca dost bile düşman olur...” Onun için “düşenin dostu olmaz” denmiştir. Ama tarih ve bugün yaşadıklarımızla sabittir ki, bu söz her zaman doğru değildir.
Çanakkale’de o en zor günlerimizde Müslüman kardeşlerimiz yanımızdaydı. Allahuekber dağlarında, Irak’ta, Şam’da, Yemen’de de aynı durum sözkonusu idi. Analar daha 15 yaşındaki oğullarının eline kına yakarak, kendi elleri ile cepheye göndermişti, “haydi yavrum haydi git, ya gazi ol ya şehid” diye. Şimdiki yeni yetmeler, şehid dedelerinin mezarlarından habersiz, 100 yıl önce bir ve beraber olduğumuz kardeşlerimizi yabancı zannediyorlar, bu toprakları birlikte yurt edindiğimizden habersiz.
Biz Mavi Marmara ya da “One minute”de, Afrika’da, Asya’da, Balkanlar’da, Kafkasya’da, Afganistan’da, Bosna’da, Filistin’de yeniden kendi küllerimizden dirildik. Derin bir uykudan uyanır gibi uyandık.
Şimdi dünyanın dört bir yanında bizim için dua eden kardeşlerimiz var. Seçim günü elleri bu duygularla duaya kalktı. Seçim sonuçları açıklandığında, dünyanın dört bir yanından, gece yarısı zafer çığlıkları yükseldi semaya, şükür secdelerine vardı insanlar, Mekke-i mükerremede, Medine-i münevverede, Kudüs-ü şerifte.
Bakın siyasilerimize söylüyorum, bürokratlarımıza söylüyorum, belediyecilerimize, işadamlarımıza söylüyorum, eğer bu mazlum insanların, bu ümmetin yetimi halkların duaları ile kuşattıkları bu ulvi davaya, rüşvet, torpil, gibi ağır bir vebal içeren ihanet ve ahlaki zaaf içeren, karı-kız, para ilişkileri ile zarar vermeye kalkarsanız, bu dualar bir bedduaya dönüşür ve sizi bulur.
Denmiştir ki, “alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste”. Ben dışımızdaki düşmanların düşmanlıklarından çok, içimizdeki beyinsizlerin yaptıklarından korkuyorum. Allah bizi ötekilere karşı korur. Allah’ın koruduğuna kimse zarar veremez. Ama kişisel günahlarımız bize Allah’ın yardımının ulaşmasını engeller. O zaman bizi kim kurtarabilir ki?!
Rusya ile aramız açılır gibi oldu, tüm dünyada Müslümanlar, “Hepimiz Türk malı kullanıyoruz” kampanyası başlattı. Rusya’ya karşı boykot geliyor. Rusya’nın destekledikleri ise dışlanıyor. Türkiye’yi ayakta tutan bu gizli gücü..
Türkiye ile restleşen Rusya kendine zarar verdi. Böyle devam ederse daha büyük zarar verecek. Rusya için gelecek günler geçen günleri aratabilir. Rusya daha da yalnızlaşabilir. Bu durum Putin’in karizmasını da kariyerini de zora sokabilir..
Bu gerginlik aslında sadece iki ülkeyi değil, sadece Suriye’yi de değil, giderek bölge devletlerini, kampları etkiliyor. BM, NATO da bu durumdan etkileniyor. Dünya barışı da etkileniyor..
Miladi yeni yıla girerken kıyamet senaryoları, kehanetler arkası arkasına geliyor..
Rusya’dan sonra Çin de Esed’e hava desteği için bölgeye geliyor.. Çin savaş uçakları J-15’ler Suriye’nin Tekaddüm üssüne ve Akdeniz’deki, Tartus açıklarındaki Lianoning uçak gemisinden havalanacak.
Bu durum NATO çevrelerini de kaygılandıran bir durum..
Aslında Rusya’nın ve Çin’in bölgeye gelmesi tek başına batının emrivakilerine karşı önemli. Ama öte yandan Suriye ve Irak uluslararası bir savaşın arenası haline gelebilir..
Bugün yaşanan olaylar, Rus uçağının vurulması sonrası ortaya çıkan durum herkesi konu üzerinde yeniden düşünmesi için önemli bir fırsat.
Konuya Mehdiyet ve Mesihiyet açısından bakanlar yeni bir dünya savaşının eşiğinde olduğumuzu düşünüyor.. Sarı ırk bölgeye gelecek, Ruslar İstanbul’a saldıracak, İskenderun’a NATO güçleri gelecek, Suriye’deki savaş Hatay, Antep, Maraş bölgesine doğru genişleyecek. Savaş 9 ay sürecek. Bu savaş İslam literatüründe Melheme-i Kübra, Hıristiyan kaynaklarda Armegedon olarak zikrediliyor. Mehdi, Mesih, Deccal, Hıristiyanlara göre anti chirist, Yecüc-Mecüc, ya da Gog-Magog hepsi bu arada gerçekleşecek, burada büyük bir katliam yaşanacak, doğudan bir ateş yükselecek ve daha bir sürü rivayet. Sonunda Müslümanlar savaştan galib çıkacak, İstanbul yeniden kurtarılacak, Müslümanlar birlik olarak, doğu ve batı yönünde ilerleyerek yeni bir medeniyet kuracaklar..
Bu arada paralelciler de 2016’nın ilk 3 ayında bir felaket bekliyorlar..
Neyse 2016 ile ilgili korku dolu senaryolar gündemde.. Ben derim ki, geleceği sadece Allah bilir. Bizi göre, duyan, bilen, hüküm sahibi bir Allahımız var. O zaman ne gam.. Kaderimiz de ne varsa onu göreceğiz. Allah’ın bize yardımını engelleyecek işlerden uzak duralım. Ondan sabır ve direnme gücü talep edelim dualarımızla.. Bu rivayetler ilk kez gündeme gelmiyor.. Geleceğe ilişkin rivayetlerin çoğu sahih kaynaklarda doğrulanan şeyler değil. Olayların gelişmesi insanların şuuraltında meydana getirdiği travmaya ve bu korku halinin sebeb olması muhtemel olaylara karşı herkesin dikkatli olması gerek.
Müslüman kardeşlerime teşekkür borçluyum. Ne mutlu bize, tüm dünyada böyle dostlarımız var. Selâm ve dua ile..
yeniakit