“Tezkere sorunu çözüldü ! Peki , Kürt sorunu ?”
Sakarya Başörtüsü Platformu 110.Başörtüsü Eylemini gerçekleştirdi. Vefatının 4. Yılında Aliya İzzetbegoviç’in ve mücadelesinin hatırlatıldığı basın açıklamasında ayrıca ülke gündeminin ana maddesi olan tezkerenin kabulu ve muhtemel sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu.
Sakarya Başörtüsü Platformu adına SABED Başkanı Kemal ALPAY tarafından okunan basın açıklamasında; Aliya İzzetbegoviç’in özelde Bosna, genelde tüm Müslümanlar için güzel bir örneklik sergilediği vurgulanarak şu ifadelere yer verildi: “O, emperyalizme karşı ortaya koymuş olduğu mücadelesi ile çok güzel bir örnektir. Sakarya Başörtüsü Platformu olarak Aliya İzzetbegoviç’e bir kez daha Rabbimizden mağfiret diliyoruz.”
ALPAY; alınan tezkerenin ülkenin içinde bulunduğu sorunları çözmekten ziyade daha fazla çatışma, kan, gözyaşına ve halklar arası düşmanlığa neden olacağını belirtti. AKP’ye son genel seçimlerde Kürt sorununun çözümü konusunda halkın bir misyon yüklediğinin belirten ALPAY, “Başbakan Erdoğan, DTP aleyhinde son bir haftada yapmış olduğu açıklamalarla bilinen resmi ideolojinin çizgisine olan bağlılığını yeniden tazelemiş oldu. Ayrıca Kürt sorununun çözümü konusunda son genel seçimlerde kendisine büyük bir görev ve fonksiyon yüklenen AKP bu tutumuyla Kürt sorununun çözümünü de bir kez daha askerin insafına bıraktığını ilan etmiş oldu.” cümleleri ile AKP ve Başbakan’ın tavrını eleştirdi.
Tezkere ile ilgili cevaplanması gereken “Sınır ötesi operasyon ile yapılmak istenen şey nedir? - Bir çok defa bu tür operasyonlar yapılmış olmasına ve bu tecrübelerde sorunun çok daha derin ve içinden çıkılamaz bir hal aldığı görülmesine rağmen neden ısrarla sınır ötesi operasyon istenmektedir?” bu tarz sorular olduğunu dile getiren ALPAY, yaşanan gelişmelerin sorunun çözülmesinde katkı sağlamayacağını belirterek çözüme ilişkin yapılması gerekenleri şu şekilde ifade etti: “Yapılması gereken; ulusçuluk kirine bulaşmamış, Tevhid ve Adalete dayalı İslami bilincin toplumun gündemine güçlü ve yaygın bir şekilde taşınmasına yönelik bir mücadelenin hakim kılınmasıdır. Toplumların özgürlüğü ve kurtuluşu da hiç kuşkusuz ancak böylece gerçekleşecektir.”
Açıklama sonunda Mazlum-Der Sakarya Şube Başkanı Turgay ELÇİOĞLU’da söz alarak başörtüsü yasağının hukuksuz bir uygulama olduğunu ve yasağın derhal kaldırılması gerektiğini vurguladı.
“Başörtüsü İslam’ın Emri; Müslüman Kadının Kimliğidir”, “Zulme Karşı Direniş, Herkes İçin Adalet” ve “Tevhid Adalet Özgürlük” yazılı pankartlar taşıyan platform mensupları, eylem boyunca “Hukuksuz Devlet, İktidarsız Hükümet”, “Yaşasın Halkların Kardeşliği”, “Tevhid – Adalet - Özgürlük” ve “Yaşasın Başörtüsü Direnişimiz” sloganlarını attılar. Eylemde “Yasak Sürüyor (D)uyuyor musunuz”, “Tevhid Adalet Özgürlük”, “Başörtüne Sahip Çık”, “Yaşasın Başörtüsü Direnişimiz” ve “Eğitim Ya Örtümüzle, Ya Örtümüzle” yazılı dövizler de taşındı.
Sakarya Başörtüsü Platformu 110. Basın Açıklaması Tam Metni:
SAKARYA BAŞÖRTÜSÜ PLATFORMU 110.BASIN AÇIKLAMASI
Tezkere sorunu çözüldü ! Peki , Kürt sorunu ?
Bu haftaki açıklamamıza bundan dört sene önce, 19 Ekim 2003 de Rabbine kavuşan Aliya İzzebegoviç’i hatırlamak ve O’nun mücadelesini hatırlatarak başlamak istiyoruz. Aliya İzzebegoviç Bosna için bir kahramandı , bir önderdi ve Müslümanlar için de. O , emperyalizme karşı ortaya koymuş olduğu mücadelesi ile çok güzel bir örnektir. Sakarya Başörtüsü Platformu olarak Aliya İzzetbegoviç’e bir kez daha Rabbimizden mağfiret diliyoruz.
Ülkeyi sonu belirsiz çatışmaların, bilinmez yeni düşmanlıkların, çok daha fazla gencin kanının dökülmesinin, daha çok ailenin acı çekmesinin ve hepsinden de önemlisi zaten mevcut olan belli bir halka yönelik kin ve husumetin dozunu artırmaya aday tezkere Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edildi ve Hükümet böylece , bir yıllığına Kuzey Irak’a sınır ötesi operasyon yapmak için yetki almış oldu.
Son genel seçimlerde elde etmiş olduğu üstünlüğünü kullanamayan ve daha seçim akşamı yaptığı konuşmada teklemeye başlayan Başbakan Erdoğan, DTP aleyhinde son bir haftada yapmış olduğu açıklamalarla bilinen resmi ideolojinin çizgisine olan bağlılığını yeniden tazelemiş oldu. Ayrıca Kürt sorununun çözümü konusunda son genel seçimlerde kendisine büyük bir görev ve fonksiyon yüklenen AKP bu tutumuyla Kürt sorununun çözümünü de bir kez daha askerin insafına bıraktığını ilan etmiş oldu.
Fakat bununla birlikte bu tezkere konusunda hiç kimse şunlara cevap vermiyor;
-Sınır ötesi operasyon ile yapılmak istenen şey nedir?
-Bir çok defa bu tür operasyonlar yapılmış olmasına ve bu tecrübelerde sorunun çok daha derin ve içinden çıkılamaz bir hal aldığı görülmesine rağmen neden ısrarla sınır ötesi operasyon istenmektedir?
-Bu operasyonun bölge halklarının kardeşliğine katkısı ne olacaktır? Yoksa sınır ötesi operasyonun düşmanlıkları artırmaktan başka bir işe yaramayacağı ortadadır.
-Kendi sınırları içerisindeki sorunları çözemeyenlerin ve tam tersine sorunun merkezinde yer alanların sınır ötesi operasyonda diretmelerindeki sebep nedir?
-Daha çok acının çekileceği, gözyaşı ve kanın döküleceği muhakkakken hangi faydalar sınır ötesi operasyonu gerekli kılmaktadır?
-Bu sınır ötesi operasyonun maliyeti ile Halkın refah ve barışına etkileri, hangi ölçülerde olacaktır?
Türkiye girmiş olduğu tezkere tartışmalarını şimdilik sonuçlandırdı ve yapılan psikolojik baskılarla tezkere Mecliste kabul edildi. Bundan sonra çok daha fazla ve yoğun şekilde hükümete denilecektir ki; “Hadi tezkere kabul edildi.Daha ne bekliyorsunuz? Daha ne kadar askerin ölmesini bekleyeceksiniz? Neden operasyona başlamıyorsunuz? Çok değil bir buçuk iki yıl önce Diyarbakır’da Kürt sorunundan bahseden, fakat 22 Temmuz akşamından bu yana teklemeye devam eden Başbakan’ın da bu baskılara göğüs gerebilmesi mümkün görünmüyor.
Biz Sakarya Başörtüsü Platformu olarak yaşanan bu gelişmelerin sorunun çözümüne değil tam tersine daha da derinleşmesine sebep olacağını vurgulamak istiyoruz. Bu ülkede toplumsal katmanlarda genel olarak ne diğer halkların Kürtlerle , ne de Kürt halkının diğer halklarla sorunu vardır. Ulusçuluk temeli üzerinden politika üretmeye çalışan iki ana unsurun gözü dönmüşlüğü ve savaş baronlarının çıkarlarına hizmet etme dışında başka bir şey yoktur. On yıllardır devam eden Siyonist İsrail’in vahşetine ortak olanların ve Müslüman Irak’ın işgaline ses çıkarmayıp üslerini kullandıranların bir gün aynı şeyin başlarına gelmesini beklemeleri de kaçınılmazdır. Bağdat’ın bombalanmasına sessiz kalanların sınır ötesinde hangi operasyonlara imza atacakları da ayrı bir çelişkidir. Çözüm en tabii haliyle, en yalın haliyle bu ülkedeki tüm halkları İslam kardeşliği zemininde buluşturmaya yönelik çabalardadır. Irk temelli politikaların hiçbirinin çözüm üretebilmesi mümkün değildir.
Yapılması gereken; ulusçuluk kirine bulaşmamış, tevhid ve adalete dayalı İslami bilincin toplumun gündemine güçlü ve yaygın bir şekilde taşınmasına yönelik bir mücadelenin hakim kılınmasıdır. Toplumların özgürlüğü ve kurtuluşu da hiç kuşkusuz ancak böylece gerçekleşecektir.
SAKARYA BAŞÖRTÜSÜ PLATFORMU ADINA
SABED Sapanca Bilgi Eğitim Dayanışma Derneği
www.basortusuplatformlari.org