The Economist dergisinde "Köprüyü Onarmak" başlıklı makalede, Başbakan Erdoğan'ın Davos'ta Dünya Ekonomik Forumu çerçevesinde düzenlenen bir panelde İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'le girdiği tartışmaya dikkat çekilerek, bu tartışmadan sonra çok sayıda kişinin Erdoğan'ın, Türkiye'nin İsrail ile Araplar ve Batı'yla İslam dünyası arasındaki köprü pozisyonuna zarar verdiğini düşündüğü hatırlatıldı.
Makalede, "Erdoğan sadece İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'dan değil, bütün Müslüman dünyasından büyük takdir kazandı'' ifadesi kullanıldı. Erdoğan'ın ABD ve Avrupa'ya yönelik tepki ve öfkesinin, beklendiği gibi ABD Başkanı Barack Obama yönetimiyle ilişkilerine zarar vermediği, hatta ABD'nin Müslüman dünyasına ulaşmak istediği şu günlerde faydalı bile olabileceği belirtildi.
Obama'nın gelecek ay Londra, Brüksel ve Prag'ın ardından Türkiye'ye de gideceğine işaret edilen makalede, yeni Başkan'ın böylece göreve gelişinin ilk 100 gününde bir Müslüman ülkeyi ziyaret etme sözünü de yerine getirmiş olacağı kaydedildi.
Bundan büyük memnuniyet duyan Türk yetkililerin bu tercihi olumlu bir işaret olarak algıladığı belirtildi. Türk yetkililerin bir Amerikan başkanının Türkiye'yi ziyaret ederken, kendisini aynı zamanda Yunanistan'ı da ziyaret etmek zorunda hissetmemesini memnuniyetle karşıladıkları ifade edildi.
Aynı çevrelerin, Başkan'ın Türkiye'yi bir Orta Doğu turunun değil, Avrupa turunun parçası olarak ziyaret etme kararını da hem Türkiye'nin NATO içindeki öneminin teyidi, hem de Türkiye'nin AB'ye katılma arzusuna destek olarak yorumladığı bildirdi.
Üst düzey bir diplomatın Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni bir ''altın çağın'' yaşandığına dikkati çektiğini de yazan Economist, diplomatın bu dönemin işbirliği alanlarını da, ''Arap-İsrail anlaşmazlığının çözümü, Tahran'ın nükleer programı konusunda ABD ile Tahran arasında diyalog başlatılması, Amerikan güçlerinin ayrılmasının ardından Irak'ın istikrara kavuşturulması ve Kafkaslar'dan enerji hattının açılması'' olarak sıraladığını yazdı.
''Muhtemelen en önemlisi İran meselesi'' denilen makalede, bu hafta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile görüştükten sonra bölgesel bir ekonomik zirve için Tahran'a gittiği ve İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney ile görüştüğü hatırlatıldı. Makalede, Türk tarafının ABD ile İran arasındaki ilişkilerde gelişme kaydedilmesi konusunda ihtiyatlı bir yaklaşım içinde olduğu da ifade edildi.
Bu konudaki güçlüklerin aşılmasının zorluğuna, bir diplomatın söylediği ''bir buz dağının bir gecede erimesini bekleyemezsiniz'' sözüyle işaret eden dergi, ''ABD muhtemelen Haziranda İran'da yapılacak cumhurbaşkanı seçimine kadar adım atmak istemeyecek'' görüşüne yer verdi. İran yönetiminin de kamuoyu önünde çok az yumuşama sinyali verdiği kaydedildi.