İsrail Başbakanı Ehud Olmert Fetih lideri Mahmud Abbas'a 'barış ortağı' olarak kur yaparken, demokratik yollarla seçilmiş Hamas hükümetini oyun dışı bırakma çabalarına karşı sesler yükselmeye devam ediyor. Britanya Avam Kamarası'nın Dış İlişkiler Komitesi'nin açıkladığı gibi, bu strateji şu basit nedenden ötürü başarısızlığa mahkûm: Filistin halkı bu stratejiyi desteklemiyor. Abbas'ın partisi Filistinlilerin demokratik temsilcisi değil. Fakat, Batı Şeria'da şu an bir diktatörlük olan bu oluşum, İsrail ve Batılı müttefiklerince hoş karşılanıyor. Buradaki ikiyüzlülük utanç verici. İsrail ve müttefikleri Hamas ve ulusal birlik hükümetlerini reddedip dışlamakta hızlı davrandı; şimdi de, yasadışı yollarla kurulan kendinden menkul bir hükümeti kabul etmekte aynı derecede hızlılar. Demokrasi bu mu?
Filistin halkının özgürlük mücadelesi neredeyse bir asırdır sürüyor. Bu sürede zulüm, kötü muamele ve aşağılanmadan, askeri saldırılar, planlı aç bırakma ve anarşiye kadar her türlü meydan okumayla karşılaştık. Hepsi, uluslararası hukuku her gün çiğneyen işgalci güç tarafından kasıtlı olarak dayatıldı.
Buna rağmen, İsrail ve müttefikleri Filistin halkının desteklediği özgürleştirici hareketi tecrit ediyor. Hamas, işgalin baskısı ve Filistin toplumundaki değişim ihtiyacı nedeniyle kuruldu. 2006'da halk tarafından yetkilendirilmesinin temelini de bu oluşturuyordu. Hamas, Filistin halkının haklarından ödün verilmeyeceğine dair bir güvence. Ve, mevcut durumda yok edilme tehlikesiyle karşı karşıya olan İsrail değil, Filistin halkı. Hamas, mali ve siyasi baskı altında bile bir hükümeti yönetebileceğini kanıtladı. İç ve dış tahrikler karşısında bile, sözlerini tutmaya ehil olduğunu ispatladı. İsrail'in Filistin halkını bölmeye yönelik kasıtlı girişimleri karşı karşıya olduğumuz karmaşaya yol açarken, Gazze'deki insani sorunun boyutu çok büyük ve Abbas bizi iyice bölmek için kullanılıyor.
Olmert barış ortağının 'yokluğu'nda ağlayıp sızlarken yasadışı duvarın inşaatı sürüyor, yeni yerleşim birimleri inşa ediliyor ve Batı Şeria'yla Gazze üzerindeki abluka sürüyor. Olmert Abbas'ı gerçek bir barış ortağı olarak görüyorsa, neden sınır, mülteciler ve Kudüs gibi konuları tartışmayı reddettiği sorgulanmalı. İsrail'in uluslararası yükümlülükleriyle uyuşmayan hareketleri, barış isteğinden ziyade, Abbas'ı Filistin halkını yönlendirmek için kullanma ve bir Filistin devletinin kurulmamasını garantiye almak amacıyla daha fazla yasadışı yayılma için zaman kazanma girişiminin göstergesi.
Britanya Avam Kamarası Dış İlişkiler Komitesi'nin gerçekçi raporunu memnuniyetle karşıladık. Dahası, Hamas sadece Filistin halkının değil diasporanın da seçimi. Filistinliler işgalin başlamasından beri her türlü özgürlükten mahrum bırakıldı ve şimdi de demokratik hakları ellerinden alınıyor. Fakat bunların hiçbiri Hamas içindeki birliğin ve Filistin halkının haklarına bağlılığımızın altını oyamadı.
Hamas diyaloğa açık. Uluslararası toplum Ortadoğu barışı konusunda ciddiyse, tarafsız çaba harcanmalı. Biz Filistin halkının her kesimini temsil ettiğimiz için, İsrail veya müttefiklerinin Hamas'ı 'aşırılık yanlısı' diye kenara itmesi yeterli değil. Hamas'ın boykot edilmesini talep edenler, İsrail'in yayılmacı emellerini tehlikeye atmayacak bir 'barış' ortağı istiyor. Bu diplomasi değil bağnazlık. Filistinliler uluslararası toplum tarafından terk edildi. Bölge için yeni bir tarih yazmanın ve Filistinlilerin gerçek temsilcilerini tanımanın vaktidir.