ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Küba ve Venezüella’dan Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Filipetti, Venezüella krizinin ilk günlerindedevlet Başkanı Nicolas Maduro’nun Türkiye ziyaretinin hemen ardından bir Türk şirketi tarafından bu ülkeden satın alınan toplam 900 milyon dolar değerindeki altın ile ilgili soru üzerine, «Venezüella›daki diktatörlüğü desteklemeyi seçen herhangi bir ülkeye karşı kesinlikle sabrımız yok» demişti.
Bir başka haber: ABD’de Donald Trump yönetiminin, ülkedeki iki üniversitenin ortaklaşa yürüttüğü bir Ortadoğu çalışmaları programı için sağlanan fonun kesilebileceği tehdidinde bulunduğu, buna gerekçe olarak da programın ‹İslam›ın olumlu yanlarını fazlasıyla öne çıkarması›nı gösterdiği ortaya çıktı.Amerikan Associated Press’in haberine göre, Trump yönetimi, Kuzey Carolina ve Duke Üniversitelerinin ortaklaşa yürüttüğü Ortadoğu çalışmaları programına sağlanan fonun kötüye kullanıldığını, programda ideolojik önceliklerin ve İslam›ın olumlu yanlarının fazlasıyla öne çıkarıldığını ileri sürdü.ABD Eğitim Bakanlığının program kuruluna gönderdiği 29 Ağustos tarihli mektupta ise, bu programın önermelerinin 22 Eylül’e kadar değiştirilmesi gerektiği, aksi halde kendilerine sağlanan federal fonun kesileceği belirtildi. Söz konusu program geçen yıl 235 bin dolar yardım almıştı.”
ABD’de bilim, demokrasi, akademik özerklik filan dedikleri işte böyle bir şey.
Ha, ha ha! ABD’nin eski Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Trump’ı ikna edebilmek için birçok kez Trump’a yanlış bilgiler verdiğini ileri sürmüştü. Bu da batılıların diplomatik ciddiyet ve nezaketine bir başka örnek.Olay ortaya çıkıncaNetanyahu’yu «çok becerikli» bir siyasetçi olarak tanımlayan Tillerson, “Bununla beraber kendisi biraz da Makyavelisttir. Eğer Bibi ile muhatap oluyorsanız söyledikleri hakkında her zaman biraz şüpheci olmanız iyidir” değerlendirmesini yapmıştı.
AA’nın bir haberine göre de, Netanyahu yönetimine ilk günden bu yana ciddi şekilde destek veren ABD Başkanı Trump, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığını ilan etmiş, Tel Aviv’deki Amerikan Büyükelçiliğini Kudüs’e taşımış ve İsrail’in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini tanımıştı. Amerikan medyasına yansıyan güncel bir haberde, Federal Soruşturma Bürosu’nun FBI yürüttüğü soruşturmalar sonucu, İsrail’in Trump ile üst düzey ekibinin telefonlarını dinlemek amacıyla Beyaz Saray çevresine istihbarat amaçlı cihazlar yerleştirdiğini gösteren kanıtlara ulaştığını iddia etmişti. İsrail tarafı ise iddiaları reddetmişti. Hay Allah, Trump’ın damadı Kushner bir İsrail ajanı değil mi idi? Sahi ABD İsrail’i kaç kez dolandırdı!?
Hangi birini yazacaksın ki! Hani bunlar insan haklarına saygılı bir hukuk devleti istiyordu, katılımcı, çoğulcu ve şeffaf hoşgörü temelli bir yönetim temelinden yanaydılar. Yok canım, bu saydıklarım lezbiyen ve homolarla ilgili, yoksa Müslümanlar, başörtülülerle ilgili değil.
Bunların dostu yok. Çıkarları çatıştığında en yakınlarını bile satabilirler ya da gözden çıkarabilirler.. Her şeyi satabilirler ve satın alabilirler.
Dünden bugüne fazla bir şey değişmedi. Sürekli makyaj yeniliyorlar ve kendilerini kutsuyorlar.. Kızılderilileri yok eden, kara derilileri köleleştiren, sarı ırkı sömüren, kendi aralarında yüzyıl savaşları yaşayan, son bir yüzyıla 2 dünya savaşı, bir soğuk savaş sıkıştıran, bir 3’üncüsü için dünyayı kan gölüne çeviren, terör, darbeler ve savaşların arkasındaki karanlık yüz işte bu yüz!
Kuşkusuz her batılı böyle değil. Ama bugün bunlar oraları kendilerine mesken tutmuş gözüküyorlar. Yoksa Firavun sarayında Musalar olabildiği gibi, Peygamber evinde hainlerin olduğunu da biliyoruz.
Bunlar kim biliyorsunuz işte. Bunların içimizdeki işbirlikçilerini de görüyorsunuz. FETÖ’yü de tanıyorsunuz, Kalkancıyı da, BÇG’yi de.. Darbeleri kimler yapıyordu, onlara alkış tutanlar kimlerdi.
Bölgemizde yaşananları da görüyorsunuz. PKK, PYD, DAEŞ fark etmiyor, her yerde ve her kılıkta adamları var. Şeytan’ın ins ve cin’lerden oluşan, kana doymayan orduları var.
En son Lübnan’da Honkong benzeri olaylar yaşanmıştı. Hani şu Joker maskeliler. Beyaz adam kumar masasında “Joker” kartını açtı. Lübnan, ardından İran. Süleymani suikastı ile tersine dönen sokak gösterileri şimdi en baştan yeniden başladı. Sokak hareketleri bir başladı mı durması zor. Fransa örneği ortada. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, katıldığı bir organizasyonda Sarı yelekliler tarafından “Macron, seni evinden almaya geliyoruz” sloganıyla protesto edildi. Eee, dün bize demokrasi dersi verenlerin, bugün ne yaptıkları ortada. “Besle kargayı oysun gözünü”. Fransız yönetiminin sokaklarda ne kadar “insancıl” olduğunu görüyoruz.
Birileri Türkiye için de benzer hesaplar yapıyor olabilir. Almanya ya da İtalya’da, İspanya’da, Benelüx ülkelerinde Avustralya’da insanlar sokağa çıkabilirler. Bunlar durduk yerde olmuyor. Arkalarında birtakım ülkeler var. Trump kendinin azledilmesi durumunda ABD’de iç savaş çıkacağı uyarısında bulunuyor.
Trump’ı azletmeyebilirler. Çünkü gelen gideni aratabilir, bu bir. İkincisi bu inatlaşma kimseye yarar sağlamaz. Trump mağduriyet üzerinden prim yapabilir. Ama bu azil baskısı ile Trump’ı köşeye sıkıştırıp, seçime kadar elini - kolunu bağlayarak aciz konuma düşürüp bekletebilirler.
ABD’de bu işlerin ne kadar adil ve demokratik bir şekilde yapıldığını biliyorduk zaten. Hani şu Zarrap konusunda da görmüştük bunu. Şu bizdeki darbeleri yapanların onların “Our boys”ları olduğunu da biliyorduk!. 15 Temmuz’un arkasındaki kilit isim F. Gülen de “Our Boys”dan değil mi idi? FETÖ “Made in USA” iken, biz Gülen’in iadesi için niye klasörler dolusu belge sunuyorduk ki! Siyasiler bazan böyle komik işler yapabiliyorlar diplomasi ve bürokrasi adına!?.
Tabii biz hâlâ ABD ile dost ve müttefikiz.. Yediklerimiz hep müttefik kazığı idi. Onların “ucuz asker deposu”, “sıçrama tahtası” olduğumuz sürece sorun yok. Ama “hayır” dediğimiz de, işler değişiveriyordu!
Dünyanın hali böyle. Artık mızrak çuvala sığmıyor. Gerçeklerin bu kadar açık bir şekilde ortaya saçıldığı böyle bir zamanda birileri hâlâ gerçeği görmüyorsa, görmüyorsa değil, görmek istemiyorsa, gerçeği görmek istemeyenden daha kör kim olabilir ki!
Onlar “Gözleri olup görmeyenler, kulakları olup duymayanlar ve kalpleri olup hissetmeyenlerdir.” Onlar kendilerini “ıslah ediciler” olarak gösteren “Bozguncular” topluluğudur.
Selâm ve dua ile.