ABD ile Siyonist rejim arasındaki ilişkilerin Trump yönetimi sırasında çok geniş olduğuna şüphe yok ve Trump, Netanyahu'yu desteklemek için Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımak ve Washington'un Filistinlilere yaptığı yardımı azaltmak dahil olmak üzere birçok adım attı. Trump'ın eski İsrail başbakanı ile olan kişisel ilişkileri ve Netanyahu'nun Biden'e verdiği tebrik mesajından duyduğu memnuniyetsizliğin yanı sıra, Trump'ın İsrail'in imha edilme olasılığını kabul etmesi de dikkate alınmalıdır.
Eski ABD başkanı, İsrail'in yıkımından bahsetmeden Netanyahu'ya öfkesini dile getirebilir ve ona "lanet olsun" diyebilirdi. Trump'ın İsrail'in yıkımına atıfta bulunması, bu olayın bir ihtimal olarak eski ABD başkanının aklında hep var olduğunu ve şu anda isteyerek veya istemeyerek dile getirdiğini gösteriyor.
Yakın zamanda İsrailli bir yazar olan Rogel Alpher da rejimin yok olmanın ve dünya haritasından silinmenin eşiğinde olduğunu belirtti. Haaretz gazetesinde cesur bir notta, "İsrail ölüm belgesini imzaladı ve zamanını beklememiz gerekiyor" diye yazdı. Analist, işgal altındaki topraklarda ırkçılığın varlığını İsrail'in apartheid rejiminin yıkılmasının ana nedeni olarak göstererek, "İsrail, Yahudiler ve Arap kökenli Filistinliler arasındaki ayrımcılık nedeniyle apartheid temelli bir rejimdir."
Biden iktidara geldikten sonra bile, ABD'nin İsrail'e verdiği mutlak desteğin yerini daha zayıf bir desteğe bırakması, Netanyahu'nun İsrail seçimlerindeki yenilgisinin nedenlerinden biriydi. Nükleer müzakerelerin başlamasının arifesinde, Tel Aviv öfkeyle Biden yönetimini İran'a saldırmaya çağırdı, ancak Washington'dan umut verici bir yanıt alamadı. İsrail gazetesi Haaretz, ABD'nin İran'a olası bir saldırıda İsrail ile ortak olmayacağını vurguladı. CIA Direktörü William Burns 6 Aralık'ta yaptığı açıklamada, "ABD, İran'ın nükleer programını silahlandırmaya karar verdiğine dair hiçbir kanıta sahip değil" dedi. New York Times, bir düzineden fazla ABD'li ve İsrailli yetkiliyle yapılan görüşmelere dayanan özel bir raporda, İsrail ile ABD arasında İran'la devam eden müzakereler konusunda artan bir anlaşmazlığı bildirdi.
Taban düzeyinde, İsrail'in ABD'nin işlerine müdahalesine karşı çıkanlar, Washington'un Batı Asya'daki performansından ve Tel Aviv'e olan sarsılmaz desteğinden de memnun değil. Amerikan halkı için soru şu: Hükümetleri neden İsrail'in güvenliğini desteklemek için 7,5 trilyon dolardan fazla harcadı? Amerikalı aydınlar, ABD'nin İsrail'e desteğinin Müslüman ve Arap ülkelerini ABD'ye düşman hale getirdiğini ve paranın ABD'deki insanların yaşam koşullarını iyileştirmeye harcanması gerektiğini söylüyor.
Trump'ın İsrail'in yıkımı konusundaki görüşleri ve bazı Amerikalı yetkililerin ve insanların memnuniyetsizliği, ABD'nin İsrail rejimiyle uzun süredir devam eden bağlarının kesilmesini getirmese de, bölgede önemli ve ardarda gelen galibiyetlerin - Hizbullah, Hamas, İslami Cihad - Yemen halk direnişi ve Ensarullah ve daha fazlası- ve İsrail'deki hayati hedeflerin tehlike altında olması bu rejimin yok edilmesini mümkün kıldığı gerçeğini kabul etmeliyiz.
Bu durumun devamı, uluslararası toplumun ve kurumlarının Siyonist rejim üzerindeki baskısını ve kamuoyunun, Filistin halkı ve işgal altındaki toprakların halkının katılımıyla referandum talebini kademeli olarak artırabilecek ve bu referandumun gölgesinde, Güney Afrika'daki apartheid rejiminin yok olması gibi, İsrail'in ırkçı rejimi de çöküşe maruz kalacaktır.
Muhsin Pakaein
Mehr News