İngiliz Times gazetesinin internet sitesinde yer alan analiz, "Kürt savaşçıların kaderi, NATO müttefiklerini bölüyor"başlığıyla, gazetenin Ortadoğu muhabiri Richard Spencer tarafından kaleme alındı.
Richard Spencer'ın analizinden bazı satırlar şöyle:
"Bir yanda dünyanın önde gelen kapitalist gücü olan, NATO'nun ve Batı ittifakının lideri ABD var. Diğer yanda ise ideolojisi, modası gelmiş Marksizm ile Murray Bookchin adlı az tanınan bir anarşist felsefecinin inancı arasında gidip gelen bir grubu olan YPG var.
YPG'nin Suriye'nin önde gelen Kürt askeri gücü olmasının bir nedeni var. Zira Esad rejimi hiçbir zaman Kürtlerin özerklik arzularına müsamaha göstermedi. Bir dönem, Türkiye'nin güneydoğusunda savaşan Kürt gerilla grubu PKK'yı desteklemenin de çıkarına olduğunu düşündü.
Bu durum Suriye ile Türkiye arasında 1990'lı yıllardaki yakınlaşma ile değişse de PKK'ya Suriye'de destek vardı. PKK, iç savaşın kaosu içinde kendisini siyasi ve askeri olarak kabul ettirme imkanı buldu.
PKK daha sonra IŞİD karşısında geri çekildi. Tam bu noktada devreye giren ABD, 2014 sonunda Kürt kasabası Kobani'de IŞİD'i bombaladı.
Bu, düşmanımın - ki bu düşman IŞİD'di - düşmanı dostumdur durumuydu. Ancak ABD'nin bu yaklaşımı daha eski bir dost olan Türkiye'yi öfkelendirdi."
"TRUMP BÜYÜK BİR KUMAR OYNADI"
Times muhabiri tam da bu noktada, PKK ile YPG arasında fark olmadığını ve ABD'nin esasında kendisinin "terörist" olarak nitelendirdiği bir örgüte yardım ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın haklı olduğunu yazdı.
Gazetenin internet sitesindeki analiz şöyle noktalanıyor:
"Sayın Trump'ın Suriye'den çekilme kararı, YPG'nin terki anlamına geliyor. Bu nedenle YPG liderleri, kendilerini bir Türk saldırısından koruyacak bir anlaşma için aniden Şam'a gittiler.
Trump 4 aktörü de (Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin, Esad ve YPG yönetimi) zor durumda bırakarak, onların anlaşmaya varmak için ne kadar istekli olduklarını test etmeyi düşünüyor olabilir. Ancak mevcut belirsizlikte bu çok büyük bir kumar."