Mehmet Göktaş /Doğru Haber
Günümüz dünyasının en dikkat çeken fotoğrafı budur.
Suudi hanedanı hem Amerika'ya hem de siyonist terör devletine yakasını öyle bir kaptırmıştır ki, şu anda Filistin'de yaşanan vahşetin arkasında bu fotoğraf vardır.
Suud hanedanına göre Filistin diye bir sorun yoktur, bunu deklare etmiştir. Amerika ve terör devletinin eli hiç bu kadar rahatlamamıştır.
Suudizm bunun yerine İran'ı birinci tehlike kabul etmiş, efendilerini İran'a karşı savaştırmak için elinden geleni yapmaktadır. Bunun için Suudizmin veliahd prensi Muhammed bin Selman son günlerde sık sık Amerikan yöneticileri ve terör devletinin genel kurmay başkanı yani baş teröristle görüşmeler yapmaktadır.
Fakat bizim bildiğimiz bir şey vardır ki bu görüşmeler Suudizmin sonunu getirmekten başka hiç bir işe yaramayacaktır.
Saddam da yıkılmadan önceki Kuveyt işgalinden önce başta ülkesindeki Amerikan büyükelçisi olmak üzere bir çok yetkili ile görüşmüş, sözde desteklerini almıştı. Nitekim bundan önce İran'la savaşa girmeden önce de aynı görüşmeleri yapmış ve destek sözleri almıştı.
Suudizmin ecelini getiren sebeplerin başında bu görüşmeler gelmiyor. Bir anlamda bu görüşmelere ve neticede yayınladığı deklarasyonlara mecburdur, mahkumdur.
Çünkü Suudizmi bu noktaya getiren Vehhabiliktir. Şu günlerde tartışılan konu da Vehhabilğin Ortadoğu'da komünizme karşı Batı ve Amerika tarafından kurgulandığıdır. Bunu ispat etmek için çırpınmaya hiç gerek yok. Var olduğu günden bu yana sadece ve sadece Müslümanlarla uğraşan, küfür dünyasına bir defacık ses çıkarmayan Vehhabiliğin nesini tartışacağız.
Vehhabilik görevini tamamlamıştır ve sahneden çekilme vakti gelmiştir. Şu var ki sahneden çekilirken Suud hanedanıyla birlikte çekilecektir. Öyle ya, Vehhabilik Suud hanedanıyla birlikte var olagelmiştir. Amerika'ya verdiği, vermeyi taahhüt ettiği trilyonlar kendisini kurtaramayacaktır.
Unutulmasın, 25 bin Amerikan vatandaşı 11 Eylül olaylarından dolayı Suudizme tam 750 milyar dolar tazminat davası açmış durumda.
Böyle bir ortamda müsaadenizle siyonizm kudurmayacak da kim kuduracak.
Fakat şu da bir gerçektir ki her kudurmuşun sonu itlaftır, gebertilmektir.