NUR BATUR
Van den Linden hem inançlı bir katolik hem de koyu bir laik. Tam bir demokrat. O, AK Parti'nin, Hıristiyan Demokratların Birliği olan EPP'ye girmesini sağlayan Hollandalı siyasetçi. Yine o, demokrasi, insan hakları ile din ve vicdan özgürlüğünün kalbinin attığı Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi'nin zirvesinde. Van den Linden'le Strasbourg'da, Konsey'deki odasında türbanı, Türk Ordusu'nu, Başbakan Erdoğan ve AK Parti'yi tartıştık. Abdullah Gül'ün Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı olarak Konsey'de yapacağı tarihi konuşmaya 24 saat kala bir araya geldiğim Van den Linden tarihi açıklamalar yaptı.:
* AK Parti'yi nasıl değerlendiriyorsunuz ? AKP'yi Avrupa Muhafazakarlar Birliği'ne (EPP) ben davet ettim.. O sırada karşı çıkanlar çok fazlaydı. Aradan 4-5 yıl geçti. Bence artık Türkiye'nin Alman Hırıstiyan Demokratları gibi oldu.
* Türkiye'de laikliğin tehlikede olduğunu düşünen milyonlar sokaklara döküldüler. 22 Temmuz seçim sonuçlarını demokrasinin zaferi olarak görenler de var... 80 yıllık laik Cumhuriyete indirilen darbe olarak görenler de! Sizce hangisi doğru? Bence bu demokrasi tecrübesidir. 4 yıldır bu hükümetle Konsey'de bu kadar iyi tecrübelerimiz olmasaydı belki endişelenirdim. Ama şimdi gerek görmüyorum. Tabii ki AK Parti'nin Türkiye'nin sorunlarına kendilerine göre bir bakış açısı var. Ama eğer tarihe dönmeye kalkarlarsa hiçbir zaman Avrupa kurumlarına yaklaşamazlar. Bazı Türklerin kafalarındaki ve yüreklerindeki korkuyu anlıyorum.
* Üniversitelerde türban tartışması iyice şiddetlendi. Avrupa'da okullarda türban ne ölçüde serbest? Bence devlet okulları tarafsız olmalı. Dini eğitime dayanmamalı. Bu okullarda türban laiklik eğitimi zedeler. Eğer Türkiye, geçmişteki gibi dini devlet işlerinde uygulamaya başlarsa, Türkiye diğer Avrupa ülkelerinden çok daha ileri bir noktaya gelir... Aslında, Türkiye'de, hiçbir Avrupa ülkesinde olmayan din işlerinden sorumlu bakanınız var. Gelecekte de olabilir. Ama unutmayın ki, bu hükümet ve Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üye olması için büyük çaba gösteriyor. Eğer geçmişe dönerlerse, hiçbir şansları kalmaz..
ANAYASA TARTIŞMASI
* Türkiye'nin AB üyelik şansı kalmaz diyorsunuz? Evet. Aynı zamanda da Avrupa kurumlarına yaklaşmak istiyorsanız devlet ve din işlerinin ayrı kalmasını kabul etmek zorundasınız. Din özgürlüğünü de!
* Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM) türban yasağının yasal olduğuna karar vermişti. Başbakan kararı "Ulema karar verir "diyor.. Ne dersiniz? Mahkeme insan hakları sözleşmesinin uygulanmasında tek otoritedir.
* Ya Türk anayasasını değiştirirlerse AİHM kararı geçersiz mi olur? Tabii ki her ülke her zaman anayasasını değiştirebilir ama biz değişikliğin Konsey sözleşmesine ve üye ülkenin yükümlülüklerine uyup uymadığına bakarız... Eğer ciddi bir kaygı ortaya çıkarsa, hükümetin ya da Konsey Meclisi'nin talebiyle Venedik Komisyonu durumu inceleyebilir. Rusya'da benzer bir durum oldu... Rusya Venedik Komisyonu'nun duruma müdahale etmesini kabul etti ve düzeltti...
REKTÖRLER BAŞVURABİLİR
* Örneğin türban yasağının kalkmasına karşı çıkan üniversite rektörleri AİHM'ye başvurabilir mi? Bunu dışlamıyorum. AİHM dünyadaki çok özel bir kurumdur. Dünyadaki her birey ya da üye ülkelerdeki her üniversite mahkemeye gelip düzenleme isteyebilir. Bu açıdan dünyada eşi yok..
* Bir gün ben "Türban takmaya zorlanıyorum" diye AİHM'ye başvurabilir miyim? Eğer ayrımcılığa uğradığınıza ilişkin bir düşünceniz ve kanıtınız varsa tabii başvurabilirsiniz. Ama önce Türk mahkemelerinde dava açacaksınız. Sonuç alamazsanız Strasbourg'a gelin.Tek sorun var. Mahkemenin önünde 80 bin dava dosyası bulunuyor.
AİHM'YE GELEBİLİRSİNİZ
* Ama bu durumda 80 bin birinci dosya olurum! Dava yıllarca sürer! Bence sorun davanın sonuçlanmasının zaman alması olmayacak..Sorun sizi türban takmaya zorlarlarsa ve siz de bundan hoşlanmazsanız, 5-6 yıl türban takmak zorunda kalabilirsiniz. (Kahkahalarla gülerek)
* Ama benim gibi bir gün bile takmayı reddeden milyonlarca Türk kadını var! Şaka yapıyorum tabii. Tamamen katılıyorum. Ama bir gün bir Türk hükümeti sizi türban takmaya zorlarsa, o günden itibaren Türkiye'nin Avrupa Konseyi üyeliğini tartışmaya açarız. Bu kesin!
Dört uyarı
1- Türkiye İslam devletine kayarsa AB'yi unutun.
2- Anayasa değişikliği Avrupa Sözleşmesi ile uyumlu olmazsa Venedik Komisyonu'nda incelemeye alırız..
3- Türban baskısı görenler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvursun.
4- Türban yasağına karşı çıkan üniversiteler de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurabilir.
Papazlar papaz avukatlar avukat
* Türkiye sizce Malezya gibi olabilir mi? Malezya Asya'nın kalbinde yer alıyor. Türkiye ise Avrupa'nın bir parçası. Aralarında büyük bir fark var... Ama Türkiye bir gün gerçekten İslam devleti olursa AB'ye giremez.
* Ama AKP'nin gizli bir gündemi olduğunu ve AB'yi de kullandığını iddia edenler bile var? AB'yi bir araç olarak kullanamazlar. AKP ilk kez seçildiği zaman "Avrupa için Türkiye için ne anlama geliyor?" diye tereddütlerim vardı. Ama AB üyeliği için çabaları benim için sürprizdi... Seçimlerden sonra da yaklaşımlarının değiştiğine ilişkin bir izlenim almadım.
* Avrupa'da hukuk fakültesinde dini giysileriyle okuyan papazlar avukat, hakim olabilir mi? Papaz pazardır. Avukat ya da hâkim olamaz. İmkânsız..
Farkınız Atatürk
* Demokrasinin İslami rejime geçiş için araç olabileceği kaygısı var Türkiye hem Avrupa Konseyi'nin hem de NATO'nun üyesi... Avrupa sisteminde birçok kontrol mekanizması var. Demokrasinin bir ülkeyi diktatörlüğe dönüştürmek için bir araç olabileceğine inanmıyorum. Ama yine de Türkiye'nin fakir çoğunluğunun kalkınmasına özen gösterilir ve daha büyük firsatlar yaratılırsa, demokrasinin diktatörlük kurmak için bir araç olarak kullanılması riskini azaltır.
* Atatürk ilkeleri Türkiye'nin geleceği için bir güvence sayılabilir mi? Sonsuza kadar hiçbir güvence olmaz. En iyi güvence uluslararası toplum içinde yer almaktır. Tabii ki, Atatürk devrimleri Türkiye'nin Avrupa'yla bütünleşmede belirleyici oldu. Atatürk olmasaydı, Türkiye bugün tümüyle farklı bir ülke olurdu. Türkiye'yle Ortadoğu'daki diğer ülkeler arasındaki fark ne? Tabii ki Atatürk! Bu yüzden hem Türkiye hem de Avrupa açısından çok önemli ve tarihi bir gelişme yaşıyoruz.
sabahBu haber 63 defa okunmuştur.