TERCÜME MAKALE /TEVHİDHABER.COM
Recep Tayyip Erdoğan ile İşgal Altındaki Filistin'deki (Hamas) İslami Direniş Hareketi arasındaki balayı yılları, Türkiye cumhurbaşkanının İsrail ve iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesini hızlandırmasıyla sona eriyor gibi görünüyor. bir -- ilişkilerde, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'un 9-10 Mart'ta büyük bir heyet başkanlığında Ankara'ya yapacağı ziyaret sırasında resmileştirilecek.
Hükümete yakın Hürriyet gazetesi Salı günü, Erdoğan hükümetinin bir buçuk yıldan fazla bir süredir birçok ülke ile şu anda Türkiye'de bulunan Hamas üyelerini kabul etnmesi için görüşmelerde bulunduğunu bildirdi. Hareketin taşınma kararı hakkında bilgilendirildiği bildirildi.
Türkiye'nin yeni stratejik müttefiki İsrail, ilişkilerin tamamen normalleşmesinin bir koşulu olarak tüm Hamas unsurlarının topraklarından çıkarılmasını talep etti – başta hareketin lider yardımcısı ve Batı Şeria ordusundaki askeri operasyonların başkanı Salih el-'Aruri olmak üzere. Ankara'dan ayrıldı ve şimdi Tahran, Beyrut ve Doha arasında gizlice hareket ediyor.
Erdoğan'ın başdanışmanı Dr. İbrahim Kalın, İsrail cumhurbaşkanının Ankara ziyareti ve Erdoğan ile bire bir görüşme hazırlıkları için Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal'ın da aralarında bulunduğu bir heyet başkanlığında Çarşamba günü işgal altındaki Filistin'e iki günlük bir ziyarete başladı. Türk heyeti ayrıca Ramallah'a bir ziyaret gerçekleştirecek ve görünüşe göre Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile görüşecek.
Erdoğan'ın Hamas ve Müslüman Kardeşler'e verdiği destek pratikten çok retorikti. İran, Hizbullah veya Suriye ve hatta eski cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in görev süresi boyunca Hamas'ın ABD'ye silah kaçakçılığına göz yuman Mısır ordusunun aksine, işgal altındaki Filistin'deki İslami direniş hareketine hiçbir zaman tek bir kurşun ya da dolar vermedi .
İsrail özel kuvvetlerinin Gazze Şeridi'ndeki ablukayı kırmaya çalışan 12 Türk aktivisti öldürdüğü Mavi Marmara filosu katliamı sırasında ve sonrasında, İsrail ile Türkiye arasında günde 70 uçuş yapıldı ve iki ülke arasındaki ticaret bu dönem boyunca kayda değer bir şekilde büyümeye devam etti.
Erdoğan'ın politikasındaki geri dönüşler, Suriye ve Irak topraklarına aktif olarak girmesiyle birleştiğinde, bir zamanlar Arap ve Müslüman halklar arasında sahip olduğu desteğin büyük bir kısmına mal olacak ve aynı zamanda Doğu'da kendisine herhangi bir müttefik kazanmadan gelecek yıl yapılacak cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerini kaybetmesine neden olabilir