Türkiye'deki başörtüsü tartışmalarını gündemine alan Alman basını, yaşanan gerilimi örnek göstererek Türkiye'nin hiç bir zaman laik ülke olmadığını öne sürdü.
Alman gazeteci Christiane Schlötzer, "Türkiye hiç bir zaman laik bir ülke değildi, bu başörtüsü tartışmalarında da kendini gösteriyor" ifadelerine yer verdi.
Süddeutsche Zeitung Gazetesi'nde "Örtü ve Hoşgörü" başlıklı bir makale yazan Christiane Schlötzer, "Modern Türkiye kurulduğunda anayasasında, 'Türk devletinin dini İslam'dır' ibaresi yer alıyordu. Laiklik, 1937 yılında Atatürk'ün ölümünden bir yıl önce, sultanlık ve halifeliğin kaldırılması sürecinde, genç cumhuriyet 14 yaşında iken anayasaya girdi. Atatürk, dini, ilerlemenin önünde bir engel olarak görüyordu. Ama halkın inancına dokunmanın kolay olmadığını Atatürk'ün mirasçıları kısa zamanda anladılar. Bu yüzden de devlet, dinî olan herşeyi kontrol etmeye başladı" diye yazdı.
"Buna örnek olarak cuma vaazlarında okunacak konuların Diyanet İşleri tarafından saptanmasını, kiliselerin çatılarının tamiri için bile devletten izin alınması gerektiğini ve hiçbir kamu kurumunda başörtüsü takılamamasını" gösteren Christiane Schlötzer imzalı yazı şöyle devam ediyor:
"Türkiye laik bir ülke olsaydı, Hristiyan - Ortodoks vatandaşlarının din adamları yetiştirmesine izin verir, kadınların başlarını örtüp örtmediğine karışmaz, sadece din bir zorlama unsuru olarak kullanıldığında devreye girerdi. Ama şu anda bu hoşgörüyü beklemek imkânsız, çünkü sembol olarak başörtüsü tartışması, iktidar mücadelesinin aracı oldu."
"ERDOĞAN TAKİYYE Mİ YAPIYORDU?"
Magdeburg Eyaleti'nde yayımlanan Volksstimme adlı gazetede ise Türkiye'deki başörtüsü tartışmasına ilişkin şöyle bir yorum yer alıyor:
"Türkiye bir kez daha laik anayasa ile İslam'ın yeniden doğuşunu sembolize eden bir yol ayrımında. Kemal Atatürk'ün kurduğu devletin altı son derece önemli bir noktada oyuluyor. Türban karşıtları, köktendinci geleneklerin üniversitelere girmesine izin verilmesinin şeriat devletinin başlangıcı olacağı korkusu içinde kitlesel gösteriler yapıyor. Oysa AKP Genel Başkanı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan şimdiye kadar İslam bayrağının taşıyıcısı değil, ilerlemeden yana ve Avrupa dostu olarak tanındı. Yoksa takiye mi yapıyordu?"
Dünya Bülteni