Türkiye İsrail ilişkilerinin geleceği

'Arap rejimleri Türkiye`nin İran karşısında bir güç dengesi olarak ortaya çıkmasından memmun kalabilirler'

Dünyaca önemli think tank kuruluşu Stanford, Başbakan Erdoğan'ın İsrail çıkışlarının, pragmatizme dayandığını ve Türkiye İsrail ilişkilerinde değişen bir şey olmayacağını yazdı. Analizde, Türkiye'nin İran'a karşı denge unsuru olmasından Arapların da memmun kaldığı iddiası seslendirildi.

Kamran Bokhari tarafından kaleme alınan analizde, Arap toplumunun, Erdoğan`ın Arap liderlerden daha yetenekli bir politikacı olduğunu düşündüğü, Arap sokaklarında da Erdoğan'ın sadece Filistin`in gerçek destekçisi olarak değil aynı zamanda Arap liderlerde olmayan politik kaliteye sahip bir isim olarak yankılandığı belirtildi. Gazze saldırıları sırasında yoğunlaşan dayanışma duygularının, Türkiye genelinde yapılan büyük katılımlı protesto gösterilerinin, Ankara`nın İsrail`i sert bir şekilde eleştirmesine imkan verdiği vurgulanan analizde, "Bu gösteriler ve Erdoğan`ın açıklamaları , Arap toplumlarının lider arayışında olduğu böyle bir dönemde, Arap halkının ruhunda derin izler bırakıyor. Bu anlamda, Arap rejimleri de Türkiye`nin İran ve bölgedeki diğer radikal akımlar karşısında bir güç dengesi olarak ortaya çıkmasına memmun kalabilirler" tespiti yapıldı..

Analizde, Türkiye`nin Ortadoğu ve İslam dünyasında izlediği liderlik politikalarının, Ankara`nın İsrail ya da Batı ile ilişkilerine zarar vermeyeceği de belirtilerek şu ifadeler kullanıldı: "Türkiye'nin bu merkezlerle ilişkileri sağlam zeminlerde kurulu. Türkiye 1948`de kurulan İsrail`i ilk tanıyan ülkelerden biriydi, o dönemden bugüne iki ülke arasında yakın diplomatik ve askeri ilişkiler var.

Ak Parti`nin, İsrail ve Arap dünyası ile ilişkilerinde daha dengeli bir politika izleme çabaları da, İsrail ve Türkiye arasındaki tarihi bağları değiştiremez. Erdoğan yönetimi, İsrail ve Suriye arasında dolaylı görüşmeler için arabuluculuk yapıyor. Ak Parti`nin İslami geçmişine rağmen, şu anda görevde bulunan hükümet, İran ve bölgedeki diğer radikal gruplara karşı tavrında çok daha pragmatik bir stratejiye sahip. AKP yönetimi, ülkenin İsrail, Amerika ve Batı ile yakın bağlarının, Türkiye`nin Ortadoğu`da ve İslam dünyasında etkisini artırmasına yardımcı olacağının fazlasıyla farkında...

Öte yandan, Ankara, İslam dünyası ile Batı arasında "arabuluculuk" yapmak istiyor, bu nedenle Araplar üzerindeki etkisini artırması gerek, doğal olarak İsrail`i sert bir şekilde eleştirmeli."

Stanford analizinde, birçok açıdan, İsrail ve Batı'nın, Türkiye`nin Ortadoğu liderliğini, İran ve Arap ülkelerine tercih edeceğinin altı çizilerek, "Türkiye seküler, Batılı bir müslüman ülke, bir NATO üyesi, aynı zamanda Batı ve İslam dünyası arasında mükemmel bir coğrafi yerleşime sahip. İsrail ve Batı açısından, Türkiye`nin liderliği, bölgedeki İran ya da Sünni devlet dışı radikal akımlara karşı bir güç olabilir" dendi.

MERKEZ OLMAK

Benzer bir analiz de Hasan Bülent Kahraman tarafından bugünkü Sabah gazetesinde yapıldı. Kahraman, 'Ortadoğu'da Türkiye olmak' başlıklı yazısında, "Türkiye, 1 Mart Tezkeresi'nden sonra ortaya çıkan derin güven bunalımını aşarak ABD ve İsrail'le yeni bir anlaşma ve işbirliğine yöneldi. Bugün Ortadoğu bölgesinde ABD ile birlikte hareket eden, amaçları ve çıkarları (kendilerine göre) kesişmiş, en azından birbiriyle çelişmeyen iki ülke var. Aynı şekilde ABD gene bu bölgedeki ilişkisini (hem de uzun vadeli bir plan yaparak) İsrail'le Türkiye'yi yakınlaştırarak çözme gayretindedir.

Şimdi daha iyi anlaşılıyor ki, hal böyle olduğu ve biraz da öyle davranması gerektiği için Başbakan son konuşmalarında, İsrail'e o kadar ağır biçimde yüklenmiştir. Fakat bunun (üstelik İsrail'in Türkiye'ye karşı yaptığı hatalar da açık biçimde ortadayken) kapalı kapılar arkasındaki ilişkileri etkilemeyeceğine güveni tamdır. Bu bölgenin yakın gelecekte sahip olacağı uzun vadeli dönüşüm hesaplarının da ( enerji, demografi, ekonomi ) bir sonucudur. Gene aynı mantıkla hareket edildiği için örneğin Nisan ayında ABD Senatosu önüne gelecek Ermeni sorunu konusunda da, Türkiye başına iş açılmayacağını, daima yanında olmuş İsrail lobisinin bir kez daha kendisini destekleyeceğini varsaymaktadır" diye yazdı.

Dünyabülteni

Medya-Makale Haberleri

Ahmet Turgut: Filistin’i hem Siyonistlerden hem Allah’tan korkanlar değil, sadece Allah’tan korkanlar kurtaracak
Abdurrahman Dilipak: Apo’yu İstanbul’a kim getirdi?
Abdurrahman Dilipak: Keyfiniz nasıl?
Abdurrahman Dilipak: Suriye nereye?
Abdurrahman Dilipak: Zamane cinlerinin esrarı