Kedileri çok severim, biraz mesafeli şekilde, yani evin dışında köpekleri de severim,
Köpekler aynen kediler gibi insanoğluyla birlikte yaşamayı tercih etmişlerdir.
Ayrıca Türkiye’de korunması gereken köpek cinsleri vardır.
GDO’suyla oynanmış meyveden, sebzeden hoşlanmadığım gibi, DNA’sıyla oynanmış köpeklerden hiç hoşlanmam, özellikle bu işi yapanlara şiddetle karşıyım.
Türkiye köpeklerine sahip çıkmalıdır derken öncelikle nesillerinin bozulmamasına dikkat etmelidir.
Her ne kadar yıllar önce şehrin sınırları içine alınmışsa da biz yaşadığımız yere kasaba, köy diyoruz. Bitişik komşularımızın çoğunun köpekleri vardır.
Belki çoğunuz biliyor, köpeklerimiz ezan okunurken kurt gibi ahenkli bir şekilde ulurlar. Öyle bir ulurlar ki adeta ahenkli bir şekilde ezana iştirak ederler, onların ulumasından siz hiç rahatsız olmazsınız.
Hatta çok kez bana sormuşlardır; ‘Hocam köpeklerin ezanla birlikte ulumasına ne diyorsunuz, bir hikmeti var mıdır?’ derler, yani bundan dolayı köpeklerde adeta bir dokunulmazlık oluşmuş gibidir.
DNA’sı bozulmuş köpeklerin ezanla birlikte uluduklarına hiç rastlamadım, bilmem rastlayan var mı?
Tam aksine, DNA’sı bozulmuş köpek sürülerinin topluca ezana hırladıklarına şahit olduk. Aslı ve asaleti bozulmuş köpek sürüleri İstanbul Taksim’de bir araya gelmişler ve kudurmuş bir vaziyette Ezan-ı Muhammediye’ye salyalarını akıtarak çemkiriyor, hırlıyor, havlıyorlardı.
Bizim mahallenin köpekleri görseydi onları inanıyorum ki çil yavrusu gibi perem perem dağıtırdı o köpek bozuntularını. Öyle ya, bu doğrudan köpeklerin şerefiyle oynamaktır.
Gerçi yanlarına yaklaştıklarında köpekten ziyade kimyasal kadın atıkları ve cehennem kütüğü cadalozlar olduğunu anlarlardı.
Bunların biyolojik DNA’larıyla oynandığı gibi, asıl ruhlarının DNA’larıyla oynanmış olmalı.
Hani İblis ta ezelde söz vermişti ya; “Kullarına emredeceğim, fıtratı, Allah’ın yaratışını bozacaklar” diye. İblisin söyledikleri bunlar değil de ya kimdir?
Ben buradan Türkiye’yi yönetenlere sesleniyorum; Köpeklerine sahip olsun, DNA’larının bozulmasına müsaade etmesin, köpekten başka her şeye benzeyen o hilkat garibelerinin çoğalmasına müsaade etmesin. Sadece görüntüleriyle değil, hareketleriyle de köpeklerimize hiç benzemeyen mahluklar bizim de dengemizi bozmaktadır.
Özellikle ezana hırlayan, çemkiren, ezan sesini duyunca kuduran köpekler bizim köpeklerimiz değildir, bu böyle biline ve tez zamanda gereği yapıla.