Kimse kusura bakmasın! Türkiye’nin aleyhinde çığırtkanlık yapanlar, “vay ifade özgürlüğü yok, vay gazeteciler hapiste” diye bağıranlar, ya kullanılıyorlar ve bunun farkında değiller ya da asıl resmi görmek istemiyorlar. Asıl resim şu: Türkiye normalleşiyor. Zinde güçlerin tahakkümünde bir asırdan daha fazla yaşamış bu toprakların insanı. İstedikleri gibi at koşturmuşlar. İstedikleri piyonları devreye sokup, istediklerini çöpe atmışlar. Onu buna, bizi ötekine, yukarıdakini, aşağıdakine vurdurmuşlar. Onlar vuruşup dövüştükçe kenara çekilip kıs kıs gülmüşler, ekmeklerinin üzerine sürdükleri yağı afiyetle yemişler.
Şimdi perdeler iniyor. Gizli kapaklı, dinlemeler ortaya dökülüyor. Onun içindir ki yaşanan sancılar normalleşme sancılarıdır diyorum. Kaleleri tutanların mızıklamaları da bundan. Bakıyorum yahoo’ya. Hemen hemen her gün bir Türkiye haberi. Algı operasyonu ile Türkiye’yi çökertmeye çalışanların dışarıdaki işbirlikçileri üretiyor da üretiyor. Zihinlerinde oluşturdukları Türkiye imajını, bu ülkeye bir elbise gibi giydirmek istiyorlar. Geçmişte yapmadılar mı… Tabii ki yaptılar. Kendi hanelerine başarı da yazdırdılar. Darbelerle masum insanları katlettiler, hapsettiler, hayatları karartıp bu ülkeyi on yıllarca geriye götürdüler.
O zinde güçlerin himayesinde palazlanan, siyasi rantçılar şimdi kalkmış pişkin pişkin iktidarı eleştiriyorlar. Bu eleştirme hakkını da bu iktidarın verdiğinin idrakinde olarak ancak, tanımadan eleştiriyorlar. Sanki kendi zihin ikizleri değildi on yıllarca, bu ülkenin insanlarını doğup doğacaklarına pişman eden. Sanki siyasetin, ekonominin, kültür ve sanatın kremasını hep bana, hep bana aç gözlülüğü ile hapur hupur silip süpüren.
Son zamanlarda onlara özenen öteki’leri de alıp hep beraber darbe istiyoruz diye bağırıyorlar. Geçmişte yaptılar ya, bir dedikleri iki edilmedi ya, şimdi de öyle olacak zannediyorlar. Ama bu sefer yanıldılar. Eski Türkiye hâlâ mevcut zannettiler. Tencere tava, mumla lamba, iki şak şak, üç el çırpma bu işi kotarırız zannettiler. Sert kayaya çarptılar. Derin devlet ile hesaplaşma asıl şimdi başlıyor.
Seçimle gelmiş iktidarı seçimle yollayabilirsin ancak arkadaş! Varsa niyetin, kurarsın partini istersin oyunu! Şantaj, dinleme, espiyonajla muktedir olunmaz. Yolsuzluk var deyip, yolsuzluk yapan siyasetçi desteklenmez, sokağa dökülmek yok dediğinle bilinip, üçü sana dokunup, işine gelince show’la sokaklara dökülmek olmaz! Olduğun gibi konuşacak, konuştuğun gibi olacaksın ki sözünün bir kıymeti olsun… Benim nezdimde hiç yok çünkü…
yeniakit