Türkiye Yazarlar Birliği Vakfı Başkanı D. Mehmet Doğan:
TBMM ANAYASA MAHKEMESİ'NİN KARARINA ANAYASAYA AYKIRI OLDUĞU İÇİN UYMAYACAĞINI AÇIKLAMALIDIR!
"Türkiye Cumhuriyeti'nin hukuk devleti anlayışını askıya alan, halkın adalet
hissini tahrip eden ve en önemlisi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Türk
milleti adına kanun yapma yetkisini açıkça gasbeden bir tutumun Devlet'in
sonu belli olmayan bir maceraya sürüklenmesine yol açacağı şüphe götürmez.
Yüksek mahkeme, kendisine verilen görevi kötüye kullanmış ve "sadece şekil yönünden inceleme" yetkisini aşmış, böylece TBMM'nin bütün Türk milleti adına kanun çıkarma, 'yasama' yetkisini iptale kalkışmıştır. Bu hiçbir
şekilde kabul edilemez, meşru sayılamaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi,
halktan aldığı yetkiyi kullanarak kaosa yol açacağı kesin olan bu yetki
gasbına karşı gerekli tepkiyi göstermeli, gerekirse Anayasa Mahkemesi'nin
son kararının hukukî ve idarî hiçbir sonuç doğurmayacağı konusunda kanun
çıkarmalıdır.
Bu yetki gasbı, görevin kötüye kullanılması yüksek mahkemenin yeniden
yapılandırılmasının gerekliliğini de ortaya çıkarmıştır. Anayasa
Mahkemesi'ni halkın iradesinin üstünde tutan, hukukî hiçbir dayanağı
olmayan, sadece ideolojik tarafgirlikle açıklanabilecek olan bu karar bir
referandumla halkın iradesine sunularak da reddedilebilir. 1920'lerde olduğu
gibi millî iradeyi hakim kılmak için icab ederse, TBMM âcilen böyle bir yola
girmelidir.
Türkiye, hukuk devletini engelleyen, ülkenin dünya sistemi içinde kendine
yakışan yere sahip olmasına imkân tanımayan çağdışı ideolojiyle hesaplaşmak zorundadır. "Mağlubiyet ideolojisi" son akıl, mantık ve hukuk dışı hamleleri ile yolun sonuna geldiğini ortaya koymuştur. Ya halk iradesi bu ideolojiyi bir kenara atacak ve Türkiye yoluna güçlü şekilde devam edecek, ya da ideolojik devlet 21. yüzyılın başında kanlı bir diktatörlükle kendini
gerçekleştirmeye çalışacaktır. Darbe sonucu oluşacak diktatörlüğün
Türkiye'nin sonu olacağını, ülkenin parçalanmasına, milletin cepheleşmesine
yol açacağını anlayabilmek için çok fazla bilgiye ve ferasete ihtiyaç
yoktur.
İdeoloji halk irdesinin üstünde olamaz!
İdeoloji devletin önünde olamaz!
İdeoloji hukukun üstünde olamaz!
İdeoloji hiç bir gerekçeyle adaleti engelleyemez!
Türkiye, ideolojiyi adaletin yerine koyan anlayışı aşmalıdır. Bunun yolu
TBMM'nin yetkisine sahip çıkmasına bağlıdır. Halkımız, reyiyle oluşturduğu
TBMM'den bunu beklemektedir.