Türkiye’de her şey olursunuz... Bir tek rezil olamazsınız!

Hasan Karakaya

Şair-Yazar Murathan Mungan’ın çok güzel bir sözü vardır...

Der ki;

“Türkiye’de her şey olursunuz, bir tek rezil olamazsınız... Çünkü çok kolay unutuyoruz. Örneğin politikada batarsınız, daha sonra müsteşar olursunuz. İş dünyasında batarsınız, kimse hatırlamaz, yeni bir şirket kurarsınız.”

Tam isabet!..

Gerçekten de, Türkiye’de “her şey” olunuyor ama bir tek “rezil”olunmuyor!..

AHH, BİR UTANSALAR!

Şu hâle bakın;

l CHP Genel Başkanı Bay Kemal Kılıçdaroğlu; “3 genel seçim, 2 yerel seçim, 1 referandum ve 1 Cumhurbaşkanlığı seçimi” olmak üzere, “tam 7 seçim” kaybetmiş ama, hâlâ “Genel Başkanlık koltuğu”nda oturmaya devam ediyor ve üstelik, hâlâ “başarı”dan söz ediyor!..

Ya Devlet Bahçeli?..

l MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de; 6 Temmuz 1997’den bu yana “7 genel seçim, 4 yerel seçim, 2 referandum ve 1 Cumhurbaşkanlığı seçimi”olmak üzere, “toplam 14 seçim kaybetmiş”, dahası; 1 Kasım’da; “7 Haziran’daki 40 milletvekilini kaybetmiş” ama, hâlâ diyor ki;

l “Milletimiz koalisyon kurmaktan köşe bucak kaçan AKP’ye tek başına iktidar vizesi ve görevi vermiştir.

Milliyetçi Hareket Partisi ise devlet ve iktidarın tüm imkanlarıyla mücadele ederek, dik duruşunu koruyarak, milli ve tarihi emanetlere sahip çıkarak, dahası tüm tuzakları bozarak, oy ve milletvekili sayısı itibariyle yeterli olmasa da TBMM’de temsil edilme imkanına yeniden kavuşmuştur.(...)

Milliyetçi Hareket Partisi’nin zayıflaması, kaybetmesi ve hatta baraja takılması maksadıyla siyasi tarihimize kara bir leke gibi geçecek her neviden saldırı icra edilmiştir.

Buna rağmen köklü geçmişiyle; şerefli, imanlı, milli ve tavizsiz mensuplarıyla iç içe geçen ve kenetlenen partimiz zalimlerin yazdığı hükmü yırtıp atmıştır.”

l HDP’nin Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ise; “siyasette yeni” olmasına rağmen, o da “kaşar”lara uydu!..

Seçimlerden önce; 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kastederek;

“HDP’nin ölüsü yüzde 13 oy alır... 1 Kasım akşamı olacakları önceden söyleyeyim: Tekrar seçime gittiğine pişman olacak, ‘Keşke ben bu seçimi tekrarlamasaydım’ diyecek. O zaman HDP yüzde 13’tü, şimdi yüzde 15 oldu. O zaman 80 vekil çıkarmıştı, şimdi 100 vekil çıkardı diyecek. 1 Kasım’da halkın iradesine saygı duymadığı için pişman olacak” diyen Selahattin Demirtaş; 1 Kasım’da, sandıktan “tam 21 milletvekilini kaybederek” çıktı ama, kameraların karşısına geçip, sonuçları “HDP’nin zaferi” olarak açıkladı ya, pes doğrusu!..

Murathan Mungan haklıymış!..

Türkiye’de, gerçekten de “her şey” olunuyormuş ama “rezil”olunmuyormuş!..

Bu ne “pişkinlik” Allah aşkına?..

Bu ne “kösele suratlı”lık?!?..

İnsan, utana-sıkıla kameraların karşısına çıkar ve der ki:

“Millet bize bir ders verdi... Ama biz; milleti nerede üzdüğümüzü, nerede hata yaptığımızı tek tek araştıracak, kendimizi affettirmeye çalışacağız!”

Bunu desinler,

Canımın içini yesinler!..

Ama bunlarda “utanma” yok!.. Yüzleri “kösele” kaplı olmalı ki, hiç kızarmıyor!..

İSTİFA ETMESİNLER, ÇÜNKÜ!

Aslında var ya;

Her üç genel başkanın parti tabanlarından ve hatta eski milletvekillerinden “istifa” çağrıları geliyor ama, ben onların istifa etmelerini istemiyorum...

Niye istemiyorum?..

Çünkü, merhum üstad Necip Fazıl Kısakürek der ki;

“Ey düşmanım;

Sen benim ifadem ve hızımsın...

Gündüz geceye muhtaç,

Bana da sen lâzımsın!”

Hele söyleyin;

Eğer, Kılıçdaroğlu, Bahçeli ve Demirtaş’ın “beceriksizlik”leri olmasaydı,AK Parti bu oy oranına ulaşabilir miydi?..

Onlar beceremedi ki,

AK Parti başarılı oldu...

RAKİPLERİ TOLGA ÇEVİK!

Demek ki, neymiş;

“Gündüz, geceye muhtaç,

Biz de muhalefete muhtacız!”

Ama, bu muhalefete!..

“Kongre”sini, “Kurultay”ını yapmış, “genel başkanlarını değiştirmiş”muhalefete değil!..

Bırakalım otursunlar yerlerinde!..

Bırakalım, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a saldırıp, “Sultan” derken, kendileri; yaşadıkları “hezimet”lere rağmen “saltanat” sürmeye devam etsinler!..

Yerlerinde kalsınlar, “saltanat” görsünler, “koltukları işgal etmeye” devam etsinler ki, başka koltuklara göz koymasınlar!..

Mazallah, “koltuk”larını bir kaybederlerse, ne yapacaklar?..

Bu kadar “komiklik”ten sonra;

“Komedi Dükkânı”na el koyabilirler, Tolga Çevik’i kapı dışarı edebilirler!..

Öyle ya;

Bunlar “genel başkanlık”tan olurlarsa, bundan sonra “Komedi Dükkanı”ndan başka dükkan işletemezler!..

Bunların, AK Parti’ye “rakip” olamayacakları, bir defa daha ortaya çıktı... Bunlar, olsa olsa Tolga Çevik’e rakip olurlar!..

Gerçekten “komik”ler!..

“Çok komikler!”

Tolga Çevik, dikkat etsin kendine. “Komedi Dükkanı”nı elinden alabilirler!..

İSTİFA, YAZARLARA YAKIŞIR!

Dedim ya; yaşadıkları, “hezimet”e rağmen “istifa” etmesinler!..

Hem, “genel başkanlar”dan önce; onlara “yol gösteren” gazeteciler,“akademisyen”ler ve “köşe yazarları” istifa etmeli değil mi?..

“AKP” lafzını bırakarak “AK Parti” demeye başlayan Zaman ve Hürriyetgazeteleri, seçim sonrasında yaptıkları yayınlarla resmen “beyaz bayrak”açtı. Hürriyet, dün birinci sayfasından bir “mektup” yayınlayarak, “Devlet içindeki her türlü illegal yapılanma ile mücadelede hükümetin yanındayız” mesajı verdi.

l HDP lideri Selahattin Demirtaş’ı CNN Türk’teki programına çıkararak“saz” çaldıran, “HDP’ye oy ver kurtul” altyazısı ile adeta propaganda yapan Ahmet Hakan ise Hürriyet’teki köşesinde Demirtaş’ın PKK’ya karşı gelemediğini ve lider olamadığını yazdı.

Paralel Yapı’nın Today’s Zaman gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Bülent Keneş de bundan sonra Türkçe yazı yazmayacağını, “milletin bunu hak etmediğini” söyleyerek, “rezil olamayanlar” kervanındaki yerini aldı!..

Gördünüz ya;

Kimi kıvırıyor, kimi kıvranıyor!..

Ama “istifa”yı düşünen yok!..

ÇALIŞKAN AKADEMİSYEN!

Hepsi bir yana da;

“CHP’li Akademisyen(!) Koray Çalışkan”a ne demeli?..

Adam, seçimlerden önce; “Paralel İhanet Çetesi’nin televizyon kanalı”na çıktı ve “1 Kasım’da AK Parti’nin yüzde 47 oy alacağını” tahmin eden Adil Gür’e demediğini komadı!..

“Rezil olacaksınız” dedi,

“Şarlatanlar” dedi!..

“Ben siyaset bilimciyim, ben araştırmacıyım” deyip, ekledi:

“Biz bu araştırmaların metodolojisini öğreten insanlarız... Bu adam, nereden çıkarmış yüzde 47’yi?.. AK Parti, kesinlikle yüzde 47 oy alamaz!

Yüzde 47’yi bırak, ona yaklaşamaz bile!.. Yüzde 40’ı bulsun, mutlu olsun!..

O zat, seçimden sonra bir daha araştırma yapmasın!.. Hadi çıksın benimle televizyona... Eğer haklı çıkarsa; bırakırım, ben bu akademisyenliği bırakırım!”

Peki, Koray Çalışkan adlı “CHP’li akademisyen”(!) “istifa” etti mi?..

Etmedi!..

Peki, Adil Gür için “Şarlatan!.. Rezil olacak” derken, kendisi “rezil” oldu mu?.. Ya da, asıl “şarlatanlığı” kendisinin yaptığının farkında mı?..

Hayır, farkında değil!.. “Rezil” olduğunun da farkında değil!..

Ama, Murathan Mungan demiş ya;

“Türkiye’de her şey olursunuz, bir tek rezil olamazsınız!”

Türkiye’de, Koray Çalışkan gibi “CHP’li Akademisyen” olursunuz, Bülent Keneş gibi “Paralelci gazetede Genel Yayın Yönetmeni” olursunuz, Ahmet Hakan gibi; “Aydın Doğan’a garson, Ertuğrul Özkök’e deve yularcısı, Hürriyet’e yazar” olabilirsiniz!..

Evet, her şey olursunuz;

Bir tek “rezil” olamazsınız!..

Çünkü, “rezil” olmak için,

İnsanda “yüz” olmalı!..

“Yüzsüzler”, rezil bile olamaz!.

 ***************************************************************************

2015 yılındayız ama YSK, hâlâ yayın durduruyor!

Yanılmıyorsam, “Üst Kurul”lardan en çok şikâyet eden siyasilerden biri de,Bülent Ecevit’ti!.. 

Türkiye Cumhuriyeti’nin bir “Üst Kurullar Cumhuriyeti” olduğunu söylerdi!..

Haksız da sayılmazdı...

Zira, Türkiye’de, elini sallasan “Üst Kurul”a çarpıyor!.. Yüksek Seçim Kurulu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Rekabet Kurulu, Sermaye Piyasası Kurulu, Kamu İhale Kurumu!..

Say babam say... 

Her taraf Kurul!..

Kurulmuşlar “Eski Türkiye”nin başına; sürekli talimat yağdırıyorlar!..

Meselâ RTÜK, meselâ YSK!..

“1961 Anayasası Anlayışı”nı hâlâ devam ettiren bu YSK; 2015 Türkiyesi’nde, kalkmış; “Tek kanallı Türkiye yasaları”nı dayatıyor ve“Yayınlarda adil davranmadın” diyerek, “A Haber’e 17 kapatma, Kanal 24’e 2 uyarı 2 kapatma cezası” veriyor!..

Hiç düşünmüyorlar ki; 

Artık sadece TRT yok, artık “özel kanallar” var!.. 

Özel kanallar da;

İstediği partiye, istediği kadar yer verir!..

Heyy YSK’cılar!..

Artık uyanın... 

“2015 yılında”yız!..

yeniakit